Gündem

Akıncı Üssü davasında 9. celse son buldu

Abone Ol

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki işgal girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü’ndeki eylemlere ilişkin 486 kişinin yargılandığı davanın dokuzuncu celsesi, eski Genelkurmay Stratejik Dönüşüm Dairesi Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli’nin çapraz sorgusuyla tamamlandı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsünde görülen davada soruları yanıtlayan Dişli, müşteki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın’ın sorusu üzerine, 15 Temmuz akşamı Genelkurmay karargahında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’a yapacağı sunumun en fazla 15-20 dakika olmasını planladığını söyledi.

Hafta sonu yeğeninin düğünü için hazırlık yaptıklarını, sunumu yaptıktan sonra eve dönüp, yola çıkmayı düşündüklerini anlatan Dişli, avukat Aydın’ın, “Ailenizin o gece sizi hiç aramamasını nasıl izah ediyorsunuz?” sorusunu yanıtlarken, “Ailem aramış, ulaşamamış. Komuta katının oralarda zannederim jammer da etkililiydi.” diye konuştu.

Dişli, “Ailenizi haberdar etme ihtiyacı neden hissetmediniz?” sorusu üzerine, “Keşke arasaymışım. Ama aklıma gelmedi” dedi.

Avukat Aydın, Dişli’ye, sunum yapmak için Akar’ın odasına geldiği sırada silahlı kişilerin kendisini tehdit ettiğinden bahsettiğini anımsatarak, “Burada ilginç bir cesaret anlayışı var. İçerideyken (Akar’ın odası) dışarıdaki silahlı kişilerden korkuyorsunuz, o nedenle dikte edilen şeyleri okuyorsunuz ama silahlı kişiler daha kalabalık şekilde içeri girince onlara ‘Ne yapıyorsunuz’ diye bağırıp çağırıyorsunuz.” dedi.

Dişli, “O anda aklıma başka bir şey gelmedi, öyle bir tepki verdim. İçgüdüsel bir tepki” ifadelerini kullandı.

Aydın, Dişli’ye odasında “Osmanlı Askeri Tarihi” adlı kitap bulunduğunu anımsatarak, taarruzda düşmana kesintisiz taarruzda bulunulmasına ilişkin bir bölüm okudu ve buranın not alındığını söyledi.

Dişli, o dönemde terörle mücadele konusunda yeni bir strateji yazdığını, kitapta bahsedilen strateji yöntemini terörle mücadele için kullanılması yönünde çalıştığını kaydetti.

Terörle mücadele stratejisi konusunda 70-80 sayfalık doküman hazırladığını söyleyen Dişli, “Masamın üzerinde, sayın avukata istirhamımdır, aynı zamanda Sayın Cumhurbaşkanına sunacağım 158 sayfa metin vardır. Özel istirhamımdır, rica ediyorum, yalvarıyorum, onu Sayın Cumhurbaşkanına ulaştırın. Benim dört yılımın özetidir. Bu notlar anlam kazanacaktır.” diye konuştu.

Aydın’ın “Salih Ulusoy sizin için, ‘İnanç olarak Fetullah Gülen grubuna kendisine yakın hissederdi’ diyor” sözü üzerine Dişli, Ulusoy’un böyle bir şey söylemediğini ve çatı davasında savunma sırası gelince bunu söyleyeceğini kaydetti.

Müştekilerden Orgeneral Akar’ın avukatı Samet Can Olgaç’ın, “Odada Genelkurmay Başkanına kim kelepçe taktı, kim boğazını sıktı?” sorusunu yanıtlayan Dişli, “Hangisi ne yaptı, bunu bilmiyorum. Boynunun sıkıldığını da görmedim. Ancak bir kelepçe takma esnasında rütbeleri düşmüştü. Hatta rütbelerini de ‘Bu adam Genelkurmay Başkanı’ diye sitem ederek, yerine taktım.” dedi.

Dişli, bir müşteki avukatının, “İfadenizde, ‘Polis asker çatışmasına mani olunması, Cumhurbaşkanı ve Başbakanın ikna edilmesi için gayret gösterdim ve telkinde bulundum’ dediniz. Cumhurbaşkanı ve Başbakanın ikna edilmesinden ne anlıyorsunuz?” sorusunu yanıtlarken, “Genelkurmay Başkanımız, ‘Benim yerime Ümit Dündar atandı. Eğer benim emrimle, inisiyatifimle bu işi bitirmezseniz, ben Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız üzerinde bu şeyimi kullanamam. Beni artık niye dinlesinler? Ama bunu benim emrimle durdurursanız, onları ikna edebilirim. Sayın Cumhurbaşkanımıza bunu izah edebilirim’ dedi. O cümleden kastım o.” diye konuştu.

“Tekmil verdim”

Bir soru üzerine Dişli, “Ben askeri darbeyi tebliğ etmedim, askeri kurallar gereği bir vukuatı tekmil verdim.” ifadelerini kullandı.

AK Parti’nin avukatı Muammer Cemaloğlu’nun “Genelkurmay Başkanımızın sekreteryasını yürüttüğünüzü söylediniz, sadece onun talimatıyla bir yerleri aradığınızı ifade ettiniz. Genelkurmay Başkanı mı size ‘Levent Türkkan’ı ara, eşimi arasın’ dedi. Levent Türkkan, Genelkurmay Başkanına silah doğrultmuş bir adam?” sorusunu yönelttiği Dişli, “Ne yazık ki gerçek bu. Hanımefendiler ile sayın komutanlarımızın eşleriyle emir subayları muhatap olur.” dedi.

Cemaloğlu’nun, “07.30’a kadar sadece Genelkurmay Başkanının ‘Ara’ dediği kişileri arıyorsunuz ve aradığınız herkes darbeci çıkıyor. Buna mı inanalım?”, “Aynen durum budur. Genelkurmay Başkanının orada zaten Levent su getirdi, çayını getiriyor. O hareketten sonra da komutanın ona emirleri oldu. Garip geliyor, bunun farkındayım. Ama durum bu.” diye konuştu.

Soru üzerine “Osmanlı Askeri Tarihi” adlı kitabı kendisinin okuduğunu, Avustralya’dan getirdiği bu kitabın, Osmanlı harp tarihindeki en değerli kitaplardan biri olduğunu söyleyen Dişli, “O gece darbenin önlenmesi için nasıl bir strateji geliştirdiğinin” sorulması üzerine, “Bu ülkeye nasıl katkılarda bulunduğum, şerefli bir Türk subayı olarak bu işin neresinde bulunduğum ortaya çıkacak. Bu manalı sorularınızdan da utanacaksınız.” dedi.

“Buna cevap bulamadım”

Dişli, soru üzerine, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Akar’ın Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve MİT Müsteşarlığının aranması yönünde kendisine bir talimatı olmadığını söyledi.

Orgeneral Akar’ın hakkındaki beyanları sorulan Dişli, “Ben Sayın Genelkurmay Başkanını ailemin bir parçası olarak görüyordum. Askeri nezaket kuralları çerçevesinde kendisiyle çalışma şerefine nail oldum. Cezaevinde 22 kilo vermeme sebep olan, neden bunu söyledi? Ben bunun cevabını bulamadım.” diye konuştu.

“FETÖ’cülerden önünü kestiği” yönündeki beyanı ile EDOK davası sanığı eski Muharebe ve Muharebe Eğitim Destek Komutanı Korgeneral Metin İyidil’in, geçmişte kendisine, “Sen hala burada mısın? Çek git.” dediği yönündeki ifadesi hatırlatılıp, “Sizce İyidil FETÖ’cü mü?” yönündeki soruya Dişli, “öyle olduğunu düşündüğü” yönünde cevap verdi.

Dişli, soru üzerine, kuvvet komutanlarının Akıncı’ya getirildiğini duymadıklarını söyledi.

Emniyet istihbarattan Recep Güven ile aynı tarihlerde ABD’de Milli Harp Üniversitesinde kurs gördüklerinin hatırlatılması üzerine Dişli, bu kişinin kursta bulunmadığını söyledi.

Dişli, sanıklardan eski YAŞ üyesi Akın Öztürk’ün avukatının sorusu üzerine, Öztürk’ün 143. Filo’ya Genelkurmay Başkanı Akar’ın, “Bir bakın, Ankara’daysa gelsin” demesi üzerine Kubilay Selçuk tarafından çağrıldığını öne sürdü. Öztürk’ün, Akar’ı iknaya çalıştığını görmediğini savunan Dişli, “Girişimin önlenmesine yönelik çabalarına tanık oldunuz mu?” yönündeki soruya, “Oldum tabii, beraber gittiğimiz de oldu.” karşılığını verdi.

“Hulusi Akar’ın makamında birkaç yerde alarm butonları olduğu söyleniyor. Namaz kılmadan önce veya abdest aldığı sırada Akar, bu butonlara basma imkanına sahip olmamış mı?” yönündeki soru üzerine Dişli, “Ben bilmiyorum, şimdi sizden duyuyorum.” dedi.

Duruşmaya, pazartesi Dişli’nin çapraz sorgusuyla devam edilecek.

Akıncı Üssü davasında dokuzuncu celse başladı