Sevdiklerimizin vefatının ardından yas süreciyle birlikte, yasal süreçler de devreye giriyor. Yasal süreçler mal paylaşımı gibi diğer maddi meseleleri de beraberinde getiriyor. Miras payının belirlenmesinde ortaya zaman zaman sorunlar çıkıyor. Miras payının belirlenmesinde ortaya çıkan sorunların başında ise “kimin miras bırakabileceği ve mirasçı olabileceği” sorusu geliyor. Yaşanan bu sorunlar nedeniyle mirasçılar miras hakkı için hangi yollara başvuracağını da merak ediyor. Biz de bu haftaki yazımızda “Akıl hastası olan kişi miras bırakabilir mi” ve “Akıl hastası mirastan pay alabilir mi” gibi sorulara cevap vermeye çalışacağız.
Miras hakkı, ölenin mallarının ölüm ile yasal mirasçılarına geçeceği şeklinde ifade edilebilir. Normal şartlarda yasal mirasçıların, ölenin mirasçısı olmak için herhangi bir işlem yapması gerekmez. Ancak bu durum akıl hastası olan bir mirasçının miras bırakabileceği ya da mirastan pay alıp alamayacağı konusunda değişiklik arz edebilir.
Miras hakkı, miras bırakanın hak ve alacaklarına sahip olmanın yanı sıra, miras bırakanın mallarına mirasçı olma ve borçlarından sorumlu olmayı da ifade eder.
Miras bırakanın akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi sebeplerle vesayet altına alınması için ancak resmî sağlık kurulu raporu ile kısıtlanmasına karar verilebilir.
Akıl hastasının miras bırakabilmesi için kendi mirasçısı olan bir başka kişiyi seçmiş olması ya da mahkeme kararı ile vasi kararı alınarak atanması gerekir. Miras bırakan akıl hastasının atacağı imzanın anlam ve sonuçlarını kavrayabilme yeteneğinin var olup olmadığının da sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi gerekir.
Akıl hastası, hastalığının başlangıcında ehliyetini hemen kaybetmeyebilir. Kişi hala akli dengesini koruyor olabilir. Bu durumlarda akıl hastası olan şahıs, alacağı sağlık kurulu raporu ile miras bırakabilir. Raporda kişinin akıl hastalığından dolayı (demans, Alzheimer gibi) sağlık kurulu raporu almış olmasına rağmen, bırakacağı mirasın anlam ve sonuçlarını kavrayabildiğine bakılır. Bunun sonucunda kişinin akıl hastalığının engel teşkil edecek düzeyde ilerlememiş olduğunun tespiti halinde ise ehliyetli olduğu tıbben kabul ediliyorsa miras bırakabilir. Hastalığının etkisi nedeniyle tam ehliyetli olmadığı için doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden ayıramaz. Ancak hastalık ilerledikten sonra sağlık kurulu raporunda akıl hastalığı ya da akıl zayıflığına karar verilen kişi mirasını istediği kişiye bırakamaz.
Akıl hastası mirastan pay alabilir mi?
Akıl hastalığı Türk Medeni Kanunu’nda sayılan kısıtlılık hallerinden biridir. Kişinin akıl hastası veya akıl zayıflığı gibi sebeplerle kendi işlerini yönetememesi, kişinin bakımı için sürekli yardıma muhtaç olması ya da başka kişilerin güvenliğini tehlikeye sokması halinde her birey hakkında vasi tayini yönünde karar verilir.
Yaş küçüklüğü, kısıtlılık halleri olan mal varlığını yönetememe, kötü yaşam tarzı, savurganlık, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, hapis cezası, kişinin sakatlığı ve kişinin kendi isteği üzerine yaşlılığı veya tecrübesizliği sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden kişiye de vasi tayin edilir.
Yani akıl hastası olan bir kişinin mirastan pay alabilmesi için vasi tayini kararı alması gerekir. Akıl hastalığı yüzünden vesayet altına alınmış olan kişi üzerindeki vesayetin kaldırılması için kısıtlama sebebinin ortadan kalkmış olduğunun resmî sağlık kurulu raporu ile belirlenmesi gerekir.