AK Parti’de tılsım bozuldu mu?

Abone Ol

AK Parti genel başkan değişimi yaşadı. Erdoğan Cumhurbaşkanlığı makamına gitti, Ahmet Davutoğlu parti başkanlığına ve Başbakanlığa geldi. Davutoğlu’nun seçimini Erdoğan tamamiyle kendi inisiyatifiyle gerçekleştirdi. Erdoğan böyle uygun gördü, parti mekanizmaları kabul etti.

Sonra bir seçim yaşandı. AK Parti belli yanlışlardan dolayı istediği oyu alamadı ve tek başına iktidar olamadı. Seçim sadece AK Parti’nin tek başına iktidarına değil aynı zamanda Başkanlık Sistemi’ne karşı da kimi çevreler tarafından okundu.

Sonuçta uzun yıllar yıpranmışlık, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığa çıkışı, yanlış aday tespitleri, söylemler ve beklentiler AK Parti’ye seçmenin sarı kart göstermesine neden oldu.

AK Parti bugüne kadar ezber bozarak geldi, farklı eğilimleri kendi etrafında toplamayı başardı. Batıdaki örneklerine göre Türkiye’de “Müslüman Sosyal Demokrat Parti” görünümündeydi.

Seçimlerden sonra AK Parti’deki tılsım bozuldu. Reformist, vesayete karşı çıkan, ezber bozan parti gitti, tamamiyle Erdoğan’ın söylemleriyle politikası üretilen bir parti karşımıza çıktı. Eskiden bu politika belirleme bir sahiplenmeyi beraberinde getiriyordu; ancak daha sonra bu böyle olmadı. Erdoğan’ın söylemlerine karşı partide oluşan tepki ya da aynı görüşte olmama, bir sessizlik olarak karşımıza çıktı ve parti içindeki ahenk bozuldu ve bu kamuyu önünde politikalara da yansıdı.

Bu AK Parti açısından böyle gidecek bir durum değil. Bu hem Erdoğan’ı yıpratıyor hem de AK Parti’yi zora sokuyor. Buna bir çare bulunmaması durumunda mevcut şekilde seçime gitmek AK Parti’ye başarı getirmez.

AK Parti’yi AK Parti yapan en büyük özellik reformist özelliğine sahip olması ile birlik ve beraberliğiydi. Belki bana kızacaksınız; ama bu birlik ve beraberlik bozuldu. Her taraftan farklı ekipler çıktı, herkes kendisine bir alan bulmaya çalışıyor.

AK Parti eğer 2002 ruhuna dönerse hala Türkiye’nin değişim ve dönüşümünü sağlayacak en önemli partidir.

AK Parti Türkiye toplumunun verdiği mesajı çok çok iyi okumalıdır. Türkiye’de seçmen bu saatten sonra bu söylem ve oluşan kamplaşmayla AK Parti’ye tekrardan çok güçlü bir destek verir mi? Şu an için emin değilim.

Yapılan anketlere göre; koalisyon mu yoksa erken seçim mi yapılacağına dair bir karar verilmeye çalışılıyor. Unutulmamalıdır ki, o anketler Türkiye’deki toplumsal olaylara göre sürekli olarak değişebilir. Mesele anketlere göre politika belirlemek olmamalıdır.

AK Parti’nin önünde ciddi sonuçlar getirecek kararlar var: Kongrede nasıl bir yol izlenecek, güçlü bir genel başkan mı yoksa bir değişim mi, erken seçim mi koalisyon mu? Başkanlık mı yoksa mevcut şartlarla devam mı?

Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan! Lütfen kendinizi seçmen yerine koyun ve şu soruyu sorun: Ben bir Kürt olsam AK Parti’ye niye oy vereceğim, milliyetçi olsam niye AK Parti’de saf tutacağım, Alevi isem beni AK Parti’ye ne bağlayacak, dindarsam neden sandığa gittiğimde verip vermeme konusunda düşünüyorum, liberalsem neden uzaklaştım?…

Bu soruların cevaplarını sokaklarda dolaşan teşkilat mensupları vermekte zorlanıyor. Türkiye ateş çemberinde iken artık bir şeylerin yanlış gittiğini görmek gerekiyor. Yanlıştaki kastım; AK Parti’deki tılsım.

Karar vermek lazım. Herkesin bildiğini bilmemiş gibi davranarak politika üretirseniz, bunun samimiyeti sorgulanır. Koalisyonda, seçimde, parti teşkilatlarında “Bir” yok, bunu artık görmek gerekiyor. Bunu telafi etmek için hala geç kalmış sayılmazsınız. İnşallah telafi edecek adımları bir an önce atarsınız.

Nevzat Çiçek