Sosyal alanda saha hâkimiyetini kaybediyor.
Çünkü muhalefete hazırlananlar en evvela kendi medyalarını oluşturarak işe başlıyor.
İnternet çağının muhalefet ehli, “Manşetlerle gelmedik, manşetlerle gitmeyiz!” seslenişinin aksine, sosyal medya manşetlerine hâkimiyetle sonuç alıyor.
Yabancı kaynaklı (mihraklı) medya Türkçe yayınlarına ağırlık vermeye başladı.
İşi biliyorlar;
Bizim mahalleden devşirmelerle veyahut yolu bir zamanlar bizim mahalleye uğradığı için bizim mahalleli varsaydıklarıyla kalelerini tahkim ediyorlar.
Onlar güçlendikçe biz mevzi kaybediyoruz.
Bölünüyoruz ve parçalanıyoruz…
Misal;
Biz ne zaman Suriyeli mültecilerin hali pür melalinden bahsetsek, lafı ağzımıza tıkayarak saldırmaya başlıyorlar.
Dört bir yandan, dört bir koldan….
Görüşler, yorumlar diz boyu…
Bizimkilerden ses çıkmıyor.
Suriyelileri çok istiyor ve çok seviyorsak kendi evimizde bakacakmışız.
Hepsinin evi, arabası varmış,
Devlet bunlara bedava bakıyor üstelik maaşlarını da yatırıyormuş…
Yalanlarla gerçekleri boğmayı başarıyorlar.
Seçim sathı mahallerinde bu algı simsarlığı üzerinden çok iyi oy devşirdiler…
Şimdi aynı taktikle devam ediyorlar.
AK Parti her alanda söz söyleme kabiliyetini kaybediyor.
İç siyasette sağlık devrimi anlatamadı…
Savunma sanayi hamlelerini savunamaz durumda.
Alan hâkimiyetini kaybetti.
Bazen de içeriden vuruluyoruz;
Vatandaşı bunaltmak için, hastanelerde kuyruklar, sevk zincirleri, sistem bozuklukları gırla gidiyor.
Ve Sonrasında da sosyal medya devreye sokularak algı simsarlığı tıkır tıkır işletiliyorlar.
Ekonomik sıkıntıda olan vatandaşları, harici icra yöntemiyle bunaltıyorlar.
Sonra da AK Parti’nin ekonomiyi ne hale getirdiğinden dem vurarak topu olduğu gibi AK Parti’ye ve Erdoğan’a atıyorlar.
Eskiden Külliye merkezli bilgilendirme, fikir ve kültür sanat seminerleri, toplantıları yapılırdı.
İllere yazarlar, sanatçılar, fikir adamları konuşmacı olarak davet edilirdi.
Külliye de bu işleri saldı, bıraktı.
Bütün Türkiye’de AK Parti teşkilatlarında bir rehavet, bir rehavet…
Milletvekilleri, il başkanları, gençlik ve kadın kolları ne yapıyor belli değil.
Bulundukları makamları temsiliyet için kullanıyor, sadece açılışlarda boy gösteriyorlar.
O kadar…
Vatandaşın bir derdine ilaç, bir yarasına merhem olmak düşünceleri yok.
Bulundukları makamların kendilerine verildiğini çok çabuk unutuyor, bu makamlar onların ta ezelden beridir haklarıymış havasına çok çabuk giriyorlar.
Makamın hakkını vermek dertleri de hiç yok.
Hâsılı kelam, gönül belediyeciliği de tutmadı efendiler.
Gönül belediyeciliği bir saman alevi, bir sabun köpüğü misali söndü, bitti kül oldu.