2019 yerel seçimin ardından itirazlar süreci başladı. Milli iradenin sandığa tam olarak yansıması adına, kimsenin hakkı kimseye geçmemesi adına da önemli bir demokratik süreç.
Özellikle İstanbul sonuçlarını tahlil etmek istiyorum. 2014 yerel seçimlerinde AK Parti, İstanbul Büyükşehir’de Kadir Topbaş ile seçime girdi. O seçimde AK Parti tek başına yüzde 47,95 oy aldı. CHP adayı Mustafa Sarıgül ise 40.08 oy aldı.
O gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan sıfatı ile seçim çalışmalarını yönetmiş, teşkilatı da dava duygusu ve heyecanı ile başarı elde etmişti.
2014 yılından bu yana, İstanbul’a tarihe kazınacak, hayal bile edilemeyecek hizmetler yapıldı. Marmara denizinin altından hızlı tren yolu döşendi ve hizmete girdi. İstanbul’a 3. Boğaz köprüsü kazandırıldı. Muhalefet bu projeleri hayal bile edemezdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan milletinin gönlüne İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemindeki başarılı hizmetleri ile de girdi. İşte bu milletin sevgi dolu gönlü onu önce başbakan, sonra Cumhurbaşkanı, daha sonra da Başkan yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davası, mazlumun ve ezilenin davası oldu. Bugün bu dava sınırları da aştı. Sadece milletinin değil, Müslümanlar’ın da gönlüne girdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul sevdası; Bu seçimlerde en önemli adayı Bakan, Başbakan ve TBMM Başkanlığı deneyimi olan Binali Yıldırım’ı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olmasını sağladı.
Binali Yıldırım’ın ulaştırma bakanlığında yaptığı başarılı çalışmaların arkasındaki imza Recep Tayyip Erdoğan imzası olduğunu asla unutmayın. Yıldırım’ın başarıdaki katkısı uyumlu çalışması ile takdire şayan tabii ki…
Şimdi benim kafamdaki soruları sorma zamanı diye düşünüyor ve soruyorum. Binali Yıldırım, Cumhur İttifakı çerçevesinde MHP’nin de açık desteği olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yoğun destek ve çabalarına rağmen neden başarılı olamadı.
Bu seçimde ben başarı kriterlerini yüzde 50’nin üstünde oy almakla görüyorum. 2014 seçimlerinde yüzde 48 oyu tek başına alan AK Parti, bu seçimde Cumhur İttifakı’na rağmen oyunu artıramadı ve neden oyunu yüzde 50’nin üstüne çıkaramadı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın müthiş performansı ve çabalarına karşı İstanbul teşkilatı da neden yetersiz kaldı?
Binali Yıldırım ve AK Parti İstanbul İl Teşkilatı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davasına daha heyecanla omuz vermesi gerekirken, ortaya çıkan tablo ile ayaklarından asıldıkları izlenimi neden ortaya çıktı? ‘Reis halleder’ mantığını kim ortaya attı?
İstanbul’da şimdi mesele itirazlarla seçimi kazanmak değil. İstanbul’da bu seçimde Erdoğan’ın Türkiye genelinde oyunu korurken, İstanbul’un 50’nin üzerinde bir oy alacak başarıyı neden gösteremediğidir.
Başarısızlıklarını itirazlarla ve açıklamalarla kapatmaya çalışanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gözünde başarılı oldukları imajını vermeye çalışanlardır bence. CumhurbaşkanıErdoğan’ın hak ettiği başarıya kavuşmasına katkı sunamayanlar ve İstanbul seçimini tartışılır hale getirenler koltuklarını bırakmalılar.
Ayrıca, Teşkilatlardan Sorumlu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki de belediye başkan adaylarının belirlenmesinde önemli rol oynadığı göz önünde alınırsa ve Ankara’nın da kaybedildiği düşünülürse Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini rahatlatması adına istifa etmelidir. Koltuklar ebedi değil, başarılı olanlar içindir.
Suçu hep başkasında arama sevdası, bu davaya zarar verir. Davanın liderine zarar verir. Buna kimsenin hakkı yok. İstifa etmek davadan kopmak değildir, daha iyi yapana yol açarak, davaya katkı sunmaktır. Bunu da böyle bilmek gereklidir.
Selam ve dua ile…