AK Parti listelerini anlamak…

Abone Ol

7 Haziran seçimlerine, yapılan birçok itiraz ve uyarıya rağmen Doğal Genel Başkanla sıkıntı yaşamak istemeyen hiçbir parti yetkilisinin -Bülent Arınç dahil- ses çıkarmaması üzerine 3 dönem kuralıyla girmek zorunda kalan AK Parti, ortaya çıkan tablo karşısında tam bir tornistanla, 1 Kasım için farklı bir milletvekili listesiyle karşımıza çıktı. Listesinin mantığını anlamak çok kolay; ancak bir o denli de sıkıntılı soruların sorulmasına yol açacak bir içeriğe sahip. Bu soruları şimdi sormalı mı; yoksa seçimler sonrasına mı bırakmalıyız? Eğer şimdi sormazsak yarın ya sormaya gerek duymayabiliriz ya da o gün sormamız sakil kaçabilir. O halde bu soruları şimdi soralım ki, olur a, dostluğumuza gerçekten inanan bir AK Parti yetkilisi çıkıp aslanlar gibi bizi ikna eder ve bizler de işin en başında ‘mukni’  olarak bugüne dek olduğu gibi yine çıkar aslanlar gibi çarpışırız.

Genel soru şudur; 14 yıldır yapılan her seçimde neden bu denli liste değişiklerine gidip bir dünya insanı onore ederken diğer yandan diğerlerinin kalbini kırıp karizmasını çizdiniz? Bunları yaparken elinizde sabit ve makbul kriterler var mıydı? Yoksa topun gelişine gelişine mi vurdunuz?

Neden bir dönem önce bakan ettiğiniz birilerini, diğer dönem-ler-de milletvekili aday listesine koymaya bile tenezzül etmeyip çiziklediniz? Sahi bunları yaparken kurmay bir zeka devrede miydi? Yoksa “O dönemin ruhu” mu bu kararlarınızda etkili oldu? Yani milletvekili ve belediye başkanları seçimleri sürecinde binlerce kişiyi eleyerek listelere aldığınız birilerini, bir sonraki dönemlerde neden saf dışı bıraktınız? Saf dışı bıraktıklarınızın ardından yeni seçilmiş birilerini de daha sonraki seçimlerde neden aday listelerine bile koymadınız?

Aslında bu soruların hiçbir anlam ve önemi yok, lider bazlı siyasetin muteber olduğu bir coğrafyada. Oyu alan odur nasıl olsa. Diğerleri sadece kendilerine mansıp bahşedilmiş birileridir. Bugün birine, yarın diğerine lütufta bulunulur, kime ne?

  Bu bağlamda 1 Kasım için oluşturulan milletvekili aday listelerine baktığımızda, ilk anladığımız şey 3 dönem kuralı nedeniyle haksızlığa uğramış oldukları sanıyla kırgın olan bazı eski tüfeklerin beklentileri ötesinde onore edilmesidir… Bir yanlış, bir başka yanlışla telafi edilmeye çalışılmıştır. Peki neden kırılmıştır bu AK Parti hareketinin öncüsü zevat ve neden son derece akıl dışı 3 dönem kuralı oylanırken ses çıkarma cesareti gösterememişlerdir?

7 Haziran listelerinde olmayan 24 eski ağır top, ilk ya da seçilebilecek ön sıralarda bu kez yer almışlardır. Şimdi burada yine bir başka yeni soru akılları kurcalar; kardeşim şimdilerde birçoğunu seçim bölgelerinde ilk sıralara koyduğunuz adamlar şayet bu kadar önemliyse neden 3 dönem hikâyesinde bu denli ısrarcı oldunuz? Birileri, Erdoğan hedeflerine sıkıntısızca ulaşabilsin diye 3 dönem kuralında ısrar edildi diyerek açıklıyor bu durumu. Böyle olduğuna inanmak istemiyorum; ancak yeni listeye baktığımda ilk imgesel çağrışımı “bir özür listesi” gibi geliyor bana.

Sanki Erdoğan şunu demiş; “Yaa arkadaşlar, tamam 3 dönem falan filan bazı fantazilere kapılıp hata ettik; ama iş şimdi ciddiye bindi. Hadi dirilip toparlanalım, bakın partiye el attım ve sizlere yeniden nefes üflüyorum… Haydi ilk günkü gibi coşalım!…”

Allah kabul etsin, güzel duygular bunlar.. Hatasıyla sevabıyla bizler anlayışla karşılayabiliriz tabii ki. Ancak yıllardır her türlü söyleminde dönemin CHP’sini ve partili milli şefliği eleştirip siyasetine argüman kılan ve hatta CHP il başkanlarının vali yapılmasından muzdarip olduğunu defalarca tekrar eden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, AK Parti’li Kurucu Genel Başkan kimliğini her defasında milletin gözüne sokaraktan bu kadar siyasileşmesi, hatta AK Parti MKYK ve milletvekili listesine bu denli müdahil olması ve bu seçim döneminde yeniden meydanlara ineceğini ilan etmesi, sadece kurucusu olduğu AK Parti’nin daha çok oy kaybetmesine ve Cumhurbaşkanlığı makamının millet nezdinde değerinin daha çok deforme edilmesine neden olur.

Benden söylemesi.. İsterseniz direkt sıkın…

Yazımı bitirirken, İHH sokağından hasbelkader geçmiş birilerinin 1 Kasım seçimlerinde listelere dahi yaklaştırılmaması da ayrıca bir soru işareti.

  Hayırdır hocam, ABD merkezli Ortadoğu politikalarınızın başarısızlığının faturasını gerçek dostlara yıkarak iktidar sürenizi daha uzun kılmaya mı çalışıyorsunuz? Yapın yapın.. Bunu da yapın.. Biz yeryüzünde Allah’ın iktidarından başka mutlak bir iktidar tanımıyoruz elhamdulillah. Ne kadar açmazınız varsa bize yıkın.. Biz taşırız, hatta bizleri verin onlara.. Biz çok öldük, yine ölürüz… Yeter ki sizin gülümseyen gül yüzünüze halel gelmesin… Bir sizin, bir de Reis’in..

Selam ve duayla…