Ahlak nerede biter, ahlaksızlık nerede başlar?

Abone Ol

TDK’nın sözlüğünde “ahlak” kelimesinin anlamı, “Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları” şeklinde verilmiş. Demek ki bu davranış biçimlerine ve kurallarına uyulmadığında da ahlaksızlık oluyor.

Ahlak kuralları; toplum düzenini sağlayan, kişiye davranışları konusunda yol gösteren kurallardır ve bu kuralların bağlayıcılığı vardır. Bu kuralları çiğnediğinizde o toplumdaki ortalama her insan tarafından kınanırsınız, dışlanırsınız. Kişiler de çoğu zaman içinden gelmiyor olsa da toplumun bakış açısını bildiği için ve sonuçlarına katlanamayacağından dolayı ahlak kurallarını aleni olarak çiğneyemez, kendisini o ahlak kurallarına uymak zorunda hisseder.

Bu girişi yapmamın sebebi son günlerde gündem olan LGBT… Bu örgütün varlığı, savunduğu fikirler, eylemleri gayri ahlaki… Bırakın Türk-İslam toplumunu, az çok insani değerlerini muhafaza eden hiçbir toplumda bu örgüte ve savunduğu fikirlere yaşam hakkı tanınmaz.

LGBT’nin açılımına ve bu kavramların anlamına bakalım?

Lezbiyen, “Kendi cinsinden kimselerle cinsel ilişkide bulunan kadın.”

Gey, “Eşcinsel erkek.”

Biseksüel, “Hem kendi cinsini hem de karşı cinsi arzulayan.”

Transgender, “Bireylerin kadın veya erkek cinsiyet rollerine ait geleneksel tanımlara açıkça uygun olmaması, fakat bunlar arasında hareket etmesi.”

Bakar mısınız örgütün kısaltmasına ve toplumda alan açmaya, normalleştirmeye çalıştığı şeylere?

İnsanın yaradılışına, fıtratına, genetik kodlarına, değerlerine aykırı olan ne varsa aynı çatı altında toplamışlar. Sonra da bütün bunları normal karşılamamızı, kabullenmemizi ve rahatça hareket etmelerine müsaade etmemizi bekliyorlar.

Bir insan günah işleyebilir, günahkâr olabilir; hataları olabilir, suça karışmış olabilir ve bizim için bunlar gayet insanidir. Bunlardan dolayı bir insanı toplumdan dışlamayı, onunla ilişkileri sıfırlamayı hiç düşünmeyiz. Çünkü her insanın eksikleri, hataları, günahları olabilir.

Ancak bu örgütün savunduğu şeyler bir eksiklik, hata değil. Tamamen gayri ahlaki yaşam tarzlarını normalleştirmek, hatta cazip hâle getirmek için bir çaba var. Bunların normalleşmesi demek, toplumun elden gitmesi demektir. Bunların normalleşmesi demek, çocuklarımızı normal insanlar olarak yetiştiremememiz demektir. Bunların normalleşmesi demek, Lut kavmi gibi helak olmamız demektir.

Ahlak kuralları, insanidir ve gayri insani olan hiçbir şeyi kabul etmez; ufak tefek farklılıklar göstermekle birlikte de evrenseldir. Ahlaksızlık ise insani olmadığına göre normal insanlar tarafından anormal karşılanır.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) “Hayâ imandadır” buyurmuştur. İnsanda doğuştan gelen bir utanma duygusu vardır. Doğuştan gelen bu duygu, imanla korunup geliştirilmektedir. İman arttıkça utanma duygusu da artmakta, azaldıkça azalmaktadır. Ancak imansız da olsa bir insan, insanlıktan çıkmadığı sürece hayâ duygusunu tamamıyla yitirip hayâsızlaşamaz. Eğer hayâsızlaşmış ve hayâsızlığı savunur olmuşsa insanlıktan çıkmıştır. Rabbim, bu güruhtan evlatlarımızı, milletimizi ve tüm insanlığı korusun…