İnsan dünyada miras diye ne bırakır ki kâri? Ardında ne kalır, neyin kıymeti kalır ve nasıl hatırlanır?
Zor sorular değil aslında bunlar ve elbette çok fazla verilecek cevabı da var. Elbette akla para, mal, mülk vesaire geliyor ama daha başka ve daha fazlası ve hatta daha önemlisi de var; hayırlı bir evlat. Dünyaya bırakacak asıl miras bu bence. Hem hayırlı derken sadece ana-babasına değil vatana, millete insana hayırlı biri…
Bu söylediklerimi bildiğini hatta benden de daha iyi bildiğini biliyorum ama daha evvel söylediğim bir şeyi tekrar edeyim “bizler ahir zamanın çocuklarıyız ve her şey başka bu zamanda…” İşte bu ahir zamanda bazı şeyler bizim elimizde değil. İstediklerimizi yapma kudretimiz evvelden de yoktu bizim zira acizdik ve halen dahi öyleyiz. İnsan olmak noksan olmak demekti zira. Ama bu yaşadığımız zamanda bir başka halde var ki en mahrem denebilecek yerlere kadar giren, aramıza sızan, her yerde karşımıza çıkan düşmanlarımız var.
Neler yapıyorlar, nasıl zararlar veriyorlar bunların hepsini anlatacak değilim ve niyetlensem de ne sayfa ne kelam yetmez. Ama birinden bahsedeyim. Asıl saldırdıkları ve asıl bozmaya çalıştıkları şey birkaç asırdır ailelerimiz. İlk hamleyi aile denen mukaddesimizi dünyevileştirip yalnızlaştırmakla yaptılar. Çekirdek ile diye bir şey soktular lügatimize. Oysa biz bütün bir ferdiyle geniş ve hakikatli bir aile olmayı bilmiş ve bununla medeniyet kurmuştuk. Sonra o çekirdeğin içinden de yemişi çıkarmak istediler. Anneyi evden çıkmaya razı ettiler. Ya da mecbur ettiler demeliyim. Ve şöyle bir cümleyi hatırlıyorum; “Haçlıların asıl galibiyeti anneyi evden çıkarmakla oldu…”
Şimdiyse kökten tohumu bozmak istiyorlar. Mecburen bir işle iştigal etmeye mecbur olan anne babasını mesai saatlerinin içinde göremeyen çocuk kim bilir kimin ya da kimlerin ellerinde ve hangi kalıplara girmeye zorlanıyor? Değişiyor ve değiştiriliyor.
Biz bu meselde kaybedersek sadece kaybetmiş olmayacağız, kaybolmuş da olacağız…
…
“Çocuklarımızı kimler yetiştiriyor?” diye soruyorum bazı şeyleri görünce. Hayret etmekten fazlasını yaşıyorum gördüklerimin karşısında. Üzülüyorum.
…
Geçenlerde biri mahallemizin tecrübeli abilerinden birine
– “Çocuklarımızı nasıl iyi yetiştireceğiz?” diye sordu.
Hiç beklemeden verdi cevabı abimiz;
– “Kendinizi iyi yetiştirerek…”
…
Şunu bilmek, anlamak ve yapmak zorundayız ki biz elini bırakırsak çocukların elini muhakkak bir başkası tutuyor ve hepsinin niyeti fena değilse de her zaman da iyi olmuyor. Ve hiç kimse kim olursa olsun bir çocuğa anne babasının öğrettiğini öğretemiyor.
Hülasa ağaç çürürse meyve de çürüyor…