Acizler ve emek hırsızları…

Abone Ol

Spor Toto Süper Lig’in yedinci haftasında Kadıköy’de Fenerbahçe üçüncü yıkımını yaşadı. Oynanan bu oyunun felsefe olarak futbolun içinde maalesef bir adıda yok. Takım oyunu anlayışınızda sıkıntı varsa işler bireysel yetenekleri olan oyunculara kalır onlarda gününde değilse ortaya bu tablo çıkar. Kulübeden gelenler tam bir umutsuz vaka enteresandır oyundan çıkanda oyuna dahil olanda mutsuz üstelik herhangi bir katkı yapamadıkları halde. Kaleci Volkan Demirel sezon başından beri o kadar hatayla oynuyorki kimsenin aklına Fabiano gelmiyor bile, siz bu adamı süs diyemi kiraladınız. Defansın sağıda solu da yolgeçen hanı;Wiel ayrı bir dert Hasan Ali ayrı bir dert. Alanyaspor’un golünde bu üçlü “kaleci Volkan, Wiel ve Hasan Ali” bildiğiniz uyuyorlardı. Koskoca Fenerbahçe’de bir tek Mehmet Topal oda ne yapsın çocuk hangi bir yere yetişsin. Forvet hattı üretimi durdurmuş grevdeki fabrika işçileri gibi neredeyse tulum giyip halaya kalkacaklar. Robin Van Persie sakatlıktan yeni çıkmış olsada takım içinde onun oyun felsefesini anlayan kimse yok bence buda dışarıdan takıma katkı yapmıyor görüntüsü veriyor.

Evet Fenerbahçe iyi değil hatta çok kötü bu sezon Feyenoord maçı hariç heyecan verici bir futbol izletmedi bizlere lakin birtakım ne kadar kötü olursa olsun saha içinde oynanan oyunu bir kenara bırakıp yapılan bariz eyyamları da görmezden gelemeyiz. Tesadüfmüdür bence değil hakem şanssızlığı hiç değil sezon başından beri Fenerbahçe’ye öyle hakemler tayin ediyorlarki sanki cımbızla seçiyorlar. Benim inancım bunu bilerek ve kasten yapıyor olmalarıdır onlarda görevlerini harfiyen yerine getiriyorlar. Hadi bariz gole kırk metreden ofsayt bayrağı çekmeni bir nebze olsun anlıyorum diyelim peki bir metre önünde ceza alanı içinde Emenike’nin yaka paça indirilmesini görmezden gelmeni neye bağlayalım savunulur bir yanı varmı tabii kide yok gittimi bir gol bir penaltı güme sonuç vicdan tatilde tetikçiler iş başında. İşte niyet başka olunca kontrol elden gider sonuçta dünkü maçtada böyle oldu Alper Ulusoy’un elindende kontrolünden de çıktı. Bu işler böyle devam ettikçe Türk futbolu dibe vurur zaten vuruyorda… Milli Takım’ın durumundan nerelere geldiğimiz ortada.

  

Fenerbahçe’nin bundan önceki dönemlerde iş bilen, haksızlığa dur diyen  tahammül etmeyen bir yönetimi vardı. Ali Koçlar’ın, Nihat Özdemirler’in var olduğu işte bugünkü yönetim o döneme göre tüy sıklet kalıyor. Mahmut Uslu’ya  bakıyorum gündem dışı ne varsa onunla meşgul vay efendim o dönem yönetimde ben olsaydım ölürdüm, Galatasaray’a Kadıköy’de kupa aldırtmazdım, ne olurdu yani eline ne geçecekti sen onu bunu bırak da bugüne bak. Fenerbahçe’yi ince ince kıyıyorlar onları gündeminize alın bir tepki verin, bir tepki gösterin yoksa bu işler bitmeyecek. Alanya spora gelince  Kadıköy’den istediği bir puanı aldı helali hoş olsun birdaha ne böyle bir hakem triosu nede böyle bir Fenerbahçe denk gelirmi bilemem. Aslında kendilerine biraz daha inansalar tekme tokat yerine futbolu düşünseler galip bile gelebilirlerdi. Futbola başladığımda sadece futbol oyununu düşünen ahlaklı iyi hocalarımız vardı, bana ve takım arkadaşlarıma ilk öğretilen “Rakibe kasti tekme atmayın, bu futbolda acizliktir” felsefesi olmuştu bugün ise günümüz futbolu acizlerle ve emek hırsızlarıyla dolu.

Allaha emanet olun…