Acımız büyük

Abone Ol

Türkiye tarihinin en büyük sarsıntısıyla sarsıldık pazartesi sabahı saat dört sularında.

Şehirlerimiz yerle bir oldu.

Kahramanmaraş merkezli ama 10 ilde yıkıma sebep olan depremin etkisi sadece bu illerle de sınırlı değil.

Yıkıma sebebiyet vermese de diğer illerdeki binalarda da sarsıntılar, çatlaklar oluşturdu, bizi derinden sallayan o sabahki sarsıntı.

Uykuda yakaladı.

Soğuklarda yakaladı.

İnsanlar sıcak evlerindeyken vurdu, tüm gücüyle.

Geride binlerce enkaz, altında yaşam mücadelesi veren on binlerce, yüz binlerce bebek, çocuk, kadın, erkek, yaşlı, hasta...

Gün içerisinde yaşanan ikinci bir deprem acımızı daha da katladı.

Yardımların ulaştırılacağı yollar dahi tahrip oldu, yaşanan tüm olumsuzluklar yetmezmişçesine.

Kimi mahalleler, köyler komple çöktü; kimi ilçelerde ayakta kalan bina yok denecek kadar az.

Âdeta kıyamet yaşandı coğrafyada.

Acımız gerçekten büyük, acımız gerçekten derin.

Tüm Türkiye’nin kalbi, acının üssü bölgede atıyor.

Enkazdan sağ çıkarılan her can tüm Türkiye’nin sevinci oluyor.

Tüm Türkiye yardım için seferber oldu.

Dünyadan yardımlar yağıyor.

Yaşanan her acı bizleri daha da kenetliyor birbirimize.

İnsanımız duyarlı.

Yardım etmek, elinden geleni yapmak için seferber oluyorlar.

Ne güzel insanlar var diyorsunuz, kimi yardımları gördükçe, kimi insanların gayretine şahit oldukça.

Ama bilanço çok ağır.

Çığlıklara ulaşamamanın, soğukta üşüyenleri ısıtamamanın, bir lokmaya ihtiyaç duyanlara, su bulamayanlara o an yardım edememenin çaresizliği kahrediyor.

Biliyorsunuz binanın altında nefes alan insanlar var.

Duyuyorsunuz enkaz altından kurtarılmak için bekleyen insanları.

Görüyorsunuz üzerine moloz yığınları düşmüş tenleri.

Ama o an hepsine ulaşamamanın çaresizliği kahrediyor sizi.

Devlet ve millet her olağanüstü hadise yaşandığında olduğu gibi tek yürek, acılarını sarmaya devam ediyor.

Coğrafyamız deprem bölgesinde.

Önlemlerimizi daha güçlü almalıyız.

Bir daha büyük acıların yaşanmaması için neler yapılabilir, ivedilikle harekete geçeceğiz.

Elbette eksikliklerimizi, yapamadıklarımızı, ihmal ettiklerimizi konuşacağız.

Elbette kendi çıkarları için binaları depreme uygun yapmayan, malzemeden çalan, bu binalara izin veren, ihmali olanları mutlaka konuşacağız.

Ama şimdi sırası değil.

Şimdi en kaz altında bekleyen on binlerce insana ulaşmak, bölgedeki insanlara yardım ulaştırmak önceliğimiz.

Allah milletimize bir daha böyle bir acı yaşatmasın.

Başımız sağ olsun, büyük geçmiş olsun Türkiye’m.