Avrupa Parlamentosu’nda (AP) dün gerçekleşen Türkiye oylaması sonuçlandı. Ankara’nın Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını öneren tasarı 477 oyla kabul edildi. Kendileri bilir…
Teklifin altında, AP Türkiye raportörü Hollandalı parlamenter Kati Piri’nin imzası bulunuyor. Hollanda’nın geçtiğimiz Mart ayında Aile ve Sosyal Politikalar bakanımıza karşı gayri insani tavırlarını hatırlamakta yarar var.
Alınan bu karar ile 2005’ten bu yana yürütülen müzakereler askıya alınmış oldu. Bu karar sadece Türkiye’yi etkilemeyecek. Daha çok Avrupa Birliği’ni etkileyecek. Yapılan onca çalışmalar bir anda çöpe atılamaz. Sonuçta elbette bir sonuca kavuşacak. Ancak o sonuç çıkana kadar da iki taraflı sıkıntıların başlayacağının göstergesidir de bu karar. AB ve Türkiye için daha zorlu bir sürecin başladığını söyleyebilirim. AB bu karara pişman olacaktır.
Avrupa Birliği ile terör, göç ve diğer alanlarda iş birliği anlaşmaları var. Bu adımdan sonra bence tüm anlaşmalar anlamsız kalır. Kalmalıdır da. Kalacaktır!..
Peki bu noktaya neden gelindi? Diye bir soru soracak olursak. Aslında tüm bahaneleri çöpe atarak kısa ve herkesin anlayacağı şekilde cevap vermek yeterli olacak diye düşünüyorum.
Türkiye’yi destek verdikleri terör örgütleri ile köşeye sıkıştırma, dizayn etme çabaları sonuçsuz kaldı. Türkiye’nin etrafında oluşturdukları terör uzantılarına Türkiye fırsat vermedi. Terörle mücadelede Türkiye içte ve dışta olağanüstü başarı sağladı. Avrupa’da himaye edilen Türkiye düşmanlarının Türkiye içindeki etkinlikleri bitirildi. FETÖ, PKK ve diğer uzantılar üzerinden kurdukları emelleri hüsranla bitti.
Güçlü bir Türkiye’yi içlerinde görmek istemediklerinden bu kararı aldılar. AB’nin gerçekten Türkiye ile iş birliğine mecbur olduğunu da anlayacaklar. Ama bu arada kayıpları da olacak. Zaten kayıplar olmadan kıymet de bilinmiyor.
Güçlü Türkiye’nin onların da işine yarayacağını bilmektedirler aslında. Bu nedenle kabul edilen Karar taslağında 15 Temmuz darbe girişimi ve Türkiye’de gerçekleşen terör eylemlerini kınadılar. Türk hükümetinin sorumluları hukuk devleti ve adil yargı hakkı çerçevesinde yargılama hak ve sorumluluğu olduğuna vurgu yaptılar.
Yine de destek verdikleri illegal örgütlerin algı yönetimine kaptırdılar kendilerini. Özgür iradeleri ile karar verdiklerine kimseyi inandıramazlar. Türkiye aleyhine faaliyet gösteren terör örgütlerinin argümanları ve inançları ile amel ettikleri için önlerini tam olarak göremiyorlar.
Geleceğe baktığım zaman, Türkiye ’siz bir AB düşünemiyorum. AB’siz Türkiye’yi de hayal edemiyorum.
Selam ve dua ile…