Ne olacak şu zavallı Avrupa’nın hali…
Yolun sonunu gören İngiltere erken uyandı ve hızla çöküşün faşist girdabına kendisini kaptırmadan felaket merkezinden uzaklaştı.
17./18. Yüzyılda, Yahudilerin Hristiyanları hızla sekülerleştirmesi süreciyle doğan ‘Aydınlanma Çağı’ olarak isimlendirilen Avrupa’nın günümüze kadar bütün bir dünyayı aklen fikren siyaseten ve ekonomik olarak sömürgeleştiren ‘gelişme’ sürecinin artık çöküş emareleri her alanda hızla ortaya çıkmaktadır…
Kapitalizmi sistemleştirebilmek için gerekli sömürgeleştirme sürecini insanlığa çaktığı ‘İdeal’ ideolojilerle dünyayı uyutmak ancak bu kadar sürdü…
Demokrasi, kendi dışındaki dünyaya karşı hep bir illüzyon aracı olarak kullanıldı. Kendi dışındaki dünyaya uyguladığı politikanın omurgası hep münafıklık/çifte standart oldu.
Kendisi için kurduğu sistem hep ulaşılmaz ‘muasır’ seviyede tutuldu.
O seviyede kendi toplumlarını farklı ve seçkin bir uyutma tekniği ile uykuda tutarken, kendi dışında kalan dünyaya münafıkça ve barbarca politikalar uyguladı. Bu süreç içinde dünya nüfusunun yarısını katletti.
Afrika ve Amerika yerli haklarını kıyıma uğrattı.
Dünyanın en zengin kıtasını açlığa ve yokluğa mahkûm etti.
Birinci dünya savaşından buyana İslam coğrafyasını paramparça ederek kurduğu çakma ‘devletler’ ile kukla yönetimlerle yağmaladı ve terörün ve kaosun merkezi haline getirdi.
Yağmaladığı dünyanın servetiyle ürettiğini cebren ve hile ile kakalamak üzerine bir değermen taşı gibi kurduğu kapitalist sistem içinde insanlığı öğüttü.
Ve artık yolun sonuna geldi değirmen taşı kendisini yemeye başladı.
Küreselleşme, Avrupa birliği hikâyesi kurtuluşlarına yetmedi.
Değirmen taşı arasında öğüttükleri ülkeler bütün acı ve ıstırapları içinde bir bir uyanmaya başladı. Onca uyguladıkları nüfus planlamaları, gıda ve sağlık üzerinden uygulanan stratejik yok etme planlarına rağmen kapitalizmin cenderesinden güçlerini toparlayarak çıkmayı başladılar…
Türkiye denilince bütün bir Avrupa’yı sıtmaya tutulmuş gibi titretmesine sebep olan gerçeklik şu; Türkiye bütün bir insanlığı kucaklayan hakikatin gerçek insani idealin değerlerini üretebilecek tohuma sahip biricik ülkedir vesselam…
Türkiye denilince bütün Avrupa’nın sıtmaya tutulmuş gibi titremesine sebep olan gerçek; Türkiye’nin insanlığı kucaklayan tohuma sahip ülke olmasıdır.