ABD, PKK meselesinde Kobani’den bu yana uyguladığı stratejiyi adım adım yürütüyor. Trump, PKK’ya “Ağır” silah verilmesini istedi, görevlendirmeleri yaptı. Hani şu; “Obama’nın politikalarını çöpe atacağım”, “Obama terörü destekledi” diyen Trump, koskoca bir balon çıktı. Bir dünya slogan atabiliriz, “Henüz devlete hakim olamadı”, “Pentagon ile savaş halinde”, “Obama’nın bürokratları kumpas kuruyor”… Ama hepsi sadece retorikten ibaret. ABD’de sadece makamlara oturan isimler değişir, plan değişmez. Niye? Çünkü ABD, dünya nüfusunu katliamlar, dünya savaşı, terör ve yapay hastalıklarla 3 milyara düşürmeye uğraşan, kabile devletleri hayali kuran bir çetenin gölgesidir. Trump, bu çeteden izin almadan tuvalete bile gidemez.
ABD, Suriye PKK’sına 4 yıldır silah veriyor. 3 yıl önceki Kobani tezgahı da Suriye’deki terör devleti hayalinin ilk somut adımı oldu. ABD, PKK’yı dünya kamuoyunda nasıl akladı? Etnik kimlikle, DAEŞ süsüyle, isim değişikliğiyle. DAEŞ “Kürtler’e, Ezidiler’e” saldırıyor tiyatrosu planın girizgâhı, bu raddeden sonra PKK Kürtleri korumak için DAEŞ ile savaşan bir grup gibi pazarlandı. PKK’ya, PYD-YPG-SDG gibi isimler verdiler. Niye? Çünkü onlar PKK’yı terör örgütü olarak tanımışlardı. Türkiye- Suriye sınırının yüzde 65’i PKK’nın işgal altında. PKK bu bölgeleri işgal ederken, DAEŞ ile birkaç kısa film şovu dışında DAEŞ’e mermi bile atmadı, tek DAEŞ’li teröristi öldürmedi yani olay tamamen kurmacaydı. DAEŞ terör örgütü zaten yeni bir dizayn için oyuna sokulmuştu. Türkiye, eğer Fırat Kalkanı’nı yapmasa sınır komple PKK’nın eline geçecekti.
Sıra Türkiye’de
ABD’nin PKK’ya destek vermesi öyle kınamakla geçiştirilecek bir mesele değil, Türkiye’nin beka meselesi. Çünkü toprak bütünlüğümüz tehdit altında. ABD, PKK’ya Barzani’yi de tasfiye edecek şekilde hem Irak’ın kuzeyi, hem de Türkiye-Suriye sınırını kapsayacak şekilde terör devleti kurdurmak istiyor. PKK sadece kamuflaj, paralı cani, asıl devlet İsrail’e ait olacak. Yani sınırımızdaki terör devleti hayali tamamıyla Siyonist İsrail’in Arz-ı Mevud planı ve güvenlik stratejisinin planıdır. Irak bölündü, Suriye’de bölünürse sıra nerededir? Tabii ki Türkiye’de. Eğer 15 Temmuz işgal girişimi başarılı olsaydı Güneydoğu, FETÖ tarafından PKK’ya verilecekti. Bu noktalar çok önemli. Kapımızda üzerimize haritalar çizen düşman ile burun burunayız.
Fırat’ın doğusu da temizlenmeli
“ABD’nin hamlesi sonrası herkes nasıl tepki vermeliyiz?” sorusuna yanıt aradı, kimisi konuyu istismar etti, kimisi de sesimizi çıkarmayalım moduna girdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump’a gerekli belgeleri sunacak, dünya kamuoyunun önünde gerekirse meydan bile okuyacaktır. Yapılacak olan bellidir, Sincar ve Karaçok’a düzenlenen hava harekatlarının benzerleri devam etmeli, hem Münbiç ve Afrin kara harekatıyla temizlenmelidir. Meselemiz sadece Fırat’ın batısı olmamalı, ABD’ye, Rusya’ya, İsrail’e rağmen Fırat’ın doğusundaki tüm PKK’lıları etkisiz hale getirmeliyiz. Suriye sınırında PKK devleti kurdurmamak Türkiye’nin güvenliğini sağlamaktır. Aksi halde vatanın bütünlüğü tehdit altındadır. 80 milyonun tek yürek olarak hükümete destek vermeli, attığı ve atacağı adamları desteklemelidir.