Abdülkadir olayın senle hiçbir ilgisi yok

Abone Ol

İlkokuldaydım. Muhafazakâr bir anne babanın çocuğuydum işte, Allah’a şükür. Ortaokulda yazları Kur’an Kursu’na giderdim, yatılı. Babam gönderirdi. O zamanlar kalmak istemezdim, bugün dönüp baktığımda babama bunun için dua ediyorum. Babalar her zaman haklı çıkar ama evlatlar bunu çok geç anlar.

O zamanlar akşam dokuz gibi yatağa gönderirdi babam bizi. Pazar akşamları banyo yapar, sonra Şahane Pazar’ı izlerdim. Süheyl ile Behzat. Yarım yamalak hatırlıyorum programı, çok severdim. Bir gün Abdülkadir isminde bir şarkı söylemişlerdi. Çocukluk işte, bilinçaltına girmiş. Geçenlerde açtım, dinledim. Sözlerinin çoğunu ezbere biliyormuşum. O zamandan müzik piyasasını eleştirmiş adamlar. Abdülkadir’e nasıl şarkıcı olabileceğini anlatıyorlar. Pazarları gazetelerde, magazinlerdeki armutlardan bahsediyorlar. Niye yazdım şimdi bunu? Artık armut bahçesine döndü ortalık çünkü.

Bir toplumu kullandığı kelimeler kadar sanatı da gösterir. Çünkü toplumda kabul gören beğenilerden, toplumun seviyesini çıkarabilirsiniz. Eski türküleri dinleyin, ardından günümüz pop şarkılarını. Niçin pop? Çünkü en çok dinlenen müzik türü. Aslında müzik de dememek lazım, pop bir “şey.” Müzik artık ticari bir olay. Yapımcılar neyin satacağını düşünürse, şarkıcılara onu söyletiyor. Dan dan, oh oh, bip bip ve miş miş gibi şarkı isimleri var mesela. Nerdesin aşkım, buradayım aşkım diyor kadın ve milyonlar bunu dinliyor ve tabi ki kadın milyonlar kazanıyor. Artık türkü yok, pop var. Dolayısıyla artık müzikte bir nasihat, hakikat, keder, tefekkür yok; nefsani duygular var. Cinsellik ve toplu dans müzikleri hâkim artık. Kliplerde çıplak kadınlar ve alkol var. Çünkü artık müzik tefekkür için dinlenmiyor, dans edip nefsi coşturmak için dinleniyor. Dolayısıyla müziği yapanlar da nefsani hayatı savunanlar. O yüzden pop şarkıcısı çıkıp gençlere “soyunun” diyor. “İstediğiniz gibi soyunun.” Ne diyordu Süheyl UYGUR: “Kı…ı, başını açtın mı şarkıcı olursun.” PKK’ya laf etmemelerine şaşırmayın bu yüzden, artık şarkıcılar buralı değil, onlar Avrupalı.

Halil İbrahim türküsünü dinleyin. Dinleyin çünkü artık öyle türküler olmayacak. Bugün kimse öyle bir şarkı yazmaz, bestelemez. Yapımcılar kabul etmez. Çünkü dinlenmez. Bugün “Kula gölge ise Allah’a ayan” diye bir şarkı sözü kabul görmez toplumda. Ne kabul görür? “Bir güzellik yapsana, gece benle kalsana” kabul görür, çünkü artık zihnimiz nefsimizin elinde. Bugün artık “sensiz dünya malı neylerim” demiyoruz, “ben hadi neyse atlatırım da, yerle bir ol sen inşallah” diyoruz. Seviyenin geldiği nokta bu. Hakikat yok, nefsi oyalayan içi boş cümleler var. “Yiğit muhtaç olmuş guru soğana” yok, Ssallaya sallaya bak takılmana” diyen turuncular var.

Süheyl, Behzat “Herkes susarsa RTÜK ne yapsın” diyordu. Doğru. Susuyoruz, dinliyoruz, değer veriyoruz. Ve sayıları artıyor. Artık armut çok var. Ve tabii ki Abdülkadir, olayın senle hiçbir ilgisi yok.