Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, AA Editör Masası’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor. Gül Ayasofya’nın ibadete açılması ile ilgili “Turnikeyle girilen tek camidir, bu ayıbın ortadan kalkması hukukun gereğidir.” dedi.
YARGISAL SÜREÇ VE DURUŞMALAR YARIN BAŞLIYOR
Gül, Kovid-19 nedeniyle durdurulan yargısal süreçin ve duruşmaların ne zaman başlayacağı, yargıda normalleşme adımları için hazırlıklar ve takvimin nasıl işleyeceğine ilişkin soru üzerine, “Tüm bu tedbirleri almak adına yargıda da süreler durduruldu Cumhurbaşkanımız tarafından 15 Haziran’a kadar. Durdurulan süreler tekrar başlayacak yarın.” dedi.
Türkiye ile İran arasındaki uçuş yasağı kalkıyor! Çavuşoğlu tarih verildi
Gündem
“AVUKATLIKTA İŞ BİRLİĞİNİ ARTIRACAĞIZ”
“Adalet bakanlarıyla baro başkanları görüşmez mi?” sorusuna, “Görüşür elbette barolar bizim Adalet Bakanlığı olarak en yakın çalıştığımız meslek kuruluşlarıdır. Elbette her zaman görüşürüz.” yanıtını verdi.
Gelen eleştirilere ilişkin olarak da Gül, şunları söyledi:
“Biz, bir mesele varsa diyalogda her meselenin konuşabileceğine inanıyoruz. AK Parti olarak da her meseleyi muhataplarıyla istişare ederek yapıyoruz. Dolayısıyla bu konudaki yaklaşımımıza Sayın Feyzioğlu ile bu anlamda süreci beraber üretmemiz, avukatlarla yine birtakım kazanımların gelmesinden birilerinin rahatsız olmasından ibaret. Ama biz, avukatlık mesleği ve savunma gücünü daha da güçlenmesi için bu tür diyalogları, bu tür iş birliklerini artıracağız. Aslolan Türkiye’de yargının saygınlığının artması, avukatlık mesleğinin daha da güçlenmesi. Çünkü savunma güçlü olursa yargıya güven, yargının bağımsızlığı daha da artar.”
İNFAZ DÜZENLEMESİNE İLİŞKİN AÇIKLAMA
Gül, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Kovid-19 sürecinde kabul edilen infaz düzenlemesine ilişkin, Türkiye’de af ile infaz düzenlemesinin birbirinden ayrılması gerektiğini belirtti.
“Bu yapılan düzenleme, bir af değil bir infaz süresine ilişkin düzenlemedir” diyen Gül, “CHP’ye soruyorum, itiraz ediyor. Bunlardan hangisi girmediği için rahatsız oluyorsunuz? Terör yararlanmadığı için mi rahatsız oluyorsun? Uyuşturucu mu yararlanmadı diye rahatsız olursunuz? Kadına yönelik istismar, tecavüz yer almadığı, cinsel suçlardan hüküm giyenler yaralanmadığı için mi, adam öldürme suçlarından hüküm giyenler yararlanmadı diye mi rahatsız oluyorsunuz? Hangisinden rahatsız oluyor, bunu kamuoyuna açıklasın.” diye konuştu.
“İYİ HALLİLİK KALKACAK”
Gül sözlerine şöyle devam etti;
“Savunma ne kadar güçlü olursa, avukat ne kadar güçlü olursa, avukat, savunma ne kadar itibarlı olursa yargının itibarı da o kadar artar. Dolayısıyla yapılacak tüm çalışmalarda savunmayı geriye düşüren değil savunmayı güçlendiren bir yapının olması bizim arzumuzdur. Savunmayı, yargının kurucu unsuru olan savunmanın renklendirilmesi, bu anlamda farklı bir ideolojik birtakım barajlara hapsedilmesi anlamındaki çalışmaların yargıya çok katkı yapmayacağına inanıyorum. Çoğulcu katılımcı bu anlamda herkesin orada var olabileceği bir yapı, kendini temsil edebileceği bir yapı, meslek örgütlenmesi anlamında önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum. Tüm bu çalışmalarda aslolan avukatlık mesleğinin itibarın artırılması, savunmanın daha da güçlendirilmesidir. Böyle bir çalışmanın ortaya çıkacağına inanıyorum.”
Süleyman Soylu: Şehirden temizlenen teröristler, mağaralarda hapsolmuş durumda
Siyaset
Gül, “İyi hallilik kalkacak. Buna heyet karar verecek. Heyet de sadece cezaevi personeli değil, Aile Bakanlığı, Sağlık Bakanlığından uzmanlar, psikologlar ve psikiyatristler olacak ve bu savcı başkanlığında olacak. Böyle olunca ne olacak? Toplumu rahatsız eden bir kişi, gerçekten topluma entegre olup ıslah olduysa iyi hallidir diye bir rapor verecek.” dedi.
CHP’NİN ANAYASA MAHKEMESİ BAŞVURUSU
Gül, TBMM’deki oylamalarda iç tüzük ihlali yapıldığı iddialarına ilişkin ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Orada gerekçe aftır. Nitelikli çoğunluk diye bir yaklaşım var ama bu bir af değil. Çünkü hükümlü olarak cezasını, infazını çekiyor. Tüm sonuçları ortadan kalkmıyor. Anayasa Mahkemesi kararları da böyle. Anayasa Mahkemesi kararlarında da yazıyor, okusalar anlayacaklar ama okumuyorlar. Anayasa Mahkemesinin kapısını aşındırarak buradan acaba nasıl genişleme imkanı olur diye bir düşünceyle yaklaşıyorlar. Bir af olmadığı için de genel hükümlere göre bir sayıyla çıkmıştır. İç tüzüğe de anayasaya da uygun bir düzenleme. Anayasa Mahkemesinin kararlarına baktığımızda bu bir af olmadığı için bu konuda CHP’nin başvurusunun yersiz ve hukuki temelsiz olduğunu düşünüyorum.”
AYASOFYA’NIN İBADETE AÇILMASI
Bakan Gül, Ayasofya’nın ibadete açılması için Danıştayda açılan davada duruşma gününün yaklaştığının hatırlatılması ve ibadete açılmasının önündeki engelin ne olacağını yönündeki soruya, “Turnikeyle içine girdiğimiz tek camidir, bu ayıbın gerçekten ortadan kalkması hukukun bir gereğidir.” karşılığını verdi.
Ayasofya’nın 500 yıldır cami olarak hizmet verdiğini, sonra bir idari kararla farklı bir müze haline getirildiğini belirten Gül, “Fatih Sultan Mehmet’in vakfiyesidir. Hukuki anlamda bakıldığında da Kariye Camii ile ilgili bir emsal yaklaşım da İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun vakfa uygun bir şekilde hizmet vermesi yönünde bir içtihadı var. Danıştay, bu içtihat çerçevesinde bir karar verebilir ya da gerekçesini açıklayarak farklı bir karar verebilir.” dedi.
Adalet Bakanı Gül, Ayasofya ile ilgili konunun, başka bir ülkenin tasarrufunda olan, onların yorumuna bırakılan bir konu olmadığının altını çizerek, şöyle devam etti:
Siyaset
“Türkiye Cumhuriyeti’nin tasarrufunda olan bir meseledir. Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik meselesidir. Fatih Sultan Mehmet’in vakfiyesidir. Bu çerçevede, hukuki olarak bir karar verildiğinde, yakın bir zamanda bunun hangi yönde karar vereceğini göreceğiz. İdari olarak da bu konuda gerekli adımlar atılacaktır. Ayasofya’nın elbette ibadete açılması, zincirlerinin kırılıp ibadete açılması hepimizin ortak dileğidir. Fatih Sultan Mehmet’in vasiyetinin yerine getirilmesidir. Mülkiyet hakkı anlamında da vakfa ait olan bir cami olarak bir konunun aslına dönmesi anlamında hepimizi heyecanlandıran bir sürecin hukuki, idari anlamda arefesinde olduğumuzu düşünüyorum. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımız da genel yaklaşımları ortaya koydu. İnşallah neticesini hep birlikte göreceğiz.”
“AYASOFYA HEPİMİZİN RÜYASI”
Bakan Gül, UNESCO’nun Kültürel Miras Listesi’nde bulunan Ayasofya ile ilgili eleştirilere ilişkin soruyu yanıtlarken Ayasofya’nın mimari ve tarihi anlamdaki gelenek ve değerlerinin korunacağının, cami olunca farklı şekilde kullanılmayacağının altını çizdi.
Ayasofya’nın cami olarak hizmet vermesinin yanında kültürel ve mimari tüm değerlerinin korunacağını vurgulayan Gül, 500 yıldır cami olarak hizmet vermesine katkı sağlanacağını söyledi.
Bakan Gül, Ayasofya’yla ilgili yargısal sürecin ne zaman çözülmesinin öngörüldüğü konusunda da şunları kaydetti:
“Kamuoyuna da yansıdı. Duruşması temmuzun ilk haftasında. Usul hükümlerine göre bakıldığında yakın bir zamanda karar verilecektir. Kararın ne yönde olacağını elbette Danıştay, Yüksek Mahkeme takdir edecektir. Bu konuda, bir sonucu hep beraber değerlendireceğiz. Duruşma temmuzda olduğu için karar da çok fazla gecikmeyecektir. Ayasofya hepimizin rüyası, Fatih Sultan Mehmet’in vasiyeti. Bu vasiyetinin yerine geleceğini dünya gözüyle görmek bütün milletimizin ortak beklentisidir. Bunu yaşayabilmek büyük bir şekilde heyecanlandırıyor. Ayasofya’nın aslına döndüğünü inşallah hep birlikte görürüz. Bu vesileyle, karşısındaki camimize bile göz koyanlar var. ‘Müze olsun.’ diyenler var. Bu gerici kafa ülkeye bugüne kadar hiçbir şey vermedi.
Bu zihniyetin veremeyeceğini bütün milletimiz görüyor. Kim neye inanırsa inansın tüm ibadethanelerde özgür bir şekilde ibadetlerin yapılabildiği demokratik bir ülkeyiz. Camimize de kavuşmak bizim ortak dileğimizdir. İnşallah süreç, hukuki anlamda da vakıf hukuku anlamında da sonuçlanmış olur.”
KADINA YÖNELİK ŞİDDETTE YARGI SÜRECİ
Gül, kadına yönelik şiddette yargının sonuç aşaması olduğunu, kadının şiddete maruz kalmasını önleyici tedbirlere kafa yorulması gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
Bir cana, bir kadına daha el uzanmaması için ne yapmamız gerekiyorsa hükümet olarak, yargısal yönüyle de yapmaya devam ediyoruz. Bu çerçevede hazırladığımız genelgelerle kadına yönelik şiddet bürolarının savcılıklarda oluşturulması ve bu konuda HSK’nin ihtisas mahkemeleri belirlemesi yönünde adımlar söz konusu. Bu konuyla ilgili önemli aşamalar elde edildi. Savcılıklara da bu konu tekrar hatırlatıldı. ‘Mağdurun yanında yer alın.’ şeklinde birtakım ifadeler vurgulandı. Elbette yargısal boyutuyla da eksikler, hatalar, kabul edemediğimiz uygulamalar olabiliyor ama bu konudaki hassasiyetin en üst düzeyde olması için her türlü çabalar ortaya konulabiliyor.
CEZAEVLERİNDE YENİ SİSTEM
Bakan Gül, cezaevlerindeki dijital sayım uygulaması ile hükümlü ve tutukluların yakınlarıyla görüntülü görüşmesine imkan sağlayan düzenlemenin de uzun zamandır üzerinde düşündükleri önemli başlıklardan biri olduğunu bildirdi.
Gül, sözlerini şöyle tamamladı:
“Cezaevlerinde annesini, babasını 10 yıldır, 15 yıldır göremeyen, yurt dışından ziyarete gelemeyen insanlar var. Bu kişilerin, cezaevindeki yakınlarıyla görüntülü görüşebileceği bir sistem kuruyoruz. Koğuşun içinde, sese yalıtılmış, güvenli bir şekilde orada görüşmesi gereken kişiyle görüntülü görüşüp konuşabilecek bir sistem. Bu bir hak, elbette çerçevesi çizilecek. Yine sayımlar yapılıyor. Günde 2 defa sayım için hükümlü ve tutuklular hizaya diziliyor. Artık sayımlar parmak iziyle yapılacak. Dilekçe yazacaksa oradan talepte bulunacak. Son derece insani bir uygulama. Koğuşa konulacak kiosk dediğimiz bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Birçok açıdan çok önemli bir düzenleme olacak. Dünyada bu anlamda bir düzenleme ile karşılaşmadık, öncüyüz.