ABD, her kozu kullanmaya hazır!

ABD, her kozu kullanmaya hazır!
Abone Ol

Son günlerde Çin'den gelen görüntüler tüm dünyada ciddi merak uyandırmış durumda. Covidlilerin karantinası için inşa edildiği iddia edilen ve otoyolların üzerinde bile binlercesinin yerleştirildiği görülen tek kişilik on binlerce hücre, görenlerin "bu işin içinde başka bir iş var" yorumunu yapmasına neden oluyor.

Tüm dünyanın maskeleri bir kenara fırlatıp normalleştiği, covidin hızla unutulup gittiği bir zaman aralığında dünyanın fabrikası Çin'de yaşanan bu hücreleme operasyonu akılları acayip karıştırıyor.

Kimileri bunların, yaşanması muhtemel savaş, isyan vb. olaylar öncesi hazırlanan hapishaneler olduğunu kimileriyse beklenen başka bir biyolojik saldırının hazırlığı olduğunu iddia ediyor.

Bu hazırlıkların başlama sürecinin tam da Çin'deki orta ve küçük ölçekli bölgesel bankaların batışlarına denk gelmesi ve sürekli duyduğumuz Çin'deki sosyal kredi sistemi aracılığı ile bu bankalardan paralarını çekmek için hücum eden halkın bir anda covidliymişçesine kırmızı koda geçirilerek karantina altına alındığı iddiası da cabası.

Kısaca bu bankaların batması hikâyesine değinecek olursak, malumunuz olduğu üzere Çin dünyanın üretim konusundaki fabrikası olmakla beraber ekonomisinin çok önemli bir bölümü de gayrimenkul işlerine bağlı. Yani inşaat Çin için olmazsa olmaz bir sektör. Üstelik Çin'deki gayrimenkul kredilerinin veriliş tarzı dünyadaki örneklerinden ciddi şekilde ayrışıyor. Krediler vatandaşlara henüz inşaat ortada yokken hatta bazen birkaç sene sonra yapılması planlanırken veriliyor. Sistem senelerce böyle çalıştıktan sonra covidin gelip kapıyı çalmasıyla sektör durdu ve krediler ödenmez hale geldi. Dolayısıyla da orta ve küçük çaplı derinliği olmayan bölgesel bankalar birer ikişer battı. Şimdiye kadar 100’e yakın bankanın bu şekilde faaliyetlerini sürdüremez hale geldiği konuşuluyor. Çin son derece kapalı bir toplum olduğundan rakamları doğrulamak mümkün değil ama ekonomistler açısından görünen köy için kılavuza pek ihtiyaç yok...

2030 yılına kadar dünyanın bir numaralı ekonomisi olması beklenen Çin'in ayağına covid aracılığıyla çakılan çelme işleri ciddi derecede karıştırmış durumda. Tabii ki Çin’i durdurmak mümkün değil ama yavaşlatma konusunda covidi üretip Çin’in başına bela edenler için büyük bir başarı. Çin bir yandan ABD ile mücadele ederken bir yandan da covid şemsiyesi altında 1,4 milyarlık nüfusunun iç huzursuzluklarıyla çalkalanıyor.

Çin’e bunlar yaşanırken süper güçlüğünü kaptırmamak adına canını dişine takan ABD’nin milliyetçi kanadı için ise bugün son derece önemli bir gün. ABD halkı, Temsilciler Meclisi'nin 435 üyesi ile 35 senatör için sandık başına gidiyor. Seçim Trump'ın önünü açabilir ve saflarda ciddi değişikliklere sebep olabilir. Yani yarından itibaren 2024'teki başkanlık seçimlerine kadar ABD siyaseti iyice ısınabilir.

Seçim sebebi ile gözler farklı tarafa odaklansa da ABD'nin en önemli gündemi hâlâ enflasyon. Dört defa gerçekleştirilen 75 puanlık artışlara rağmen hâlen daha reel pozitif faize ulaşmak adına ciddi mesafe var ve 75 puanlık artışlarla hedef koyulan seviyeye ulaşmak aylar alacak.

Hedef koyulan diyorum çünkü son artış açıklamasında "Faizlerde hâlâ yolumuz var. Politika faizinin reel faizin pozitif olduğu yerde olmasını istiyoruz." diyerek hedef belirtmiş durumda.

Bu artışların devam etmesi, ABD'nin güçlü dolar ile ucuz ithalat politikasıyla yola devam edeceğinin yani dünyanın geri kalanının ciddi sıkıntılar çekmesi pahasına, geçmişteki küresel düzenleyici rolünden vazgeçip "önce ben" demekte ısrar edeceğine işaret ettiğinden küresel manada sürecin daha da zorlu olacağının habercisi.

Diğer yandan sürecin böyle devam etmesi diğer aktörleri ciddi derecede rahatsız ediyor ve özellikle AB'den çatlak sesler çıkmasına sebep oluyor. En son Hollanda'nın Rusya'ya olan yaptırımlar konusundaki ayrılışı sürece kimsenin ABD'nin hesapladığı kadar dayanmaya niyetli olmadığının kanıtı sayılabilecek cinstendi. Suûdilerden sonra AB içinden yükselen bu ses çok önemli ve dikkate alınması gerekiyor. AB içinde ilerleyen aylarda yeni ve daha güçlü seslerin yükselmesi halinde ABD için çok zorlu günler başlayabilir.

Böyle bir inisiyatifin oluşması hızla bundan önceki her resesyonda görülen filmin tekrarını sahneye koyar ve sıkılaşmak için yapılan bunca uygulamalar bir anda terk edilip dünya yeniden genişlemeci politikalarla karşılaşabilir.

Tabii ki bu dönüş için bazı sebepler gerekli, ABD / AB ülkelerinin borsalarında yaşanacak bir deprem ya da AB ülkelerinde yaşanacak bir bankacılık krizi söz konusu dönüş için son derece  geçerli olaylar olabilir.

Peki, fatura kime çıkar? Tabii ki en başta ABD'ye... Bir başka genişlemeci para politikası doların rezerv hâkimiyetini kıracağı gibi süreci buraya kadar sürüklediği için ABD'yi şeytanlaştırır ve inisiyatifin doğuya dönmesine neden olur. Tabii ki Çin o sırada ayakta ve hazır olabilirse... Çin'de yaşanan kriz bu nedenle çok önemli. Çin başındaki belayı atlatamaz ise ABD bu zaman boşluğundan alternatifsizliğini kullanarak ciddi şekilde yararlanıp yaralarını büyük oranda sarabilir. Fakat atlatabilir ve tahta çıkmak için hazır olabilirse dünya için çok büyük bir dönüşüm başlar. İşte bu denklemden ötürü ABD, Çin'i yavaşlatacak her kozu kullanmaya hazır...