Âb-ı hayat sarhoşuyuz biz, yürüyeceğiz korkularınızın üzerine…

Abone Ol

Korkaksınız.

Her zaman korktunuz bizden.

Ezdiniz, büzdünüz, böldünüz, yuttunuz fakat bizden hep korktunuz.

1920’lerde rejim devrimbazlığına soyunurken dahi korkuyordunuz…

Seçme ve seçilme hakkı dediniz…

Tek partiyle seçim düzenleyip, sandık başına diktiniz röntgencilerinizi.

Sonra karanlık odalarda saydınız diktatöryaya boyun eğmiş oyları.

Kadın dediniz, eşitlik dediniz, çağdaşlık dediniz…

Namahreme teşhir ettiniz Türk kadınını yarı çıplak.

Şahsiyetimizi buladınız lağım çukurlarına.

Atamızı bize düşman belletip, ruhumuzu doğrayanları başınıza taç ettiniz.

Irzımıza göz diken namussuzlarla cilveleştiniz koyun koyuna.

Bir din gibi bağlanmıştınız karanlığa…

Korktunuz.

Estetik deryası bin yıllık dili, kısır ve haysiyetsiz kurbağa lehçesine çevirdiniz bir gecede.

Geçmişi silip attık zannettiniz fikirleri yakıp yıkarak.

Dünümüzü emdiniz bir vakum gibi.

Ve gelecek vadettiniz bugünümüzü öldürerek.

Allah demeyi yasakladınız, elinizde putlarla.

Kanun dediniz…

İdaresini Fransa’dan, medenisini İsviçre’den, muhakemesini Almanya’dan, yaptırımını İtalya’dan arakladınız.

Sonra bağırdınız: “İşte Türk Kanunu!’’

“Meselesiz’’ ve “gerçeksiz’’ kuşaklar inşa ettiniz.

Hakikatle aramıza mukavvadan perdeler çektiniz.

Atlastan benliğimizin üzerine yığdınız; ucuz, ikinci el kilim parçalarını.

Çünkü korktunuz bir gün silkeleneceğimizden.

***

Siz, oligarşik statükonun tasmasına zincirlenmiş demokrasi dırdırcılarısınız.

Mesleğiniz, halkın öz iradesine kement vurmak…

Biz; etimiz ve kemiğimizle ruhumuzun muhafızlarıyız.

Gayemiz, korkularınızın korkusu olmak…

Evet, bugün hala korkuyorsunuz bizden.

Ve biz, artık daha güçlü yürüyoruz korkularınızın üzerine.

Kasvetli bünyenizi, izansız fıtratınızı ve yosunlaşmış palavralarınızı kuburlara akıtıyor; teyakkuz vahdetiyle haykırıyoruz:

“Allah’ın izniyle bu ülkeyi yöneteni başkan yapacağız.’’

Siz kudurmaya devam edin parlamentodaki koltuklarınızda.

Kininizi kusun klavyelere.

Makarna kuyruklarında çürüyün.

Biz tankların altına yatarız.

Merak etmeyin.

Âb-ı hayat sarhoşuyuz biz, devam edeceğiz yürümeye…

Her birinden ayrı ayrı küfür damlayan yedi okunuzu, temiz ve iffetli ufkumuza saplamanıza izin vermeyeceğiz…