97’de sövdük, 17/25 Aralık’ta mahkeme gördük, 15 Temmuz’da ölümüne gittik…

Abone Ol

Şimdi nerden başlasam ki… Çok geriye gitmeye gerek yok azıcık düşünme ve idrak yetisi olanlar olayı çok çabuk çözecektir. 28 Şubat 1997 Post-Modern darbe ile Refah Partisi’nin iktidardan indirilmesi. Ne hikmettir ki tüm İslami kesim bu darbeden zarar görürken bir tek Fetullah Gülen ve avenesi bu süreçten güçlenerek çıkmıştı. Dahası dokunulmayan, ‘İslam’ın Gülen yüzü, çağdaş Müslüman ‘sunumuyla da öne çıkarılıyordu bu grup. Televizyonlar Gülen’i ağırlıyor, ekranlarda okullarının belgeselleri övülerek anlatılıyordu. Şaşaalı lüks otellerde yemekler veriliyor, patrikhane ve Vatikan’la diyalog artırılıyor, İsrail’e sıcak mesajlar gönderiliyordu. Bunlar yaşanırken kimi generaller açıkça Erbakan Hoca’yı tehdit ediyordu, 8 yıllık kesintisiz eğitimle imam-hatip okullarının yolu kesildi, Başörtülüler okul önlerinde polis tarafından coplandı, Milli Gençlik Vakfı yöneticileri idamla yargılandı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan şiir okuduğu için mahkûmiyet aldı, Anadolu sermayesi olarak anılan şirketlerin önü kesildi ve sayamadığım onca şey. Elhamdülillah biz o zamanlardan biliriz bu grubu.

Bunları neden söylüyorum biliyor musunuz? Geçenlerde Bülent Arınç bir televizyon programına katıldı ve 80 milyon kişinin içinden 80 kişinin bu FETÖ paralel yapılanmasına sempati duymadığını dile getirdi. Ve bu söylemiyle ülkenin tamamını şüpheli konumuna getirdi. Mesele o değil. Mesele; bir günahı var ve o günaha bir keçi aramakta kendisi.

“15 Temmuz öncesi Gülen’i sevip saymak suçsa, bu suça ortak olmamış kişi bulmak imkânsız” demiş. Sayın Arınç’ın bu söylemi üzerine şunu söylemek zor olmasa gerek; o zaman Arınç, 17/25 Aralık sürecinde de FETÖ’nün yanındaydı! Ha işte ben ve birçoğumuz o zamanlar mahkeme görüyordu. FETÖ’nün militanlarınca davalı olarak.

Problem o da değil biz 15 Temmuz’da ölümüne ölümüne diyerek çıkmışız sokaklara koymaz yani bize o mahkemeler. 15 Temmuz’da bizim canımıza kastetmiş olmaları da önemli değil. Bir Abdullah gider bir Abdullah gelir. 15 Temmuz’da, Balkan Harbi’nde bile düşmediği kadar çukura düşürdüler bu devleti. Hala FETÖ duyarı kasmak neyin nesi! Kadını erkeği hâlâ yurtdışında altımızı oyuyor. Daha ne yapmalarını bekliyorsunuz acaba? Neden hala bir FETÖ güzellemesi? Neden hala bir FETÖ aklaması? Neden yahu neden?