6284 No’lu Yasa, süresiz nafaka, İstanbul sözleşmesi, eşini yiyen tarantulalar ve peygamberdeveleri

Abone Ol

“6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” ve “İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 2012’de kabul edilmiş.

İsimlerine bakınca bayağı matah şeyler gibi düşünüyorsunuz!.. Ancak gelin görün ki kazın ayağı öyle değil… Ne kadına ne erkeğe ne de aileye katkısı olan bir yasa ve sözleşme… Hatta kadının mağduriyetini artıran, erkeği zıvanadan çıkaran, ailenin köküne kibrit suyu döken bir yasa ve sözleşme…

Abarttığımı düşünenler, 6284 No’lu yasa ve sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra hızla artan kadına şiddet, kadın cinayeti, boşanma oranları ve hızla azalan evlilik oranlarına bakabilir.

Merak edenler, 6 Mart 2019’daki yazıma göz atabilir.

https://www.dirilispostasi.com/makale/aile-kalmazsa-bakanligina-ihtiyac-olur-mu-5c7ee581c0d1c53b262ea982

Bu sözleşmenin aile mefhumunun bittiği, doğan çocuklarının %80’lere varan oranda evlilik dışı olduğu ekseriyeti nikâhsız birliktelik yaşayan (zina yapan) toplumlar için bir karşılığı olabilir. Ancak bizim gibi nikâh akdinin inanç gereği ve hayati olduğu milletlerde bu sözleşme de ne oluyor?

Özellikle “Kadını beyanı esastır” ve “süresiz nafaka” gibi ucube uygulamalar, erkeği köleleştirip aileyi yok ediyor; süreç hızla toplumu çürütüp yok olmamıza zemin hazırlıyor.

Kadınlarımızın, hakkaniyetsiz ve gayriislami uygulamalarla zihni bulandırılıp erkeğe düşmanlaştırılıyor. Güya kısa vadede kadının lehineymiş gibi görünen uygulamalarla uzun vadede aile, toplum bitiriliyor. Kadınlarımız; hem erkeğin etinden, sütünden, derisinden faydalanması için hem de erkekle, erillikle savaşması için teşvik ediliyor.

Bu yasalar ve uygulamalar, aklıma tarantula örümceğini ve peygamberdevesini getiriyor.

Tarantulaların erkekleri dişilerinden çok daha küçüktür. Çoğu dişi, çiftleşmeden sonra erkeğini yer. Yememesi için çiftleşmeden hemen sonra erkek tarantula dişisinden kurtulabilirse tabanları yağlamak zorundadır.

Peygamberdevesi için ise durum daha da vahimdir. Erkeği çiftleşme sırasında kafasını dişinin ağzına özellikle verir ve o esnada dişi peygamberdevesi erkeğin başını yemeye başlar ve çiftleşme bitene kadar erkek çoktan kafasız kalmıştır.

Çiftleşme bittiğinde erkeği için de hayat çoktan bitmiştir. Neslin devamı uğruna erkek kendini feda etmiştir.

Günümüzdeki yasalar, uygulamalar ve mahkeme kararlarına bakılırsa erkek için evliliğin katlanılabilir, kabul edilebilir bir tarafı kalmamıştır. Tek mantıklı gerekçe, neslin devamı için erkeğin kendini feda etmesidir.

Ölümü göze alıyorsa nikâhı düşünebilir, evliliğe yürüyebilir. Tabii kafasını dişinin ağzına verdiğini ve evlilik akdi gerçekleştiği andan itibaren kadın tarafından başının eti yenmeye başlayacağını ve nikâh akdi sonlandığı anda da kendisinin yaşayan bir ölü olacağını baştan kabullenmeli…