DEMET İLCE / MUHABİR
Deprem travması yaşayan insanların kimi belki psikolojik destek aldı, kimi ise kendi başına ayakta durmaya çalıştı. Başta depremzedeler olmak üzere Türkiye ve hatta dünyadan birçok insanın hayatını derinden etkileyen bu felaket sonrasında, özellikle beklenen büyük Marmara depremine yönelik korku da kaçınılmaz oldu. Doğuş Üniversitesi Öğr. Üyesi Klinik Psikolog Kahraman Güler, depremden etkilenen insanların nasıl bir psikolojiye sahip olduğunu, deprem travmasına karşı neler yapılması gerektiğini tüm yönleriyle Diriliş Postası 6 Şubat özel sayfasında ele aldı.
1. Depremzede kişilere nasıl davranılmalı?
Deprem, hem bireysel hem de toplumsal bir travma niteliği taşıması sebebiyle bunu deneyimleyen, tanıklık eden, bir yakınının yaşadıklarını dinleyen ve ekranlar aracılığı ile maruz kalan kişilere oldukça özenli yaklaşılması gereken çok önemli bir olgudur. En önemli olan yaklaşım ise empatidir. Duygusal olarak destek olmak, konuşmalarını ya da anlatmak istediklerini dinlemek, hissettikleri duyguları anlamaya çalışmak ancak bunları yaparken kişileri zorlamadan konuşmalarına izin vermek gerekmektedir. Empati dışında pratik yardım sunmak gerekmektedir. Pratik yardımla, günlük yaşamlarını düzene koymalarına yardımcı olmak (bu, evlerini yeniden inşa etmeleri veya gerekli tıbbi yardımı almaları konusunda yardımcı olmak anlamına gelebilir) gerekmektedir. Böyle durumlarda en büyük ihtiyaçlardan biri de topluluk ya da toplum desteğidir. Depremzedelerin, aileleri, arkadaşları ve komşuları ile birlikte olmalarını teşvik etmek, psikolojik açıdan oldukça önemlidir. Yanı sıra eğer gerekirse, profesyonel psikolojik destek sağlamak için uzmanlara ulaşmalarını sağlamak, bu süreci kolaylaştırabilir. Depremzedelere bilgi akışını sürdürmek önemlidir. Güncel bilgilerle donatılmak, gelecek planları hakkında bilgi sahibi olmak, kişilerin güvende oldukları hissini artırabilmektedir. Aynı zamanda depremzedelere saygı göstermek ve kendi kararlarını almalarına izin vermek önemlidir. Özellikle unutmaması gereken bir nokta da her bireyin farklı tepkiler verebildiği ve kendi ihtiyaçlarına göre hareket etmesi gerektiğidir. Bu yaklaşımlar depremzedelere yardım etme sürecinde psikolojik sağlıklarını desteklemek için kullanılabilir. Ancak, her durum benzersizdir ve bireysel ihtiyaçlar farklılık gösterebilir, bu nedenle esnek olmak ve duyarlı bir yaklaşım benimsemek önemlidir.
2. Deprem travması bireysel olarak nasıl atlatılır?
Deprem travması ve etkileri bireyden bireye farklılık gösterir ve herkesin kendi baş etme mekanizmaları vardır. Ancak bu süreçte işe yarayabilecek yollardan biri; deprem sonrasında hissedilen duyguları anlamak ve kabul etmektir. Korku, endişe, öfke ve hüzün gibi duygular normal tepkilerdir. Bu duyguları bastırmak yerine onları tanımak ve kabul etmek gerekir. Duyguların paylaşılması ve başkalarıyla konuşmak iyileştirici olabilir. Aile üyeleri, arkadaşlar veya bir uzman ile duygusal destek paylaşmak faydalı olabilir. Yaşanan duyguları, deneyimleri ve düşünceleri yazmak, bu sürecin anlaşılmasına ve işlenmesine yardımcı olabilir. Günlük tutmak, duygusal rahatlama sağlayabilir. Yanı sıra düzenli olarak egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve yeterli uyku almak genel sağlığı destekleyen önemli noktalardandır. Çünkü fiziksel sağlığa dikkat etmek, zihinsel sağlığı da olumlu yönde etkileyebilir. Bunun dışında günlük rutinler, kişiyi daha güvende hissettirebilir. Belirli bir düzen oluşturmak, hayattaki belirsizliklerle baş edilmesine yardımcı olur. Bunun dışında depremzedelerle benzer deneyimleri paylaşan destek gruplarına katılmak, duygusal destek bulmaya ve insanlar arasında bağlantı kurmaya yardımcı olur. En önemlisi ise eğer duygusal zorluklarla başa çıkmakta güçlük çekiliyorsa, bir psikolog veya terapistten yardım almak gerekmektedir. Profesyonel destek, süreci anlamak ve başa çıkmak konusunda kişiye rehberlik edebilir. Son olarak herkesin farklı bir hızda iyileştiğini unutmamak gerekir. Kişinin kendine karşı sabırlı olması ve iyileşme sürecini kendi hızınızda yaşaması önemlidir. Küçük adımlarla ilerlemek ve kendi sınırlarına saygı göstermek gerekmektedir.
3. Deprem travması nasıl tedavi edilir, psikolojinin düzelmesi için ne yapılmalı?
Deprem travması yaşayan birinin psikolojik tedavisi, deneyimlediği duygusal zorlukları anlamak, işlemek ve başa çıkmasına yardımcı olmak için çeşitli yöntemleri içerebilir. Bunlardan ilki bireysel terapidir. Psikoterapi, deprem travması yaşayan bireyler için etkili bir tedavi seçeneğidir. Bir terapistle bireysel görüşmeler, kişinin duygusal zorlukları anlamasına, işlemesine ve başa çıkmasına yardımcı olabilir. Bireysel terapide kullanılan yöntemler arasında bilişsel davranış terapisi (BDT), duygusal odaklı terapi (DOT), ve göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (EMDR) gibi teknikler bulunabilir. Bunun dışında grup terapisi diğer önemli bir seçenektir. Deprem travması yaşayan bireylerin bir araya gelerek deneyimlerini paylaştığı grup terapisi, destek ve anlayış sağlayabilir. Bu tür gruplar, bireylerin birbirine destek olmalarına ve benzer deneyimleri paylaşmalarına olanak tanır. Yanı sıra aile terapisi de önerilmektedir. Çünkü deprem, aile dinamiklerini de etkileyebilir. Aile terapisi, aile üyeleri arasındaki iletişimi güçlendirmeye, travma sonrası stresle başa çıkmaya ve aile içindeki destek sistemini güçlendirmeye odaklanabilir. Duygusal açıdan zorlanan bireylere stres azaltma teknikleri de uygulanabilir. Kişiye özgü stres azaltma teknikleri, örneğin derin nefes almak, meditasyon, yoga gibi teknikler, zihinsel rahatlama sağlamak ve duygusal dengeyi korumak için kullanılabilir. Bazı durumlarda, depresyon, anksiyete veya diğer duygusal sorunlarla baş etmede ilaç tedavisi düşünülebilir. Ancak, ilaç kullanımı genellikle diğer tedavi yöntemleriyle birlikte düşünülür ve bir uzman tarafından yönlendirilmelidir. Bir diğer önemli yol ise psikoeğitimdir. Bireylere, duygusal sağlıklarını iyileştirmek ve travma sonrası stresle başa çıkmak için gerekli becerileri öğretmek amacıyla ruh sağlığı eğitim programları düzenlenebilir. Son olarak da EMDR, özellikle travmatik anıları işlemek ve bu anılara bağlı duygusal tepkileri azaltmak için kullanılan özel bir terapi yaklaşımıdır. Göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme tekniği olarak bilinmektedir. Deprem travmasıyla başa çıkmak için en uygun tedavi yöntemi kişisel ihtiyaçlara ve deneyimlere bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, profesyonel bir destek almak, bir ruh sağlığı uzmanı ile çalışmak, uygun ve etkili bir tedavi planı oluşturmak için önemlidir.
4. Deprem travması psikolojik olarak hangi hastalıklara sebebiyet verir?
Depremi deneyimlemiş bireylerde genellikle depresyon, anksiyete bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu, duygusal stresini fiziksel semptomlarla ifade edilmesi anlamına gelen somatizasyon bozukluğu, alkol veya madde kullanım bozuklukları ve intihar düşünceleri ve davranışlarına neden olmaktadır.
5. Depremzedeler kimden yardım almalı?
Depremzedelerin yardım alabileceği pek çok yardım kurum ve kuruluşları vardır. İlk olarak acil yardım hizmetlerine başvurmak gerekmektedir. Bunun dışında sağlık kuruluşları, insani yardım organizasyonları, sivil toplum kuruluşları ve gönüllü grupları, aile ve arkadaşlar ve ruh sağlığı uzmanları destek alınacak kişi, kurum ve kuruluşlar arasındadır.
6. Depremin psikolojik etkileri ne kadar süre devam eder?
Depremin psikolojik etkileri, bireyden bireye değişebilir ve birçok faktöre bağlı olarak süreçte farklılık gösterebilir. Ancak detaylandırmak gerekirse; deprem anında veya hemen sonrasında, bireyler genellikle şok, korku, endişe ve panik yaşayabilirler. Bu duygusal tepkiler, olayın şiddeti ve ani oluşu nedeniyle normal bir tepki olarak kabul edilir. Depremden sonraki ilk haftalarda ve aylarda, bireylerde genellikle stres ve belirsizlik hissi devam eder. Bu dönemde, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi semptomlar ortaya çıkabilir. Bu semptomlar arasında tekrarlayan kabuslar, uykusuzluk, hiperarousal (aşırı uyanıklık), konsantrasyon zorlukları ve duygusal gerilim bulunabilir. İlk altı aydan bir yıla kadar olan dönemde, bireylerin duygusal tepkileri genellikle devam eder ancak şiddeti azalabilir. Bu dönemde, kişiler normal yaşamlarına dönmeye ve olayın etkileriyle başa çıkmaya çalışabilirler. Bazı kişilerde depremin uzun vadeli etkileri olabilir. Özellikle kayıplar, evsizlik, iş kaybı gibi faktörler, uzun vadeli psikolojik etkilerin devam etmesine neden olabilir. Bu durumda, profesyonel yardım almak önemli olabilir.
Önemli olan, bireylerin bu süreçte kendi duygusal ihtiyaçlarına dikkat etmeleri, destek aramaları ve gerekirse profesyonel yardım almalarıdır. Her birey farklıdır ve duygusal iyileşme süreci kişisel özelliklere, yaşanan travmanın şiddetine ve destek kaynaklarına bağlı olarak değişebilir. Eğer bir kişi, uzun süreli veya şiddetli psikolojik etkilerle başa çıkamıyorsa, bir ruh sağlığı profesyoneli ile görüşmek faydalı olabilir.
7. Deprem korkusu nereye kadar normaldir?
Deprem korkusu, depremler gibi doğal afetlerin potansiyel tehlikelerine karşı insanların doğal bir tepkisidir ve bir süre sonra normale dönebilir. Ancak, korku, bir kişinin yaşamını olumsuz yönde etkiliyorsa veya normal günlük aktivitelerini engelliyorsa, bu durum daha fazla dikkat gerektiren bir seviyeye gelmiş olabilir.
8. Depremde organ ya da yeti kaybı yaşayanlara nasıl yaklaşım olmalı?
Depremde organ ya da yeti kaybı yaşayan bireylere yapılan yaklaşım, empatik, saygılı ve destekleyici olmalıdır. Bu süreçte bireylere duygusal ve fiziksel destek sağlamak önemlidir. Kişinin yaşadığı kayıp, duygusal bir travma olabilir. Empati göstermek, duygularını anlamak ve anlayışlı olmak, bu zorlu süreçte destek sağlamanın temelidir. Kayıp yaşayan bireyle duygusal bir bağ kurmak ve onun hissettiği duyguları dinlemek önemlidir. Duygusal destek, kişinin bu süreçte kendini daha az yalnız hissetmesine yardımcı olabilir. Günlük yaşamla baş etmekte güçlük çeken kişilere pratik yardım sunulmalıdır. Bu, günlük aktivitelerde destek sağlamak, gerektiğinde yardımcı olmak veya ihtiyaçlarını karşılamak olabilir. Kişinin onurunu korumak ve saygı göstermek önemlidir. İnsanların kendilerini değerli hissetmeleri, bu zorlu süreçte başa çıkmalarına yardımcı olabilir. Eğer gerekirse, duygusal veya psikolojik destek sağlamak adına profesyonel yardım alın. Psikologlar, psikiyatrlar veya sosyal hizmet uzmanları bu konuda destek verebilir. Kişinin çevresindeki toplulukla iletişimi desteklenmelidir. Aile, arkadaşlar ve komşular gibi sosyal bağlar, kişinin destek bulmasına ve toplum içinde aktif olmasına yardımcı olabilir. Kişiye, mümkün olduğunca kendi başına hareket etme ve günlük aktivitelerini yerine getirme konusunda destek sağlamaya çalışın. Bağımsızlık hissi, bu süreçte önemli bir faktördür. Bireyin kişisel tercihleri ve ihtiyaçlarına saygı göstermek önemlidir. Her birey farklı ihtiyaçlara sahiptir ve destek sağlarken bu ihtiyaçlara özen göstermek, kişinin süreci daha iyi yönetmesine yardımcı olabilir.
Bu öneriler, depremde organ ya da yeti kaybı yaşayan bireylere duygusal ve pratik destek sağlama konusunda rehberlik edebilir. Ancak, her birey farklıdır ve destek sağlama sürecinde esnek olmak önemlidir. Çünkü herkesin süreci kendi özgüdür.