4 defa tekrarlanan 5. defa niye olmasın?

Abone Ol

Tahtan bir darbe ile indirilen Sultan Abdülaziz den sonrabaşa geçen Sultan Abdülhamid Han, amcası Abdülaziz döneminde gözden düşmüş şair,gazeteci  Namık Kemal’i, Şura_yı  Devlet üyeliği  ile mükafatlandırır ve  Anayasa  Hazırlama Komisyonuna davet eder. Üstelik amcasını deviren darbecileri desteklen bir kişiliği. Ödüllendirdiği Namık kemal, buna karşılık ne yapar dersiniz. Sultan aleyhine, onun anlayacağı dilden bir tehdit beyit’i yazıp gittiği bir mecliste okur. İkinci mısrası Arapça olan bu beyitte Namık Kemal şunu söyler; “iki defa tekrarlanan üçüncü defa niye olmasın.” Bunun anlamı,Abdülaziz ve V.Murad’ı  nasıl indirdiysek üçüncüyü, yani senide öyle indiririz idi.

Yani vatan şairi Sultana aba altından sopa gösteriyordu. Sultan Abdülhamid  Han imparatorluğun en ilerici ve demokrat padişahlardan biri idi. Başa gelir gelmez ,zeki ve yetenekli gençleri yurtdışına eğitim almaya yolladı. Bu gençler döndüklerinde vatana hizmet yerine,darbe hazırlıklarına başladılar. Sultan, içinde Kominist partilerinde yer aldığı, çok sayıda siyasi hareketin oluşuma izin verdi. Onlarında ilk işi darbe faaliyetlerine başlamak oldu.

Jön Türkler, batıcı jakobenler ve Enver paşacılardan oluşan İttihatçı koalisyon Abdülhamid’i de devirdi. Sorası 10 yıl içinde de imparatorluğun kalan toprak parçaları emperyalistlere yağmalatıldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi tarihin de yaşadığı bir dizi darbeler döneminin temelleri, işte bu 3 Padişah’ın devrilmesi sürecinde atıldı. Aslında bugün yaşanılanlarda tarihsel  bir tekerrür misali. 14 yıldır iktidar da olan bir siyasi hareket, tam 5 darbe girişimi atlattı. Demokratik sınırlar içinde mağlup edilemeyen iktidar, eski  metotlar ile devrilmeye çalışılıyor. Bir takım aydın zümre ülkeyi sürekli batıya şikayet ediyor, uluslararası  zeminde yaftalıyor,suçluymuş gibi gösteriyor. Aktif, yenilikçi, kucaklayıcı  politikalar üretemeyen muhalefet, eski  yöntemlerden medet uman bir acizliği ortaya koyuyor. Türkiye, vesaitçi bir statüko ile yüzleşti yüzleşmesine de ancak hem siyaset  hem  de bürokratik yapı hala kurumsallaşamadığı için, kangrenleşmiş uzuvlar  vücut dan  kesilip atılmış değil. İşte bu nedenledir ki, darbe meraklıları hala bir beklenti içinde. Post modern ittihatçılar, içerden dışarıdan kurduklarıartık açıktan belli eden ittifaklar ile,  ülkeyi adım_ adım karanlık dehlizlere doğru sürüklemeye çalışıyor. Demokratikleşmeyi, demokrasiyi hala içselleştirememiş,kurumsallaştıramamış Türkiye, Her türden vesaite  ve saldırılarına açık durumda. Elbette  darbeleri konuşmak haksızlık olur bugünün ülkesine. Fakat,  bu asla olamaz demekte biraz saflık olur diye düşünenlerdenim. İçerde farklı öznelerin bir araya getirilip, dışarıdan da  gelen akıl ve stratejik destekle bunu gerçekleştirmenin mümkün olduğunu inanan  bir zümre var çünkü. Yani diyorlar ki,“4 defa tekrarlanan 5. Defa niye olmasın.”