3 Adımda vesayet dersleri

Abone Ol

Vesayet nasıl kurulur? Bu günlerin en lezzetli hedeflerinden biri Türkiye üzerine vesayet kuruyorduk ve ilk iki adımı geçmiştik. Sıra son hamlede.

3.ADIM : Bir gecede kurtuluş rüyası

Düşmanı belirleyip sonu izmli zırvaların radikallerinden meydana gelmiş çekirdek grubun ittifaklarını da yaptığımıza göre bir gecede kurtulmayı vaat etmenin sırası gelmiştir.

Bir gecede kurtulma rüyasının çalışabilmesi için toplumu mukavemetini düşürmüş olmamız gerekiyor. Bunun için ilk elden mümkün olduğu kadar battık, yandık, öldük, sonumuz geldi haberleri yapmamız gerekiyor. Dikkatli bakarsak her olayın altından ölümcül ve geri dönüşü olmayan bir musibet devşirebiliriz. Mesele odasında şehit edilen savcının üzerindeki mermi deliklerini sayabilirisiniz. Alerjik bir lekeyi kırmızı daire ile işaretleyip işte Erdoğan’ın mermisi haberleri yaparsak bu çok iyi çalışır. (2 Yazıda Erdoğan’ı hedef seçmiştik) Acilen karısını öldüren bir katil bulmamız lazım. Niye öldürdünüz diye sorulduğunda mesela ağzından “sıkıntı” diye bir laf yakalarız. Bu sıkıntıya geçim sıkıntısı deriz. Geçim sıkıntısını ekonomik politikalara bağlarız ekonomik politikayı da Erdoğan’a bağlarız ve “Erdoğan yüzünden karsını öldürdü” diye harika bir manşet atarız. Aynı sistemle, yağan doluları, trafik kazalarını ve güneş tutulmasını da Erdoğan’a bağladık mı bu iş tamamdır. Gerisi sabretmek ve bir süre ısrar etmek. Bütün bunlar yapılırken ittifakın ileri gelenlerinin Almanya, İngiltere, İran ve İsrail’e bir ziyaret yapması gerekiyor. Almanya’ya giden kimse acilen BND ile toplantı yapmalı ve Türkiye’de desteklenecek terör örgütlerine ayrılacak finans konusunda bir karar verilmeli. BND nin verdiği para ve destekle karakollara saldırılar yapılmalı ve sokaklarda bir iki bomba patlamalı. Bütün bu faaliyetlerle toplumu gerebilir ama hala yeterli sevide değiliz. Sokakların kapatıldığı huzursuzluk eylemlerine ihtiyacımız var. Tam bu noktada eli boş göynü hoş gençleri sokağa salmamız gerekiyor. O iş kolay bir iki popüler sanatçıyı vitrine koyarak hepsini sokağa dökebiliriz. Sosyalist devrimciler, ırkçılar, eşcinseller, Kemalistler vesaire kim oldukları hiç fark etmez. Sokakları kendi aralarında paylaşabilirler. Mümkün olduğunca barikat, yangın ve topluma taşıma araçlarına saldırıların fazla olmasına dikkat etmemiz gerekiyor. Saldırganlıkları düşmeye başlarsa sokakta olmaları hiç bir işe yaramaz imkanlar dahilinde toplu taşıma ve ambülans yakmaları ve etraftaki dükkanlara bolca saldırmaları gerekiyor. Bu faaliyetler kendine gazeteci diyen kişiler tarafından hızlıca yayılmaya başladığında toplum adım adım bıkma noktasına gelecektir.

Nihayet bıçak kemiğe dayandığında cebimizde sakladığımız suya sabuna dokunmamış aslında zayıf olan ama kibar diye anlatılan bir siyasi kuklayı ortaya çıkarırız.

Hayrını görün.Vesayet nasıl kurulur? Bu günlerin en lezzetli hedeflerinden biri Türkiye üzerine vesayet kuruyorduk ve ilk iki adımı geçmiştik. Sıra son hamlede.

3.ADIM : Bir gecede kurtuluş rüyası

Düşmanı belirleyip sonu izmli zırvaların radikallerinden meydana gelmiş çekirdek grubun ittifaklarını da yaptığımıza göre bir gecede kurtulmayı vaat etmenin sırası gelmiştir.

Bir gecede kurtulma rüyasının çalışabilmesi için toplumu mukavemetini düşürmüş olmamız gerekiyor. Bunun için ilk elden mümkün olduğu kadar battık, yandık, öldük, sonumuz geldi haberleri yapmamız gerekiyor. Dikkatli bakarsak her olayın altından ölümcül ve geri dönüşü olmayan bir musibet devşirebiliriz. Mesele odasında şehit edilen savcının üzerindeki mermi deliklerini sayabilirisiniz. Alerjik bir lekeyi kırmızı daire ile işaretleyip işte Erdoğan’ın mermisi haberleri yaparsak bu çok iyi çalışır. (2 Yazıda Erdoğan’ı hedef seçmiştik) Acilen karısını öldüren bir katil bulmamız lazım. Niye öldürdünüz diye sorulduğunda mesela ağzından “sıkıntı” diye bir laf yakalarız. Bu sıkıntıya geçim sıkıntısı deriz. Geçim sıkıntısını ekonomik politikalara bağlarız ekonomik politikayı da Erdoğan’a bağlarız ve “Erdoğan yüzünden karsını öldürdü” diye harika bir manşet atarız. Aynı sistemle, yağan doluları, trafik kazalarını ve güneş tutulmasını da Erdoğan’a bağladık mı bu iş tamamdır. Gerisi sabretmek ve bir süre ısrar etmek. Bütün bunlar yapılırken ittifakın ileri gelenlerinin Almanya, İngiltere, İran ve İsrail’e bir ziyaret yapması gerekiyor. Almanya’ya giden kimse acilen BND ile toplantı yapmalı ve Türkiye’de desteklenecek terör örgütlerine ayrılacak finans konusunda bir karar verilmeli. BND nin verdiği para ve destekle karakollara saldırılar yapılmalı ve sokaklarda bir iki bomba patlamalı. Bütün bu faaliyetlerle toplumu gerebilir ama hala yeterli sevide değiliz. Sokakların kapatıldığı huzursuzluk eylemlerine ihtiyacımız var. Tam bu noktada eli boş göynü hoş gençleri sokağa salmamız gerekiyor. O iş kolay bir iki popüler sanatçıyı vitrine koyarak hepsini sokağa dökebiliriz. Sosyalist devrimciler, ırkçılar, eşcinseller, Kemalistler vesaire kim oldukları hiç fark etmez. Sokakları kendi aralarında paylaşabilirler. Mümkün olduğunca barikat, yangın ve topluma taşıma araçlarına saldırıların fazla olmasına dikkat etmemiz gerekiyor. Saldırganlıkları düşmeye başlarsa sokakta olmaları hiç bir işe yaramaz imkanlar dahilinde toplu taşıma ve ambülans yakmaları ve etraftaki dükkanlara bolca saldırmaları gerekiyor. Bu faaliyetler kendine gazeteci diyen kişiler tarafından hızlıca yayılmaya başladığında toplum adım adım bıkma noktasına gelecektir.

Nihayet bıçak kemiğe dayandığında cebimizde sakladığımız suya sabuna dokunmamış aslında zayıf olan ama kibar diye anlatılan bir siyasi kuklayı ortaya çıkarırız.

Hayrını görün.Vesayet nasıl kurulur? Bu günlerin en lezzetli hedeflerinden biri Türkiye üzerine vesayet kuruyorduk ve ilk iki adımı geçmiştik. Sıra son hamlede.

3.ADIM : Bir gecede kurtuluş rüyası

Düşmanı belirleyip sonu izmli zırvaların radikallerinden meydana gelmiş çekirdek grubun ittifaklarını da yaptığımıza göre bir gecede kurtulmayı vaat etmenin sırası gelmiştir.

Bir gecede kurtulma rüyasının çalışabilmesi için toplumu mukavemetini düşürmüş olmamız gerekiyor. Bunun için ilk elden mümkün olduğu kadar battık, yandık, öldük, sonumuz geldi haberleri yapmamız gerekiyor. Dikkatli bakarsak her olayın altından ölümcül ve geri dönüşü olmayan bir musibet devşirebiliriz. Mesele odasında şehit edilen savcının üzerindeki mermi deliklerini sayabilirisiniz. Alerjik bir lekeyi kırmızı daire ile işaretleyip işte Erdoğan’ın mermisi haberleri yaparsak bu çok iyi çalışır. (2 Yazıda Erdoğan’ı hedef seçmiştik) Acilen karısını öldüren bir katil bulmamız lazım. Niye öldürdünüz diye sorulduğunda mesela ağzından “sıkıntı” diye bir laf yakalarız. Bu sıkıntıya geçim sıkıntısı deriz. Geçim sıkıntısını ekonomik politikalara bağlarız ekonomik politikayı da Erdoğan’a bağlarız ve “Erdoğan yüzünden karsını öldürdü” diye harika bir manşet atarız. Aynı sistemle, yağan doluları, trafik kazalarını ve güneş tutulmasını da Erdoğan’a bağladık mı bu iş tamamdır. Gerisi sabretmek ve bir süre ısrar etmek. Bütün bunlar yapılırken ittifakın ileri gelenlerinin Almanya, İngiltere, İran ve İsrail’e bir ziyaret yapması gerekiyor. Almanya’ya giden kimse acilen BND ile toplantı yapmalı ve Türkiye’de desteklenecek terör örgütlerine ayrılacak finans konusunda bir karar verilmeli. BND nin verdiği para ve destekle karakollara saldırılar yapılmalı ve sokaklarda bir iki bomba patlamalı. Bütün bu faaliyetlerle toplumu gerebilir ama hala yeterli sevide değiliz. Sokakların kapatıldığı huzursuzluk eylemlerine ihtiyacımız var. Tam bu noktada eli boş göynü hoş gençleri sokağa salmamız gerekiyor. O iş kolay bir iki popüler sanatçıyı vitrine koyarak hepsini sokağa dökebiliriz. Sosyalist devrimciler, ırkçılar, eşcinseller, Kemalistler vesaire kim oldukları hiç fark etmez. Sokakları kendi aralarında paylaşabilirler. Mümkün olduğunca barikat, yangın ve topluma taşıma araçlarına saldırıların fazla olmasına dikkat etmemiz gerekiyor. Saldırganlıkları düşmeye başlarsa sokakta olmaları hiç bir işe yaramaz imkanlar dahilinde toplu taşıma ve ambülans yakmaları ve etraftaki dükkanlara bolca saldırmaları gerekiyor. Bu faaliyetler kendine gazeteci diyen kişiler tarafından hızlıca yayılmaya başladığında toplum adım adım bıkma noktasına gelecektir.

Nihayet bıçak kemiğe dayandığında cebimizde sakladığımız suya sabuna dokunmamış aslında zayıf olan ama kibar diye anlatılan bir siyasi kuklayı ortaya çıkarırız.

Hayrını görün.