Malatya, 28 Şubat uygulamalarının pilot şehri seçilen ve darbe yöneticileri tarafından en çok mağdur edilen illerin başında geliyor. Malatya, muhafazakâr dindar kimliğiyle 28 Şubat sürecinin tüm soğukluğunu iliklerine kadar hissetmişti.
Zamanın İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Şarlak (emekli Tümgeneral) atanır atanmaz öncelikle “irtica ile mücadele” başlatmıştı. Üniversite senatosunun 1998-1999 eğitim -öğretim yılı başında başörtüsü takan öğrencilerin derslere alınmayacağına ilişkin karar alması Malatya’da fitili ateşleyen ilk hareket oldu.
Başörtüsünün yasaklanması, yerel medyada gündeme oturması, uygulamaların her geçen gün daha da katı hale dönüşerek devam etmesi, muhafazakâr Malatya halkı üzerinde çok büyük etki bıraktı. Büyük eylemler için nisan ve mayıs aylarının iki cuması seçilmişti. Eylemlerde polis ve jandarmanın çok sert müdahalesi ve bunun ulusal bazda yankı uyandırması, kentte neredeyse herkesin protestoları sahiplenmesinin de önünü açmıştı. Eylemler için çevre illerden takviye ekiplerin gelmesi bile insanları vazgeçirememişti. Malatya, tarihinde hiç bu kadar çok polisi bir arada belki de hiç görmemişti. Her iki cuma eylemi sonrası yüzlerce insan tutuklanmış, cezaevleri ve nezarethaneler de kafi gelmeyince çare, polis okulundaki sınıflarda bulunmuştu.
İkinci cuma eyleminden sonraki günlerde Malatya’da birçok insan evinden, birçok öğrenci de okulundan alınarak demir parmaklıklar ardına hapsedilmişti. Eylemler olurken kentte bulunmadığı halde “eylemlerin tertipleyicisi” olarak kimileri hakkında da gıyaben davalar açılmıştı. O kadar çok kişi evlerinden okullarından alınıyordu ki, örneğin Yeşiltepe Polis Karakolu’nun altında bulunan ve her biri iki kişilik 2 nezarethaneye tam 30 kişinin tıka basa doldurulduğu basına yansımıştı.
Sonrasında ise tutuklananlardan 51’i hakkında “idam”, 25’i hakkında “ağır ceza” istemiyle zamanın 1 No’lu DGM’sinde, TCK’nın 146. maddesindeki “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye yönelik hareket” suçundan davalar açılmıştı.
28 Şubat’ta birçok kamu görevlisi işinden, birçok kişi sağlığından, birçok kişi de özgürlüğünden oldu. Bugün Malatya kendi yurdunda aynı zulme maruz kalan, aynı işkenceleri gören insanları bağrına bastı, onlarla dertleşti.
Tunus Nahda Hareketi lideri Rashid El Gannuşi ve Mısır Mursi Hükümeti’nin Kalkınma Bakanı Yahya Hamid, Kitap Fuarı kapsamında konferans vermek için Malatya’ya geldi. Salona giren ikilinin yanı başında yine 28 Şubat’ın mağdurlarından İhsan Süreyya Sırma Hoca ve Zekeriya Şengöz oturuyordu. Gannuşi, “Arap Baharı’nın yaşandığı Mısır, Tunus, Libya gibi ülkelerde çok büyük sıkıntılar yaşandığını, İslam ve demokrasi yolunda mücadele eden binlerce insanın mağdur olduğunu” belirterek, Türkiye’deki gelişmeleri gördükçe umutlarının arttığını söyledi.
Mısır eski Kalkınma Bakanı Yahya Hamid de “Türkiye’ye baktığımızda çok umutlanıyoruz. İlkeler üzerinden hareket etmek, sebat olmak Allah’ın izniyle mutlaka zafere ulaştırıyor, bunu Türkiye’de gördük. Mısır’da da gerçekleştireceğiz. Türkiye’deki komplolar bitmedi, Mısır’da da bitmedi, farkındayız. Ama Allah’ın izniyle başarıya ulaşacağımıza inanıyorum. Bizler inşallah barışçıl bir şekilde yönetimlerin demokrasiyle geleceğine inanıyoruz. Geleceğe umutla bakıyoruz” dedi.
Malatya ve Malatya’nın misafirleri, Türkiye’de değişimin bence en güzel örneğiydi. Ben de bu şahitlik için Malatya’daydım. Bu vesileyle kentte bu etkinliğe vesile olan Malatya Valiliği, Malatya Belediye Başkanı ve ilçe belediyeleri ile milletvekillerine, gönüllü öğretmenlere, belediye kültür müdürlüğüne ve Malatya halkına, 28 Şubat’ın çöpe atılmasına vesile oldukları için içtenlikle teşekkür ediyorum.