Adım Alparslan, Çiftçi Mehmed ile Hafizenin oğlu Alparslan. Rukiye’nin kocası, Hamzanın babası, Ayşenin ağabeyi Alparslan…
Göğsümün iki parmak üzerinden giren bir mermi, vücudumu yağmurun çamura çevirdiği, sınırın ötesinde bir toprağa düşürdü… Sınır ötesi dediğime bakmayın, kanım değdi ya hani… Artık vatan diyebilirsiniz… Kanla çizilir bizim sınırlarımız, ezelden beridir kimsenin cetvelle, pergelle bize sınır çizmesine müsaade etmemiş ben gibiler, benim gibiler…
Gönlümü köyümde bırakıp gönüllü geldim ben, evimden ayrılırken arkama dönüp baktığımdaki manzara gözlerimin önünde.
Babamın dik başı, Anamın ve bacımın gözündeki yaşı, Rukiyemin seni şimdiden çok özledim der gibi bakışları ve kucağındaki Arslan parçası. Arslan parçası dediğime bakmayın, henüz bir yaşında… Ama adını Hamza koydum, şehitlerin efendisinin adı, hani o yürüdüğünde Allâh Resulü’nün, “Yavaş yürü Ey Hamza adımların ölümü korkutuyor” dediği Hamza, belki adının heybeti gözümde Arslana çeviriyor kuzumu.
Nabzım hızlı hızlı atıyor, ama izlediğiniz o Hollywood filmlerinde olduğu gibi buraya kadarmış diye geçmiyor içimden. Buraya kadar değil, çünkü buranın çok ötesi var…
Buraların çok ötesinde yar var yar…
Bütün yarların ötesinde, Liva ul Hamd sancağının altında, şefkatle bizi bekleyen Muhammed Mustafa (s.a.v) isimli bir yar…
Adım Alparslan…
Komutanım Haçlılarla savaşıyoruz dedi…
Onuncu haçlı seferine siper oluyoruz dedi…
Bakmayın isimlerinin PKK, YPG veya bilmem ne olduğuna dedi, bakmayın sünnetli olduklarına dedi, sünnetsiz ruhlarını haçlılara kiralamış haçlı taşeronlarıyla savaşıyoruz dedi.
Bu Hilal ile Haçın savaşıdır, bu aydınlık ile karanlığın savaşıdır dedi. Yemin ettik hep birlikte Allah’a, Kur’an’a ve vatana.
Adım Alparslan…
Bir Hilal uğruna düştüm toprağa, bir Hilal uğruna ömrümün baharında terk-i dünya ediyorum, bir Hilal uğruna vazgeçtim candan, canandan, bir Hilal uğruna yetim kalıyor Hamzam, bir Hilal uğruna dul kalıyor Rukiyem, bir Hilal uğruna Annem ve Babamın bundan böyle boğazından neşe dolu bir lokma geçmeyecek, bir Hilal uğruna beline kuşağı bağlayan ben olmayacağım kız kardeşimin düğününde… Bir Hilal uğruna çocuklar baba dediğinde yavrumun boynu bükülecek…
Feda olsun… Milletime helal olsun… Vatanım sağ olsun…
Adım Alparslan…
Ne bu mermi yakar ciğerimi, ne bütün bu saydıklarım. Ne ölüm korkutur beni ne bütün bu saydıklarım. Benim ciğerimi verdiğimiz bu mücadeleyi ve ödediğimiz bedellerin gereksiz sayılması yakar. Benim ciğerimi haçlılarla kol kola girip, benim milletimin meclisinde terörü ve teröristi destekleyenlerin benim aleyhimde nutuk atabilmesi yakar. Benim ciğerimi siyasi rantları için SIHA’ları eleştirebilmeleri yakar. Benim ciğerimi, “en iğrendiğim söz ‘şehitler ölmez, vatan bölünmez’dir” diyen birisinin benim vatanımın anamuhalefet partisinin parti meclisinde olabilmesi yakar. Benim ciğerimi, bize mezar kazanların mahkemeye kravatla çıktıkları için iyi halden cezai indirim almaları yakar. Benim ciğerimi haçlıların diğer taşeronu FETÖ’nün mensuplarının birer birer tahliyesi yakar.
Adım Alparslan,
Korkarsanız, gevşerseniz, vazgeçerseniz, zalime merhamet ederseniz, işte o gün yakar bu mermi ciğerimi… İste o gün dökülen kanlarım haramdır size…
Canımdan ötesi yoktu ki vereyim…