220 bin Azerbaycan Türküne ne oldu?

Abone Ol

Karabağ’da artık yeni bir süreç yaşanıyor.

İçimizdeki Ermeniler ağıt yakıyor, iftira atıyor…

Ülkesine ve ülküsüne sadık halkımızsa işgalden kurtuluşun haklı şükür ve duasını yapıyorlar.

Gündemdeki konu; Karabağ’daki sivillerin durumu.

Bölgede yaşayan Ermeni nüfusun 127 bin olduğu tahmin ediliyor.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, Karabağ bölgesinde yaşayan Ermeni sakinlerin haklarına işaret ederek Azerbaycan'da yaşayan diğer etnik azınlıklar gibi onların da haklarının ülke yasaları ve uluslararası yükümlülükler çerçevesinde güvence altına alınacağını vurguluyor.

Aliyev, eşit yurttaşlıktan bahsediyor ve Ermenilere insani yardım götürüyor.

Azerbaycan askerlerinin sahada yaşayan Ermeni sivillere yönelik yardımı, fotoğraflara yansıdı. İnsani duruşları, insanlık dersi olarak kayıtlara geçti.

ERMENİLER NE YAPIYOR?

Ermeniler, Azerbaycan kimliği alarak bölgede kalabilirler fakat Ermenistan’ın baskısına kulak tıkayamadılar ve Ermenistan’a dönmek için Karabağ-Kornidzor sınır hattında geçişe devam ediyor.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın sözcüsü, şu ana kadar 65 bin 36'dan fazla kişinin Karabağ'dan Ermenistan'a geçtiğini söyledi. Paşinyan önümüzdeki günlerde Karabağ'da hiçbir Ermeni’nin kalmayacağını açıkladı.

Aliyev, bu kapsamda "güvenli geçiş sağlanacak" demişti; dediğini yaptı ve siviller güvenle Karabağ’ı terk ediyorlar. Benzini bitene yakıt veriliyor, su isteyene su, gıda isteyene gıda veriliyor.

Sahada bunlar yaşanırken Ermeniler üzerinden Azerbaycan’a iftira atanlar da mevcut.

Hatırlarsanız Zeytin Dalı Operasyonu’nda da Türkiye’ye iftirada bulunmuşlardı.

Şimdi şöyle bir kıyas yapalım.

Azerbaycan’ın sahadaki uygulamaları kayıt altındayken pratize edilen uygulamalardan bahsettik. Peki ya Ermeniler Karabağ’ı işgal ettiğinde Azerbaycanlı Türklere nasıl muamelede bulunmuşlardı.

Önce göçten bahsedelim…

Karabağ’ı terk eden Azerbaycanlılar yalın ayak, aç, susuz, şiddete maruz kalarak zorunlu ve çaresiz şekilde kendi topraklarından çıkmak zorunda kalmışlardı.

Ermenistan işgal ettiği köyleri yaktı, yıktı, işkence etti, aç bıraktı ve göçü zorunlu tuttu.

1988'deki işgal sürecinde bölgede 220 bin Azerbaycan Türkü yaşıyordu. Ve Karabağ’ın yerlisi olan Türklerin tamamı kendi topraklarından o dönemde kovulmuştu.

2020’deki çatışma esnasında da hatırlayınız, Ermenistan sivil bölgelere bomba fırlattı, AVM’yi ateş altına aldı.

ERMENİSTAN’IN MÜTECAVİZ TARİHİ

Ermenistan katliam, tecavüz, işkence de dâhil tüm savaş suçlarını iyi bilir.

Bunu görmek için şöyle geçmişe dönüp bakmak yeterlidir.

Bir örnek; Hocalı Katliamı.

1991-1992 kış aylarıydı.

Hocalı’daki sivil yerleşimler sürekli olarak bombalandı.

İnsan Hakları İzleme Örgütünün aktarımına göre, saldırı öncesinde kasaba birkaç ay elektrik ve gazdan yoksun bırakıldı.

936 kilometrekarelik alana sahip işgalden önce 2 bin 605 aileden ibaret 11 bin 356 kişinin yaşadığı Hocalı kasabası 26 Şubat 1992 tarihinde yağmaya maruz kalmış ve kasaba tamamen yok edilmiştir. Uzun süre cesetlerin alınması bile mümkün olmadı.

83 çocuk, 106 kadın ve 70'ten fazla yaşlı dâhil olmak üzere toplam 613 sakin öldürülmüş, toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. Bin 275 kişi rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde ölülerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başlarının kesildiği görülmüştür. Bunlar arasında hamile kadınlar ve çocukların da vahşete maruz kaldığı tespit edilmiştir.

İşte böyle büyük bir katliam ve soykırım söz konusu. Asla unutmadık ve unutmayacağız.

Aynısını yapmadık, yapmayacağız ama hakkımız olanı da söke söke alacağız.

 

SAHADA KİMLE MUHATABIZ?

1915 olayları diyerek Türklere iftira atan kesim nasıl bir yapıya sahiptir? Sanırım şimdi daha iyi anlaşılmıştır ve tekrar bugüne döndüğümüzde ilahi adalet yerini bulmuştur.

Karabağ’ın gerçek sahipleri zafer kazandı, işgal son buldu.

Fakat ilginç olan, içimizde Karabağ’ı terk eden Ermeniler için ağıt yakan kişilerin olduğu…

Türk toplumunda yaşayan ve devletine sadık Ermeni azınlığı bir kenara ayırarak tarihî perspektiften bakıldığında şu yorumu yapmak mümkündür.

Osmanlı zayıfladığında Osmanlı’yı arkadan vurarak gitti çoğu. Ve şimdi de Rusya’nın zafiyet durumunu gördüklerinde rotayı ABD’ye çevirerek işgal ettikleri yerlerden çekiliyorlar. Fakat bu defa Türkiye de Azerbaycan da yeterince güçlü ve yakıp yıkmalara fırsat vermiyorlar.

Dikkatli ve agâh olmakta fayda var.