Ufuk Coşkun - Diriliş Postası
İlk bakışta bu olayın büyük bir sel sonucu mu yoksa bir Kelt ritüelinin sonucu mu olduğu tartışmaları sürüyordu. Ancak yeni bir çalışma, bu sorunun iki seçenekle sınırlı olmadığını ortaya koyuyor.
Köprünün çöküşü ve arkeolojik bulgular
1960’ların sonlarında yapılan kazılarda, demir ve bronz silahlar, çömlekler ve iki düzine insan ile hayvan iskeletinin yanı sıra ahşap köprünün parçaları da bulundu. Araştırmalar, köprünün MÖ 135 yılında inşa edildiğini ve çöküş anında birçok insan iskeletinin köprü kirişlerinin altında kaldığını gösterdi. Önceki teoriler, olayın büyük bir sel nedeniyle gerçekleşmiş olabileceğini öne sürüyordu. Ancak başka bir görüş, insanların ve hayvanların Kelt adak ritüellerinin bir parçası olarak sunulduğunu öne sürüyordu.
Yeni çalışmanın bulguları
Scientific Reports dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, olayın karmaşıklığını anlamak için iskelet travması ve genetik analiz tekniklerini kullandı. Araştırmacılar, 20 insan iskeletinin yaşını, cinsiyetini ve yaralarını inceledi. Çoğu erkek olan kurbanların yaralarının keskin olmayan cisimlerden kaynaklandığını ve kafa travmasıyla ilişkili olduğunu keşfettiler. Hayvan iskeletleri ise kurban bağlamında tipik keskin travmalar göstermedi.
Karbon-14 ve genetik analizler
11 insan iskeletinin karbon-14 ile tarihlenmesi, iskeletlerin MÖ 3. yüzyıldan MS 7. yüzyıla kadar geniş bir zaman aralığını kapsadığını gösterdi. Bu, bazı iskeletlerin köprü çöküşü sırasında değil, daha önce veya sonra bölgeye gelmiş olabileceğini işaret ediyor. Ayrıca, izotop ve DNA analizleri, insanların Batı ve Orta Avrupa kökenli olduğunu, ancak bazılarının hayatları boyunca göç etmiş olduğunu ortaya koydu.
Araştırmanın sonuçları, köprünün altında kalan insanların bazılarının zaten ölmüş olabileceğini ve köprüdeki olayların karmaşık bir geçmişe sahip olabileceğini öne sürüyor. İsviçre Bern Üniversitesi’nden araştırmacı Marco Milella, köprünün bir kurban mekanı olarak kullanılabileceğini belirtiyor ve ekliyor: “Köprünün kazadan önce de bir geçmişi olabilir; bu durum bazı cesetlerin kazadan önce de burada bulunmuş olabileceğini düşündürüyor.”
Bu bulgular, 2.000 yıl önceki bu dramatik olayın daha karmaşık bir arka plana sahip olduğunu ve hem kazanın hem de ritüel kurbanların bir arada gerçekleşmiş olabileceğini gösteriyor.