Hazal Mihrace Göksun - Muhabir
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, "1919 yılı Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım" sözleriyle anlattığı, Türk milletinin kaderini değiştiren ilk adımın üzerinden 105 yıl geçti.
I. Dünya Savaşı ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Durumu
I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu, 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi'ni imzalayarak savaşı resmi olarak sona erdirdi. Bu mütareke şartları, Osmanlı topraklarının işgal edilmesine zemin hazırladı. Anadolu'nun çeşitli yerleri, başta İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlar olmak üzere İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmeye başlandı. Bu durum, Türk milletinde büyük bir huzursuzluk ve direniş arzusu uyandırdı.
Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a Gönderilmesi
Mustafa Kemal Paşa, Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasının ardından İstanbul'da, işgal altındaki Osmanlı hükümeti tarafından atılacak adımların yetersizliğini ve teslimiyetçi politikasını görmüştü. Ülkede milli bir direniş hareketi başlatılması gerektiğine inanan Mustafa Kemal, kendisine geniş yetkiler verilerek 9. Ordu Müfettişi olarak atanmayı kabul etti. Bu görevle, resmi olarak Karadeniz Bölgesi'nde asayişi sağlama ve Pontusçu Rum çetelerine karşı önlem alma görevi verilmişti.
Bandırma Vapuru ve Samsun'a Çıkış
Mustafa Kemal Paşa, 16 Mayıs 1919'da Bandırma Vapuru ile İstanbul'dan yola çıktı. 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun'a ulaşarak karaya ayak bastı. Bu tarihi an, Türk milletinin bağımsızlık ve kurtuluş mücadelesinin fiili olarak başladığı an olarak kabul edilir. Samsun, bu anlamda milli mücadelenin sembol şehirlerinden biri olmuştur.
Samsun'dan Sonra Atılan Adımlar
Samsun'da göreve başlayan Mustafa Kemal Paşa, hızla harekete geçti. İlk olarak Havza'ya geçti ve burada bir bildiri yayımlayarak halkı işgallere karşı direnmeye çağırdı. Ardından Amasya'ya geçti ve burada 22 Haziran 1919'da Amasya Genelgesi'ni yayımladı. Bu genelgede, "Vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir" ifadesiyle, milli mücadelenin gerekçesi ve amacı açıkça belirtildi.
Erzurum ve Sivas Kongreleri
Mustafa Kemal, Amasya Genelgesi'nin ardından Erzurum'a geçti ve burada 23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum Kongresi'ni düzenledi. Bu kongrede, milli mücadelenin temel ilkeleri belirlendi ve bölgesel direniş cemiyetleri birleştirildi. Ardından 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında Sivas Kongresi düzenlendi. Sivas Kongresi, milli mücadelenin ulusal bir harekete dönüşmesini sağladı ve "manda ve himaye kabul edilemez" kararı alındı.
Ankara'ya Gidiş ve Milli Mücadele'nin Liderliği
Mustafa Kemal, Sivas Kongresi'nden sonra Ankara'ya geçerek milli mücadelenin merkezi olarak burayı seçti. Ankara, coğrafi konumu ve iletişim ağları nedeniyle stratejik bir öneme sahipti. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla, Mustafa Kemal Paşa liderliğinde yeni bir hükümet kuruldu ve Kurtuluş Savaşı'nın yönetimi buradan gerçekleştirildi.
Sonuç ve 19 Mayıs'ın Önemi
19 Mayıs 1919, Türk milletinin işgal ve boyunduruk altındaki günlerine son verme kararlılığının somutlaştığı bir tarihtir. Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıkışı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına giden yolda ilk ve en önemli adım olmuştur. Bu tarih, Atatürk tarafından gençliğe armağan edilmiştir ve her yıl "19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı" olarak kutlanmaktadır. Atatürk, gençliği cumhuriyetin teminatı olarak görmüş ve onlara büyük değer vermiştir.
19 Mayıs, sadece bir tarihten ibaret olmayıp, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin simgesi olarak tarihimizdeki yerini almıştır.