Bu yazıyı kaleme alırken daha oy kullanma devam ediyordu. O yüzden nasıl bir sonuç çıktı, oranlar nedir ve bu seçim sonucunu nasıl değerlendirmeliyiz tahlilini yapmak mümkün değil.
Ancak bu referandum sürecinde yaşanılanlar hiç unutulmayacak. Referandum kampanyası boyunca yedi düvel de dahil olmak üzere dahili ve harici düşmanlarımızın ateşli ve direk bir ülkenin iç işlerine bu kadar müdahale edilmesine de ilk defa tanık oluyoruz. Öylesine bir saldırı ve tehdit altında seçim süreci yaşadık ki bu seçimden galip çıkmak sanırım tarihe altın harflerle yazılacak bir başarı hikâyesi olarak hep anılacaktır.
FETÖ, PKK ve DAEŞ kartları deşifre olan Batının ve ABD’nin basınıyla, diplomasisiyle, bakanı, milletvekili, başbakanıyla bu kadar taraf olduğu süreçte Avrupa’da yaşayan kardeşlerimizin ülkelerine, bayraklarına, devletlerine sahip çıkmaları ise ülke olarak göğsümüzü kabartı. Allah onlardan razı olsun.
Yine referandum sürecinde yollara dökülen milletimiz, kampanyalarda aktif olarak görev alan kardeşlerimiz, ağlayan, gözyaşı döken, dua eden, Kuran okuyan büyüklerimiz, destek veren gazetelerimiz, gazetecilerimiz, fikir ve gönül insanlarımız Allah onlardan da razı olsun.
Bu kadar yalana ve iftiraya rağmen, baskı, tehdide rağmen dik duruşundan asla taviz vermeyen ve son kale Türkiye için gecesine gündüzüne katan, milletin adamları Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Başbakanımız Binali Yıldırım’a da milletimiz adına çok teşekkür ediyoruz.
Bu mücadele milletimizin var olma mücadelesidir. Bir kardeşimizin dediği gibi çiçeğin tanka karşı mücadelesidir. Kuşların filleri yenme mücadelesidir. Suriye’deki, Irak’taki, Filistin, Somali, Sudan, Mısır, Libya’daki ve dünyanın neresinde olursa olsun zulme uğrayanlara sahip çıkma mücadelesidir.
Allah bu millete bir daha 27 Mayıslar,12 Eylüller, 28 Şubatlar ve 15 Temmuzlar gibi acı günler yaşatmasın.
Ve 17 Nisan tüm acıların geride kaldığı yeni bir milat olsun…