Ne ‘Evet’ diyenler ne de ‘Hayır’ diyenler netice üzerinde hak sahibi değillerdir aslında. Kullar neticelerde hak sahibi değil taraf sahibidir ve asıl hesap neticeden değil de taraftan verilir.
17 Nisan sabahı geri dönüşü olmayan bir yola girmiş olacak Türkiye. “Evet” çıksa da “Hayır” çıksa da artık 17 Nisan sonrası, Türkiye başka bir Türkiye olacak. Rutin bir Türkiye yok artık. O iş bitti.
16 Nisan’da yaşanacak oylamanın sonucu bir netice olmayacak; malum neticenin sürecine girişin ilk adımı olacak.16 Nisan’da “Hayır” sonucu çıkarsa bu kimlerin zaferi olur?
PKK’nın, FETÖ’nün, DAEŞ’in, Almanya’nın, İngiltere’nin ve beraberinde CHP’nin… Doğru mu?
Doğru! Başını bunların çektiği “Hayır”cı odaklar zafer kazanmış olmayacaklar mı? Olacaklar. Peki bu zafer kazananlar zaferlerinin tahsilatı için gelmeyecek mi? Gelecekler.
Geldiklerinde bu “Hayır sonucu bizim sayemizde oldu, Türkiye’nin gidişatıyla ilgili kararları artık biz veririz” demeyecekler mi? Diyecekler!
İşte o gün herkes, bugün durduğu tarafın vebalini taşıyacak. Ve aramızdaki en zelil olanlarsa “Biz demiştik, bizi dinlemediniz” diyenler olacak.
16 Nisan oylamasından “Evet” sonucu çıkarsa ne olacak? Hiç dolandırmadan söyleyeyim: Bu memleketin kılcal damarlarında saklanan parazitler sökülüp atılacaklar…
“Biz kurucuyuz, biz asılız, oy almak iktidar olmak demek değildir, Menderes çok oy almıştı sonu ne oldu” diyen yüzyıllık işgalcilere ne olacağını belirleyecek olan 16 Nisan referandumunda Allah hiç kimseyi kararsız olacak kadar gafil yapmasın. Almanya, PKK, DAEŞ, FETÖ, DHKP/C ve bilumum Türkiye’yi bölmek isteyen Batı ittifakı karşısında “Kararsızım; ne yapsam acaba, ay bilemedim şimdi görüyor musun” diye dolaşır mı? Ne demek karar vermedim? Neyin kararını veremedin?..
Dolayısıyla ister “Evet” çıksın, ister “Hayır” çıksın 17 Nisan’dan sonra başka bir Türkiye olacak ve herkes dün durduğu tarafın sorumluluğunu taşıyacak…