2019 seçimleriyle birlikte yeni bir döneme girilecek olması ve bu dönem içerisinde partilerin etkisinin bir hayli düşeceğini göz önüne alırsak Türkiye’de bundan böyle liderler üzerinden yürüyen seçimlere şahit olacağız aynı Amerika’da olduğu gibi. Günümüz Türkiye’si liderleri üzerinden gittiğimizde mütedeyyin çevrenin içinden çıkmış ve kitleleri peşinden sürükleyen Recep Tayyip Erdoğan’ın 15 yıllık iktidarına şahit olmaktayız.
Peki bu 15 yılda biz mütedeyyin çevreye ne verdi Erdoğan?
Yol? Köprü? Aş? İş? …… Boşluğu nasıl istiyorsanız öyle doldurun. Çünkü onların hiçbir önemi yok.
Recep Tayyip Erdoğan 15 yılda biz muhafazakâr camiaya genlerimizde olmayan eylem gücünü öğretti. Bu 15 yılda her organizasyonda her platformda ve 15 Temmuz direnişinde Erdoğan ile büyüyüp bayrak sallayan çocuk büyüyünce sokağı boş bırakmayacak. Recep Tayyip Erdoğan’ın geriye en büyük miras olarak mütedeyyin cenaha bıraktığı sokak, meydan gücü ve eylemsellik hareketleri kalacak. Gerisi lafı güzaf…
Türkiye’de iktidar hep askerin eylem gücüyle şekillendi. Erdoğan ile geniş kitleler bunu askerin elinden aldı. 1980’lerde çocuğuna ‘’aman yavrum olaylara karışma’’ diyen anne baba bugüne geldiğimizde olayların, eylemin bizzat içinde olduğunu görüyoruz. Buna en büyük örnek 15 Temmuz 2016 gecesi. Eylem pratiği olmayan mütedeyyin gençliğe baktığımızda Erdoğan ile birlikte artık eylemsellik derecelerinin arttığını görmekteyiz. AK Parti Belediyesi olmasına rağmen geri durmayıp Üsküdar’daki Şemsi Paşa Camii dolgu çalışmaları sırasında denize çakılan kazıkların camiye vermiş olduğu zarara ses çıkartan ve bunun için eylem yapan bir şekilde sesini duyuran ve oradaki çalışmayı iptal ettiren muhafazakâr gençlik buna en iyi örneklerden bir tanesidir. Bu eylemsellik derecesinin artması 15 Temmuz ile birlikte olmuştur. O tarihten sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Erdoğan, Namık Kemal’in şu dizlerini öğretmiş oldu bize: “Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin, dönersem kahbeyim millet yolunda bir azimetten.” Artık dönmüyoruz, ülkemizi de liderimizi de kimseye vermiyoruz. Allah Erdoğan’a öyle bir taşı kaldırmayı nasip etti ki, o taşın tıkadığı ilim, iman, ahlak, fazilet ve diriliş nehirleri âlem-i İslam bahçesini yine sulamaya başladı. Bizler somunu düşmüş cıvata gibi boşa dönerken Reis çıka geldi. Biliyoruz onu çok yorduk ama olsun. Namzet oldukları çileleri çekenler, layık oldukları mutluluk tacını nasıl olsa giyerler…