Gündem

15 Temmuz’un Yürekli Kahramanları

Abone Ol

Darbe teşebbüsünün başladığı sıralarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısına kulak veren vatandaşlar sokaklara akın etti. Kimi darbecilere karşı koyarken şehit oldu kimi de gazilik unvanına ulaştı.

Aralarında öyle fedakârlıklar yapanlar vardı ki yüreklerinin büyüklüğü bedenlerine sığmadı. Tarihe ismini altın harflerle kazıyan koca yürekli kahramanlarımızdan birkaç tanesinin yaşadıkları öyküler tüylerinizi diken diken yapacak.

MAHALLELİYİ KAMYONETLE MEYDANLARA TAŞIDI

ŞERİFE BOZ

15 Temmuz’un yaşandığı gece meydanlara koşanlardan biriside Şerife Boz oldu. Kullandığı kamyonla mahalleyi alıp Taksim Meydanı’nda gerçekleştirilen Demokrasi Nöbeti’ne gelişiyle simgeleşen Boz o gün neler yaşadığını anlattı. 15 Temmuz akşamı haberleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısını duyan Boz, çocuklarını ve torunlarını alarak tekbirler eşliğinde evden çıktı. Levent’teki evlerinden Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne kadar yürüyen Boz ailesinin salâvat ve tekbir seslerini duyan komşuları da arkalarından köprüye kadar eşlik etti. O gece sabahın ilk ışıklarına kadar Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde darbe girişimine karşı bekleyişlerini sürdürdü. Boz’u unutulmaz kılan sahne ise 16 Temmuz akşamı Taksim Meydanı’nda düzenlenen darbe karşıtı gösteriye gelişi oldu. Babam da eşim de hafriyatçı diyen 50 yaşındaki Şerife Boz, çocuklarını, torunlarını, komşularını kamyonete bindirip yola çıktıkları anları şu şekilde anlattı: “E-Sınıfı ehliyetim olmamasına rağmen kamyoneti ben kullandım. Babam ve eşim hafriyatçı olduğu için kamyonete ilgim zaten vardı. Yola çıktığım zaman savaşa gittiğim düşüncesine kapıldım. Çok büyük duygularla oraya gittim. Sabaha kadar tekbirler getirdim sesim kısıldı. Aracı yolda giderken insanlarla da doldurduk. Taksim’e gidince de tekbir getirdik, dualar okuduk. Bu kadar ilgi olacağını hiç düşünmemiştik.” Başbakan Binali Yıldırım’ın, ‘beni ağlattı’ dediği Şerife Boz’u, eşini ve komşusunu 26 Temmuz’da Çankaya Köşkü’nde kabul ederek teşekkürlerini iletti.

SİPER ET GÖVDENİ DURSUN BU HAYÂSIZCA AKIN!

METİN DOĞAN

Türkiye’nin dört bir yanında FETÖ’nün darbe girişimine karşı vatandaşların sokaklara döküldüğü anlarda Yeşilköy Havalimanı’na koşan Metin Doğan, tankları paletlerin altına yatarak durdurdu. 15 Temmuz akşamı Ankara’dan gelen misafirleri ile evde otururken darbe girişimi olduğunu öğrenen Doğan, misafirleri ve kardeşi sokağa çıkmasına engel olmak istese engel olamadılar. Tüm itirazlara rağmen sokağa çıkan ve Yeşilköy Havalimanı önüne gitmek için taksi arayan Doğan, yoldan geçen bir motosikletliyi durdurarak olay yerine ulaştı. O anları anlatan Doğan: “Motosikletli kişiye, ‘Allah rızası için beni havaalanına götürür müsün?’ dedim. Gözlerimden ne kadar çok gitmek istediğimi anlayınca isteğimi kabul etti. Yüzünü bile tam göremedim. Beni götüren kişiye, ‘Bak kardeş seni tedirgin etmemek için söylemedim ancak belki de bu gece öleceğim. Cebimdeki paraya ihtiyacım yok al kendine benzin parası yap’ dedim. Tüm ısrarlarıma rağmen kabul etmedi” dedi.

“TANK PALETİNİN ALTINA YATTIM”

Yeşilköy Havalimanı önüne geldiğinde mermi sesleri duyduğunu söyleyen Doğan, “Gördüğüm manzara beni çok etkiledi. Askerin üzerine doğru giderken ‘Ben Türk askeriyim, siz kimin askerisiniz ’ diye bağırmaya başladım. Tank dururken bende bağırmaya devam ediyordum. Tank tekrar hareket etmeye başladı bende o anki refleksle tankın sağ paletinin altına yattım. Tam da o sırada durdu” diye konuştu.

Olaylar sırasında ölüm anının geldiğini hissettiğini dile getiren Doğan, “O ölüm anını yaşamak için bekledim. Çünkü beni sürekli uyarıyorlardı ve aksi takdirde ateş edeceklerini söylüyorlardı. Tüm hareketimin 5-10 dakika arasında gerçekleştiğini düşünüyorum. Eğer darbeciler başarıya ulaşacak olsalardı, ölmeyi ve o anı görmemeyi çok isterdim. O zaman kendimi mutlu hissedecektim. Tank üzerimden geçseydi 240 kişi gibi şehit olacaktım” şeklinde konuştu.

KAZAN’I KAHRAMAN YAPAN YÜREKLER!

MUSTAFA ZOROVA

Ankara’nın Kazan ilçesini Kahraman’a çıkaranların başında gelenlerden biriside 70 yaşındaki Mustafa Zorova. Darbe planının merkezi olarak gösterilen 4. Ana Jet Üs komutanlığı önüne giderek darbeci askerlere karşı direniş gösteren 9 çocuk ve 15 torun sahibi Zorova bacağına isabet eden üç kurşun sonucu gazilik unvanına ulaştı. Yaşı gereği Menderes dönemini de gören Zorova ülkede darbe teşebbüsü olduğunu televizyonlardan öğrenerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sokaklara çıkın çağrısına kulak verdi. Yaklaşık 100 kişilik grupla birlikte Akıncı Üssü’ne ilerleyen kalabalık 60 asker tarafından durduruldular. Askerlerin başında bulunan rütbelinin emri ile sivil halka ateş açıldığını ifade eden 70 yaşındaki kahraman emri uygulamayan askerlerinde infaz edildiğine dikkat çekti. Rütbeli bir asker tarafından vurulan Zorova, günler sonra o karanlık gecede askerle arasında geçen konuşmayı şu şekilde anlattı: “Vurulduktan sonra ‘Ben sizin dedenizim’ dedim. ‘Ne yapayım amca, yapacağım bir şey yok’ dedi ama sonra kemerini çıkardı belinden, kanı durdurmak için bacağımı sıktırdı. ‘Amca bu yarayla ölmezsin, korkma’ dedi. ‘Ambulans çağır’ dedim. ‘Yapacağım bir şey’ yok dedi. Sürünmeye başladım. Kimden tutunduysam ses yok, hepsi ölmüş. Daha sonra ambulans çağırdı o asker ama o dediğim binbaşı ambulanstakilere de silah doğrulttu. O arada bayıldım. Ne olduğunu bilmiyorum. Bir asker o binbaşının üstüne atladı G3’ü aldı elinden ama o asker de öldü mü bilmiyorum” dedi.

VATAN İÇİN TARLASINI ATEŞE VERDİ

HİCABİ BİTİK

15 Temmuz gecesi, kendi halkına kurşun yağdırmak için havalanan F-16’ları durdurmak için tarlasındaki samanları yakan Hicabi Bitik, yeğenleri ve çocuklarıyla birlikte Akıncı Üssü’nden kalkış yapacak olan darbeci pilotlara engel oldu. Bitik Köyü Muhtarı Hicabi Bitik, darbe haberini aldıktan sonra çocukları ve yeğenleriyle birlikte Akıncı Üssü’ne gitmek için yola koyuldu. Askeri üssün nizamiyesi önüne geldiklerinde askerin toplanan kalabalığa ateş etmesi üzerine bölgeden uzaklaştılar.

4 RÖMORK SAMAN 2 KAMYON LASTİK

Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk ile irtibata geçen muhtar görüşme sonucu üste panik oluşturmaya karar verdi. Bunun üzerine yangın çıkarıp, pisti duman altı bırakmaya karar veren Bitik çocukları, yeğenleri ve iki belediye personeliyle harekete geçerek 2 kamyon lastik ve 4 römork dolusu samanı ateşe verilerek Akıncı Üssü duman altında bırakıldı. Darbe girişiminden günler sonra açıklama yapan Bitik, o gece yaşadıklarını şöyle anlattı: “Uçaklar o kadar alçaktan uçuyordu ki bizim buradaki leylek yuvaları aşağıya düştü. Sonra bana, ‘Ağabey Akıncı Üssü’nde çok kötü şeyler oluyor, gidelim’ dediler. Tarladan saman balyalarını getirdik ve balyaları yaktık. 4 römork saman yaktık. Tarlaya kamyonları da sürecektik ama askerler vatandaşı vurduktan sonra bir şey yapamadık. Oradaki halka resmen kıydılar” dedi.

VATAN SAĞOLSUN

Muhtar Bitik, çocukları ve yeğenleri ile birlikte darbe gecesinin seyrini değiştirenler arasına girdi. “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan o gece, ‘Arabanızı yakın’ dese arabamızı bile yakardık” diye konuşan Bitik, devletin samanları için ödeyeceği parayı da, “Biz vatan için yaktık” diyerek reddetti. FETÖ’cü askerlerin darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz gecesi, Kazan halkı binlerce kişiyle darbecilerin merkezi konumundaki Akıncı Üssü’ne gitti. Ankara’yı bombalayan F-16’ları durdurmak için canlarını ortaya koydular. Darbeci askerlerin halka ateşle karşılık vermesi sonucu Kazan’da 9 vatandaş şehit düştü, 50’den fazla kişi ise yaralandı. Bu mücadeleden sonra Kazan ilçesinin adı ‘Kahraman Kazan’ olarak değiştirildi.

DARBEYİ DUYUNCA GÖZYAŞLARINA BOĞULAN ASKER

RESUL NİŞANCI

Bağlı olduğu birlik komutanlarının “tatbikat var” emriyle silahlanarak çıkan ve darbe girişimini su almak için girdiği bir kafeteryada televizyondan öğrenen Er Resul Nişancı’nın kameralara yansıyan görüntüleri, darbecilerin birçok masum askeri de kendi planlarına nasıl dâhil ettiğini ortaya koyarak 15 Temmuz’un unutulmaz sahnelerinden birisi oldu. O gece araç şoförü olarak görevlendirilen Nişancı, şoförlerle garajdan arabaları çıkardı. Tanımadıkları üç komutan emir komutayı aldı. Tatbikatın kışla içinde olduğunu düşünen Nişancı ve diğer erlerin darbeden haberleri yoktu. Er Resul Nişancı ve diğer erler, İstanbul Valiliğine vardıklarında kavşağın başında “hiç kimseyi geçirmeme” emri aldılar. Orada evleri olan halkı mecburen geçiren Nişancı, halkın yoğunlaşması üzerine komutandan “yaklaşan olursa ayağına ateş edin” emrini aldı. Fakat bu emri ne kendisi ne de diğer arkadaşları dinlemedi. Darbe girişiminin yaşandığı gece terhisine 2 gün kalan Er Resul Nişancı, soruşturma kapsamında gözaltına alındı ve 8 gün askerliği uzadı. Resul Nişancı’nın darbe girişimini öğrendiği anlar, kafeteryanın güvenlik kameralarınca görüntülenmiş, sonrasında yaşadığı şaşkınlık ve üzüntü, yazılı ve görsel basında geniş yer almıştı.