15 Temmuz gecesi hain terör örgütü tarafından bir darbe girişimi yapıldı. Zor bir süreçten geçtik. Türkiye'nin seçimle işbaşına gelmiş hükûmetine karşı darbe girişiminde bulunuldu. FETÖ darbeye yeltendi ama unuttukları bir şey vardı; halk faktörü!
15 Temmuz kara bir gün olacaktı; tıpkı Başbakan Adnan Menderes'in idama götürüldüğü sürecin bir benzeri ortaya konulmaya çalışıldı. Senaryo farklıydı bu kez… Marmaris'te tatilde olan Cumhurbaşkanı’na yönelik saldırı planlanmış, hiçbir şey yapamazsak Erdoğan'ı öldürürüz, ondan kurtuluruz demişlerdi.
Televizyonlardan köprü işgali ile ilgili haberler geçince “Darbe mi oluyor?” diye düşündük, bir arkadaşta misafirdik; hemen kalktık ve AK Parti İl Başkanlığına doğru yola çıktık. AK parti önünde hiç kimseyi göremedik. Kapının önüne gelince arkadaşları telefonlarla aramaya başladık. Herkesi davet ediyorduk. Gün bugündür; Allah rızası için gelin diyorduk gecenin bir yarısı…
Sosyal medya yavaş yavaş kilitlenirken bire bir çağrılarla parti önünde kısa sürede on binlerce kişi toplanmaya başlamıştı. Her ilde, her meydanda insanlar sokaklardaydı; kimse uyumayı düşünmüyordu. İmamlar camilerden salalar okuyordu. Meydanlardaki insanların sayısı gitgide artıyordu. Tankların üstüne çıkanlar, kendini mermilerin önüne atanlar, protestolar için ellerinde bayraklarla alanlara çıkanlar… Halk destan yazıyordu. Yüzyıllarca unutulmayacak bir destan…
Benim canım da gitsin ama bu ülkeye bir şey olmasın diyerek vatanını koruma refleksiyle milyonlarca insan alanlara inip tepkilerini ortaya koyuyordu. Gün bugündür, ben de buradayım diyerek eline bayrağını almış; erkek, kadın, çoluk-çocuk herkes alanlardaydı. Eyleme çocuk arabasının içinde gelmiş iki yaşındaki bebek bile elindeki bayrağı sallayıp “Darbeye dur!” diyordu.
Şurası çok açık ki 15 Temmuz gecesini hiçbirimiz unutmayacağız; hatta henüz FETÖ/PDY'ye bir damla dahi olsa “yaniiii!” diyenler dahi, artık bu çetenin, bu ülkeyi yıkmak için seferber olduğunu kabul ettiği bir noktaya gelmişti. Kendi meclisini bombalayacak kadar gözü dönmüş olmak; hastaneleri ve halkı bombalamak, taramak, gözünü bile kırpmadan insanları öldürmek acaba nasıl bir motivasyonun sonucudur hâlâ bu soruya cevap bulunamadı.
O meşum gecede halk sokakta, halk ayaktaydı. Tek gaye “darbeye dur” demekti… Yeni bir Adnan Menderes vakası olmasın istiyordu halk ve farklı, tüm siyasi düşündekiler kol kola Meclis’e taşındılar, uçaklarla bombalanan Meclis’te yüzyıllarca anılacak bir direniş sergilendi.
Geleceğin Türkiye’sindeyiz artık. Hamdolsun bu darbeyi de bertaraf ettik o gece. Okçular tepesi güvende lakin su uyur düşman uyumaz. Türkiye uyuyamayacak kadar temkinli olmak zorunda. Dünya zor zamanlardan geçiyor. Türkiye bu zorlukların tam göbeğinde, vesselam…