Suudi Arabistan’da son birkaç gün içinde birçok âlimin ve davetçinin gözaltına alınması Körfez’de üç ülkenin Katar’la yaşadığı krizi yeni bir boyuta taşıdı.
Gözaltına alınanlar arasında Selman El-Avde, Avad El-Karni ve Ali El-Ömeri gibi sosyal medyada milyonların takip ettiği ünlü isimler de var.
Söz konusu âlimlerin ortak özelliği son krizde sessiz kalmayı tercih edip Katar aleyhinde herhangi bir açıklamada bulunmamaları.
Hatırlarsanız geçen gün ABD Başkanı Donald Trump’ın baskısıyla Katar Emiri Temim Bin Hamed Es-Sani ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman arasında telefon görüşmesi gerçekleşmiş ve kısa süreliğine krizin sona ereceğine dair olumlu bir hava esmişti.
Selman El-Avde işte o havanın etkisiyle 14 milyonu aşkın takipçisi bulunan Twitter hesabında şöyle yazdı:
“Rabbimiz! Sana hamdolsun. Seni övmeye bizim gücümüz yetmez. Sen kendini övdüğün gibisin. Allah’ım! Halklarının iyiliğine olan işler için onların kalplerini birbirine ısındır.”
Katar Emiri ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi arasındaki telefon görüşmesine sevinen El-Avde’nin bu tweeti dolayısıyla gözaltına alındığı söyleniyor.
Suudi Arabistan’da âlimlerin ve davetçilerin Katar’ı açıkça eleştirmeleri isteniyor.
Daha önce Katar’ı övdüğü ve sık sık Doha’yı ziyaret ettiği halde yukarıdan gelen talimatla Katar aleyhinde açıklamalarda bulunan birçok kişi var.
Çünkü Katar’a saldırmak “vatanseverlik”, sessiz kalmak ve krizin sona ermesini istemek ise “vatan hainliği” sayılıyor.
Bu arada şu bilgiyi de not edelim.
Suudi Arabistan’da son günlerde gözaltına alınanlar sadece âlimler ve davetçilerle sınırlı değil.
Kral Fahd Bin Abulaziz’in oğlu Prens Abdülaziz Bin Fahd’ın da gözaltına alındığı ifade ediliyor.
Prens Abdülaziz Bin Fahd, Katar krizi patlak verdikten sonra yaptığı açıklamalarda Birleşik Arap Emirlikleri’ni ve Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayed’i ağır bir dille eleştirmişti.
Suudi Arabistan Devlet Güvenlik Başkanlığı tarafından önceki gün yapılan açıklamada, “bazı Suudi Arabistan vatandaşlarının ve yabancıların ülkenin güvenliğine, gücüne, sosyal barışa ve ülke siyasetine yönelik faaliyetler içinde olduğunun belirlendiği” öne sürüldü.
Söz konusu kişilerin “fitne çıkarmaya yönelik ve ülke güvenliğine tehdit oluşturan fiillerinin tespit edilmesi” sonrası eş zamanlı olarak gözaltına alındıkları ve haklarında başlatılan soruşturmanın sürdüğü belirtildi.
Eskiden olsa bu tür suçlamalarla gözaltına alınanların İran ajanı oldukları iddia edilirdi.
Bugünlerde ise “Katar hesabına çalışma” ithamı revaçta.
Suudi Arabistanlı muhalifler bir süredir 15 Eylül’de ülke genelinde barışçıl gösteriler düzenlenmesi çağrısı yapıyor.
Onlarca kişinin gözaltına alınmasının ardından gündeme gelen soru şu:
Riyad, sanal bir korku ortamı oluşturarak ve topluma gözdağı vererek 15 Eylül’e katılımı engellemeye mi çalışıyor?
Bu elbette mümkün.
Fakat Suudi Arabistan’da zaten oldukça katı bir polisiye rejiminin var olduğu ve toplumda gösteri kültürünün bulunmadığı düşünülünce El-Avde, El-Karni ve El-Ömeri gibi isimlerin gözaltına alınmasının daha farklı sebepleri olduğu söylenebilir.
Söz konusu âlimler rejimle görüş ayrılığına düşseler de protesto gösterisi çağrılarına destek veren kişiler değiller.
Gözaltına alınmaları, Riyad’ın Muhammed Bin Selman liderliğinde atmaya hazırlandığı “İsrail’le diplomatik ilişki kurma” gibi adımlara mütedeyyin kesimden tepki gelmemesi için ülkedeki tüm âlimlere ve davetçilere verilmiş bir mesaj olarak okunabilir…