100. yıla saatler kala “sessiz devrim”leri içselleştirememek!

Abone Ol

Bu ülkede laiklik kavramı, geldiği günden beri diken üstünde görülen hemen her seçim döneminde sol kesim ya da Kemalistler tarafından elden gittiği iddia edilen, zaman zamanda farklı yorumlanan bir şeydir. Hafızalarımızı yokladığımız da bana hak vereceğinizi düşünüyorum. Peki gerçekten laiklik kavramı iddia edildiği gibi diken üstünde her an yok edilebilir bir şey midir?

Toplum bu kavramı ötelemiş, sadece bir takım güruh tarafından mı savunulmaktadır? Özellikle içinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayında etrafımıza biraz bakarsak bunun çok da gerçeklik içerdiğini söyleyemeyiz. Neden mi? Çünkü Müslümanların en kutsal zamanlarından birinde bulunduğumuz şu zamanlarda kendi işimiz söz konusu olduğunda hiç öyle ibadet falan tanımıyor, neden işimizin aksadığını sorguluyoruz.

Örneğin; bir memur iftar vakti geldiğinde gönül rahatlığıyla iftar molası veremez, çünkü bekleyen vatandaşın işi onun ibadet özgürlüğünün önündedir. Bir market çalışanı iftar vakti yarım saat ara verdiğinde cama vurmaya başlarız. İşverenler çalışanlarına oruçlu oldukları için daha rahat etmelerini düşünmezler, sadece etkin verime bakarlar.

Enteresan bir şekilde Avrupa’da ibadet özgürlükleri çok daha etkindir. Dini bayramlarında bunu yaşamak isteyene öyle saygı duyarlar ve müsamaha gösterilir ki hayret edersiniz. Laikliği sadece kızlarımızın başörtülü bir şekilde üniversiteye ya da kamu kurumlarına girmesi olarak gören zihniyetin fark etmediği şeylerdir bunlar. Biz toplum olarak zaten içselleştirmişiz. Hem de hemen her kurumda.

O yüzden bırakın artık bu laiklik elden gidiyor masallarını da topluma işlemiş bu kavramın dişlerini törpüleyin. Törpüleyin de insanların ibadet özgürlüklerine saygı duyulmasını sağlayın.

Gümrük Muhafaza’daki kardeşlerimizin bir sıkıntısı var, kulak verelim!

Sosyal medyadan birçok okur kardeşim tarafından bana iletilen bir konuyu aktarmak istiyorum. Yakın zaman da 3600 Ek göstergenin kapsamı açıklandı. Bunun içinde polis, öğretmen, sağlık çalışanları ve din görevlisi varken en az bunlar kadar çok hak eden gümrük muhafaza memurları bu kapsama dahil değildir. Ortalama beş bin kişilik bu teşkilat seslerini duyurmakta epey zorlanıyorlar. Biraz ben bahsedeyim bu değerli arkadaşlardan. Gümrük Muhafaza Teşkilatı, 1 Ocak- 21 Mayıs 2018 dönemin de sadece 5 ayda 886.000.000 liralık kaçakçılığı önledi. Buna karşılık Kolluk Kuvveti olmalarına rağmen silah ve yıpranma payı almamaktadırlar. 12/12 24/24 gibi ağır nöbet saatleri ile 240 ile 360 saat arası mesai yaparlar. Kaçakçılık terör örgütlerinin en önemli varoluş kaynaklarından biridir ve devletimizin kaçakçılıkla mücadeledeki en etkin birimi Gümrük Muhafazadır. Ne kadar etkin olurlarsa terör örgütlerine ekonomik olarak o derece etkin darbeler vurulacaktır. Kısacası ülkenin gelirinin yüzde 20 sinin Gümrük tarafından sağlandığını da eklersek bu hudut kartalları 3600 Ek göstergeyi ve özlük haklarında iyileştirmeyi sonuna kadar hak etmektedir. Değerli büyüklerimizin bunları göz ardı etmeyeceğini düşünüyorum.