Almanya Federal Meclisi, “Ermeni soykırımı” iddialarını tanıyan tasarıya onay verdi. Oylamada ret oyu veren CDU’dan (Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi) milletvekili Bettina Kudlatek yazılı bir açıklama yayımladı ve “Diğer ülkelerdeki olaylarla ilgili tarihi değerlendirmelerde bulunmak, Almanya Federal Meclisi’nin görevi değildir.” dedi.

Almanya Parlamentosu’nun aldığı bu karar o anda Almanya’da bulunan HDP/PKK çevresini sevindirdi ve ellerinde terör örgütü bayraklarıyla sevinç gösterileri yaptılar. Tasarının mimarlarından olan Cem Özdemir, yakasına taktığı Ermeni rozetiyle meclisteki kürsüye çıkıp teşekkür konuşması yaptı.

“Ermeniler çok organize oldular, çok güçlüler” söylemleri faydasız hayıflanmalardır. Almanya’da 40 bin civarında Ermeni yaşarken Türkler’in sayısı 3 milyona yakın. Konunun Ermeniler’in, organize olmasıyla, çalışmasıyla, gücüyle, lobi faaliyetleriyle ilgisi yok. Konunun Ermeniler’le de ilgisi yok. Bu mesele tarih araştırmalarıyla çözülmez, ispatla, lobiyle bir sonuç alınamaz. Bu konu uluslararası siyasetle ilgilidir ve tarafları Batı ve Türkiye’dir. Masada Ermeniler yok. Tarih yok, bilgi, belge yok. Bilek güreşi var.

Şimdi ne olacak?

Hiçbir şey. Evet, hiçbir şey! Almanya hayatının hatasını yaptı. Ermeni meselesi bir kozdu ve yerli yersiz masaya getirip tehdit ediyorlardı. Artık ellerinden gitti ve bu da bizim için sevindirici. Sırada Fransa ve ABD var. Koz, sürüncemede kaldığı sürece değerliydi hâlbuki. Sürünceme yani -oldu mu, olacak mı, kabul ederiz ha, bak anıt açarız ha- işte bu hal “soykırım kozunu” canlı tutuyordu. Dün Almanya Parlamentosu ellerindeki tek kozu öldürdü. Sonunda kazanıp kazanacakları tek şey, Ermenistan, PKK ve Yunan bayraklarını sallayan bir avuç serserinin bozuk Almanca’yla attıkları slogan oldu.

Fransa bu konuda Almanya’ya göre daha organize ve daha sert olmasına rağmen elindeki kozu öldürmemek için böyle bir karar almaya yanaşmıyor. ABD de aynı Fransa gibi uyanık davranıyor ve kozu canlı tutmak için sürüncemede bırakıyor.

Ne yapmalıyız?

İnsani değerler ve soykırım konusunda Avrupa’nın kirli karnelerini tekrar edip durmanın doğrudan bir faydası olmaz ama hazır, Cumhurbaşkanı Afrika’dayken, tarihin en barbar istilacılarının ellerindeki kozu öldürme pahasına böyle bir karar alması yeteri kadar açık bir mesaj. Üstelik oylamaya geçemden önce yapılan konuşmada “Erdoğan’dan korkmuyoruz, siz de korkmayın denilmesi” sizce tarihten habersiz bir cahil fanatiğin konuşması mı sadece? Tam çerçevede yapmamız gereken bütün bu gelişmeleri, gittiğimiz yolun doğruluğunu kanıtlayan deliller olarak kabul etmeliyiz. Üstelik daha hızlanmamız gerektiğini anlıyorum ben. Bir de hazır müfredat çalışmalarına başlanmışken ders kitaplarına “Avrupa Barbarlığı” başlığını koymanın vakti gelmiş olabilir. Almanya’nın Namibya Soykırımı (1904) ve Fransızlar’ın Cezayir soykırımı (1945) gibi onlarca soykırımı tarih olarak işleyebiliriz.

Sonuç: Almanya bu kararıyla, bizim için ne ifade ediyor sorusunun cevabını verdi; hak yerini buldu yani…

Erem Şentürk

Editör: Haber Merkezi