Almanya'da, özellikle son dönemdeki aşırı sağcı şiddet olayları ve göçmen karşıtı söylemlerle öne çıkan Almanya için Alternatif (AfD) partisi, seçimlerdeki performansıyla yakından izlenecek. Geçtiğimiz hafta Solingen'de gerçekleşen ve IŞİD tarafından üstlenilen ölümcül bıçaklı saldırı, ülkedeki göçmen karşıtı duyguları daha da körükledi.
Saksonya ve Thüringen Seçimleri Kritik
Saksonya eyaleti, geleneksel olarak Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) partisinin kalesi olarak bilinse de, beş yıl önce CDU, Almanya'nın Yeşiller ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile üçlü bir koalisyona girmek zorunda kalmıştı. Bu hafta sonu yapılacak seçimlerde ise CDU ve AfD arasında başa baş bir yarış bekleniyor.
Thüringen'de AfD'nin, anketlere göre oy oranının %30'a yaklaştığı tahmin ediliyor ve bu da partinin şimdiye kadarki en güçlü seçim sonucuna işaret ediyor.
Kilitlenmiş Bir Siyasi Sistem Riski
Seçimlere kısa bir süre kala, azınlık grupları AfD'nin olası yükselişi konusunda uyarılarda bulunuyor. Amerikan Yahudi Komitesi'nin Berlin ofisi, AfD'nin antisemitik ideolojisini ve aşırılıkçı bağlantılarını detaylandıran bir broşür yayımladı. Komitenin direktörü Remko Leemhuis, Euronews'e verdiği demeçte, "Belki eyalet seçimlerinden sonra, diğer partilerin AfD olmadan bir koalisyon kurması çok zor olacak. Bu da işlevsiz bir hükümetle kilitlenmiş bir siyasi sisteme yol açabilir" dedi.
Avrupa Düzeyinde Olası Sonuçlar
AfD'nin politikaları, Avrupa düzeyinde de daha geniş sonuçlar doğurabilir. Parti, geçmişte Almanya'nın Avrupa Birliği'nden çıkıp çıkmaması konusunda bir referandum düzenlenmesi önerisinde bulunmuştu. Bu tür bir adım, Avrupa ekosistemini tehdit edebilir. AfD, bu yılki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Almanya'da ikinci sırada yer almış ve göçmenler ile mülteciler konusundaki tartışmaları kampanyasının merkezine oturtmuştu.