Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantılı kamu personeline yönelik çalışma kapsamında, “5 gündür bizzat benim de içinde olduğum, komisyonlarla çok yoğun çalışıyoruz. 5 binin biraz üstünde Sağlık Bakanlığı personelini biz de OHAL kararnamesi çerçevesinde, değerlendirmiş ve gereğini yapmış olacağız.” dedi.

Akdağ, CNN Türk Televizyonu’nda katıldığı canlı yayınında, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi, soruları yanıtladı.

Darbe girişimini engellemeye çalışırken yaralananların durumuna ilişkin Akdağ, 250’ye yakın sivil vatandaşın şehit olduğunu, bin 500’ün üzerinde yaralı bulunduğunu, ancak hastaneye başvuran kişi sayısının bu rakamın üzerinde olduğunu söyledi. Akdağ, şu anda 311 yaralının İstanbul ve Ankara’daki hastanelerde tedavi gördüğünü, yaralıların 49’unun durumunun ağır olduğunu söyledi.

“13 sağlık kuruluşunu hizmete soktuk”

Resmi Gazete’de yayımlanan Olağanüstü Hal (OHAL) kararnamesi kapsamında 34 sağlık kuruluşunun kapatılması ve bunlardan kaçının kamuya devredildiğinin sorulması üzerine Akdağ, bu merkezlerin hepsinin hazineye devredildiğini söyledi.

Bakan Akdağ, iki gündür Maliye Bakanlığı ile çalıştıklarını belirterek, “Bunların 13’ünü şu anda hizmete sokmuş durumdayız. 8’i özel hastane, 4’ü de üniversite hastanesi, 1 ağız diş sağlığı merkezini yani 13 kuruluşu hizmete soktuk.” dedi.

Geri kalanların küçük poliklinikler olduğunu ifade eden Akdağ, buraların kiralık ve hizmet vermeye çok uygun yerler olmadığını söyledi. Akdağ, bazı mülklerin FETÖ terör örgütüne ait mülkler olmadığını, bu kuruluşlardaki taşınırlara hazinenin el koyduğunu, oraların da milletin hizmetine sunulacağını ifade etti.

Bakan Akdağ, el konulan sağlık kuruluşları arasında, biri İstanbul’da olmak üzere iki genetik merkezi yer aldığını, iki merkezin birleştirilerek hizmet verileceğini anlattı.

Vatandaşların herhangi bir endişeye kapılmamaları gerektiğine işaret eden Akdağ, “Hastaları emin bir biçimde gerekli yerlere taşımıştık. Bu genetik merkezlere gönderilen tahlil materyallerini de en güzel biçimde çalışıp yine sahiplerine, hastalara ulaştıracağız. Şu anda birisi ağız diş sağlığı merkezi olmak üzere, 13 hastanede vatandaşlarımıza hizmet vermeye başlandı. Yarın sabahtan itibaren bütün vatandaşlarımıza buralarda mükemmel bir hizmet sunulacak. Herhangi bir ücret alınmadan.” diye konuştu.

Recep Akdağ, kapatılan sağlık merkezlerinin Sağlık Bakanlığına bağlandığını, bir hastane ile ilişkilendirildiğini, tabelalarının değiştirildiğini, üzerine de Sağlık Bakanlığı pankartları konulduğunu bildirdi.

Kapatılan merkezlerdeki personelin durumunun ne olacağının sorulması üzerine ise Akdağ, şu anda çalışan personelin Sağlık Bakanlığı personeli ya da hizmet aldıkları şirket çalışanları olduğunu söyledi. Akdağ, ayrıca o merkezde çalışanların FETÖ ile herhangi bir ilişkilerinin bulunup bulunmadığının da inceleneceğini bildirdi.

Darbe girişimine direnen ve Turgut Özal Üniversitesi Hastanesi’nde götürülen bir yaralının doktorlar tarafından tedavi edilmediği yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine Bakan Akdağ, bu iddiaların kendilerine de geldiğini ve tutanakla tespit edilerek, haklarında soruşturma başlatıldığını kaydetti.

“Birtakım kıstaslar kullandık”

Sağlık Bakanı Akdağ, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantılı kamu personeline yönelik çalışma kapsamında, Bakanlık’ta yapılan çalışmalar hakkında ise şu bilgileri paylaştı:

“5 gündür bizzat benim de içinde olduğum, komisyonlarla çok yoğun çalışıyoruz. OHAL kararnamesi yayımlandıktan sonra bunu biraz daha yoğunlaştırdık. 5 binin biraz üstünde Sağlık Bakanlığı personelini biz de OHAL kararnamesi çerçevesinde değerlendirmiş ve gereğini yapmış olacağız.

Bunların içerisinde doktorlar, hemşireler, personel, yöneticilerden de var. Sağlık Bakanlığının aşağı yukarı 500 bine yakın çalışanı var. Bu personel içerisinde, şu anda tespit edebildiğimiz böyle bir sayı var. Birtakım kıstaslar kullandık. OHAL kararnamesinde bir liste yayımlandı. Belli sendikalar, dernekler vakıflar… FETÖ terör örgütüne mensup olduğu belirlenmiş olan. Örneğin, bu sendikalardan birine üye olanlar bizim bu listemizde var. Zamanında Bank Asya’ya orayı desteklemek için hesap açtıranlar, önemli ölçüde para yatıranlar var. Bütün bunları çok objektif bir şekilde çalıştık. Bir taraftan da kendi yerel istihbaratımızı, polis istihbaratımızı, elimizde ne kadar delil olabilecekse, kısa süre içerisinde bunların hepsini bir araya getirdik. 5 binin üzerinde sayı ortaya çıktı. Bunu değerlendireceğiz, komisyonlar kuruyoruz. Doğrudan münasebeti bulunanlar, bu örgütle ilişkisi bulananlar, örgüte yardım edenler, örgüte ait vakıf ya da derneğe üye olanlar, bunlar devlet memuriyetinden de çıkarılacak.”

Editör: Haber Merkezi