Avrupa Birliği, Polonya'ya 2027 yılına kadar toplam 137 milyar euro yardım, kredi ve fon aktarımı yapacak. Bu yardımın sebebi olarak ise Polonya'da gerçekleşen hukuk devletine ve temel haklara zarar veren uygulamaların son verilmesi gösterildi.

AB’nin bu kararının ardından Polonya’ya tarihi boyunca yapılacak olan en yüksek miktarlı yardımın nedeni merak konusu oldu.

BRÜKSEL VARŞOVA’YA PARA MUSLUKLARINI NEDEN AÇTI?

Avrupa Birliği Polonya’ya yönelik tüm mali yardımları ve fon desteğini ülkede, 2023 yılındaki seçimlere kadar iktidarda olan muhafazakâr hükümetin "hukuk devletine ve temel haklara zarar veren uygulamalarını" gerekçe gösterip durdurmuştu.

Bu uygulamaların başında da mahkemeleri, hükümetin müdahalelerine açık hale getiren yargı reformu ve basının özgürlüğünü tamamen ortadan kaldırmakla eleştirilen hükümet politikası geliyordu.

Devlet televizyon ve radyoları hükümet çizgisinde yayın yapmaya başlamış, basın üzerinde de yaptırımlar gündeme gelmiş, Polonya ulusal basın sektörü baskı ve teşviklerle hükümet tarafından “yandaş basın” haline getirilmişti.

AB’NİN POLONYA’YA TÜM DESTEĞİNİ KESMESİ

Avrupa Birliği bu gelişmeler üzerine Polonya’ya verilen AB yardım ve desteklerini tamamen kesmişti.

2023 yılının Ekim ayında yapılan ve rekor oy kullanma oranına ulaşılan seçimlerde ülkeyi sekiz yıldır yöneten Jaroslaw Kaczynski liderliğindeki muhafazakar PIS partisi her ne kadar en çok oy alan parti olma konumunu korumayı başarsa da, Polonya meclisinde çoğunluğu elde edemedi.

Bir zamanlar Avrupa Konseyi başkanlığı da yapan, ancak seçim öncesi Polonya siyasetine geri dönen Sosyal demokrat Donald Tusk’un liderliğinde bir araya gelen muhalefet ise mecliste çoğunluğu sağlayarak hükümeti kurdu.

Donald Tusk hükümeti ülkede bir önceki hükümetin verdiği "ağır zararları" ortadan kaldırmak için çok hızlı bir programla işe başlamıştı.

Bir gecede devlet televizyon ve medyasında ciddi değişiklikler yapılmış, devlet televizyon ve radyolarına "özgür haber yapma olanakları" yaratılmıştı.

Ardından yolsuzluklarla mücadele kapsamında, aralarında eski İçişleri Bakanı ve yardımcısının da bulunduğu bazı siyasetçiler yargı önüne getirilmiş ve tutuklanmışlardı.

Avrupa Birliği’nin Polonya’ya verdiği mali desteklere yeniden başlamasının gerisinde yatan nedenler, işte yeni Polonya hükümetinin attığı bu adımlar.

Ancak Polonya’da muhafazakâr çevreler Avrupa Birliği’nin yardımlara yeniden başlamasının gerisinde siyasi tercihlerin yattığını da öne sürüyorlar.

Eski PIS hükümeti Adalet Bakan yardımcısı Sebastian Kaleta Avrupa Birliği’nin Polonya’ya yardımları keserken gerekçe olarak öne sürdüğü yargı reformu hususunda yeni hükümetin henüz bir şey yapmamasına rağmen para musluklarının açılmış olmasına işaret ederek, Brüksel’in bu kararının siyasi olduğunu açıkça ortaya koyduğunu iddia ediyor.

AB'NİN DİĞER 'SÖZ DİNLEMEZ ÜYESİ' MACARİSTAN NE OLACAK?

Avrupa Birliği’nin yetkili organları geçtiğimiz yıllarda, ülkede hukuk devleti ihlalleri olduğu gerekçesiyle iki ülkeye karşı işlem başlatmış ve bu işlemlerin sonucunda da bu ülkelere yönelik yardımlara ihtiyati tedbirler konulmuştu.

Bu iki ülke, kendi aralarında da yüksek düzey işbirliği içinde bulunan Polonya ve Macaristan’dı.

Polonya lideri Jaroslaw Kaczynski ve Macaristan lideri Vikor Orban pek çok konuda benzer bir ideolojik temel üzerinde oluşturdukları hükümet programlarıyla her iki ülkede benzer adımlarla "otokratik" olmakla eleştirilen bir rejim inşa ediyorlardı.

FBI, Rusya'nın ABD seçimleriyle ilgili dezenformasyon faaliyetleri düzenlediğini iddia etti FBI, Rusya'nın ABD seçimleriyle ilgili dezenformasyon faaliyetleri düzenlediğini iddia etti

Mali yardımların kesilmesi her iki ülkeyi de zor durumda bırakmıştı. Ancak Polonya ve Macaristan, Vişegrad Dörtlüleri adı verilen, Çekya ve Slovakya’nın da katılımıyla kurulan yerel işbirliği inisiyatifini de arkalarına alarak Brüksel’in uygulamalarına karşı seslerini yükseltebiliyorlardı.

Elbette Polonya ve Macaristan’ın çoğu kez Brüksel’e karşı etkili de olabilen bu ortak muhalefetinin önemli bir etkeni de ortak kararlara karşı gündeme getirilen veto silahıydı.

Ortak kararlar kâh Varşova ve kâh Budapeşte, tarafından veto ediliyor, Avrupa Birliği’nin faaliyetleri yavaşlatılıyor, hızlı karar alıp uygulama yeteneği budanıyor, Avrupa Birliği hantal bir yapıya dönüştürülüyordu.

41,5 milyon gibi büyük bir nüfusa sahip Polonya’da son seçimlerin ardından Avrupa Birliği yanlısı bir hükümet oluşması ve Polonya’ya para musluklarının açılması bölgedeki dengeleri tamamen değiştirdi.

Şimdi Macaristan Brüksel’e muhalefette tek başına kaldı. Her ne kadar son seçimlerde Slovakya’da Macar lider Orban’la benzer siyasi düşünceye sahip partiler iktidara gelmiş olsalar da, Slovakya 5 milyon nüfusuyla Avrupa’nın kaderini etkileyebilecek ağırlığa sahip bir ülke değil.

Macaristan bir buçuk yıl önce kesilen mali yardımların eksikliğini ağır bir şekilde hissediyor. Avrupa Birliği içinde enflasyonun en yüksek olduğu ülke geçen yıl Macaristan’dı. Sanayi üretimindeki düşüş de ekonomiyi kötü etkiliyor.

Bu koşullarda geçtiğimiz ay Avrupa Birliği’nin Macaristan’a Ukrayna’ya destek kararını veto etmediği için, daha önce tedbir konulan yardımlardan on milyar euroya yeşil ışık yakması bu nedenle de ülkede sevinçle karşılanmıştı.

Kaynak: HABER MERKEZİ