ABD ve Çin arasındaki "TikTok savaşı" sadece gençleri değil, İsrail'in kuşatması altında yaşam savaşı veren milyonlarca Filistinli'yi de etkiliyor.
ABD Temsilciler Meclisinin, "ulusal güvenlikle ilgili sorun oluşturduğu" iddiasıyla ülkede TikTok'un yasaklanmasının önünü açan "Amerikalıları Yabancı Düşmanlarca Kontrol Edilen Uygulamalardan Koruma Yasası" başlıklı tasarıyı kabul ederek Senatoya göndermesinin ardından, ABD'de düşünce özgürlüğü tartışması başladı.
Bunun en büyük nedenlerinden biri de uygulama aracılığıyla Filistin'e ciddi destek verilmesi.
GENÇLER, YÖNETİCİLERİN DÜŞÜNCELERİYLE TERS DÜŞÜYOR
ABD'de birçok kişi, X, TikTok, Instagram gibi birçok sosyal medya platformu üzerinden, ABD Temsilciler Meclisinde onaylanan yasa tasarısına tepki gösterdi.
Sosyal medya kullanıcıları, Meta'nın sahibi olduğu Instagram ile Facebook ve Elon Musk'ın sahibi olduğu X platformlarında Filistin'e dair paylaşımların sansüre tabi tutulduğunu; TikTok'un bu paylaşımların özgürce dile getirilmesine izin vermesi sebebiyle, siyasetçilerin hedefi haline geldiğini düşünüyor.
Rolling Stone adlı dergi, X'te ABD Başkanı Joe Biden'ın ismi verilmeyen bir sözcüsünün "Yabancı güçler, uygulamayı Amerikalıların görüş ve inançlarını etkilemek için kullanabilir." ifadesini paylaşırken, paylaşıma gelen yorumlardan birinde, "Tiktok'u yasaklamak istiyorlar çünkü gençler bu uygulama ile bilgi ediniyor ve (dezenformasyona karşı) örgütleniyor. Bilinçli bir halktan, özellikle de bilinçli bir gençlikten korkuyorlar." denildi.
Bazı kullanıcılar da Time dergisinin 7 Mart'ta yayımladığı "TikTok'un 2024 Seçimlerinden Önce Neden Satılması veya Yasaklanması Gerekiyor?" başlıklı makalesinden kesitler paylaştı.
Makalede, TikTok kullanıcılarının 15-22 Aralık 2023 tarihleri arasında, "freepalestine" etiketini (hashtag) 82,6 milyon kez, "istandwithisrael" etiketini ise 2 milyon kez görüntülediği belirtiliyor.
Kullanıcılar bu verilere istinaden, TikTok'un Filistin'de meydana gelen insan hakları ihlalleri, Gazze'ye ilişkin bilgilendirme paylaşımları ve birçok farklı sebepten dolayı yasaklanmaya çalışıldığını savunuyor.
TIKTOK’TAKİ FİLİSTİN DESTEĞİ DAHA ÖNCE TARTIŞMA YARATMIŞTI
Daha önce de İsrail ve Filistin meselesi nedeniyle ABD’de TikTok kullanımı tartışmalara neden olmuştu.
ABD Temsilciler Meclisi Üyesi olan Mike Gallagher’ın bu konuyla alakalı ele aldığı, kan kusup kızılcık şerbeti içtiği bir yazı bu konuyu gündeme getirmiş, Gallagher, yazının en başında kendisi İsrail’i desteklediğini alenen ortaya koymuştu.
Bunun üzerine Meclis Üyesi, Filistin’i destekleyen Z kuşağının beyinlerini yıkadığını düşündüğü TikTok algoritmasını da hedef alıyor. “Amerikalıların çoğunluğu, dünya görüşü olarak bu kadar ahlakî açıdan iflas etmiş bir görüşü nasıl benimsedi?” sorusunu yöneltirken gençlerin artan TikTok kullanımına vurgu yapıyor. Bugün, Z kuşağının yarısından fazlası için TikTok, en çok kullanılan sosyal medya platformu ve Amerika’da da oldukça yaygın. Gallagher, bu algoritmayı da Amerika'nın en önemli düşmanı Çin Komünist Partisi (ÇKP) tarafından kontrol edilmesine bağlıyor.
ABD'Lİ YÖNETİCİLER TİKTOK YASAĞIYLA "ULUSAL GÜVENLİĞİ KORUYACAKLARINI" SAVUNUYOR
ABD Temsilciler Meclisinin Çin Komünist Partisi ile Rekabet Özel Komitesi Başkanı Mike Gallagher, Kongre'de yaptığı konuşmada, platformun, 30 yaş altı vatandaşlar arasında her geçen gün daha çok popülerleştiğini, yasa tasarısının, ABD'nin "ulusal güvenliğini korumaya yönelik sağduyulu bir tedbir" olduğunu savundu.
Amerikan MSNBC kanalına konuşan ABD Temsilciler Meclisi üyesi Nancy Pelosi de söz konusu oylamanın ülkenin ulusal güvenliğinin ve vatandaşlarının mahremiyetini korumaya yönelik olduğunu vurgulayarak, "(Çin hükümeti) Vatandaşlarımızın kişisel verilerini kontrol ederse, onların insafına kalırız." ifadesini kullandı.
İftira ve İnkarla Mücadele Birliği (ADL) Başkanı Jonathan Greenblatt da Tehran Times tarafından Kasım 2023'te ortaya çıkarılan ses kaydında İsrail'e destek verenlerin gençlerden ziyade yaşlılar olduğuna dikkati çekti.
Konuyu "TikTok ve Z kuşağı problemi" olarak tanımlayan Greenblatt, bununla başa çıkılması için "diğer tüm şaşırtıcı yenilikleri ortaya koyan aynı beyinlerin, bu sorunla en kısa sürede ilgilenmesi gerektiğini" belirtti.
Greenblatt, bu konuşmanın yayılmasından birkaç ay sonra da MSNBC'de katıldığı bir programda, TikTok'un "streoidli El Cezire" olduğunu ve "hiçbir cezai karşılığı olmadan" anti-siyonizm ve Yahudi karşıtlığını güçlendirdiğini öne sürdü.
“YASAK KÜÇÜK İŞLETMELERE MİLYARLARCA DOLARA MAL OLACAK”
TikTok Üst Yöneticisi (CEO) Şou Zı Chew, X üzerinden TikTok Policy hesabından paylaştığı videoda, "Son birkaç yıldır verilerinizi güvende tutmak ve platformları dış manipülasyonlardan uzak tutmak için bir çok yatırım yaptık, bunu yapmaya devam edeceğimizi garanti ettik." dedi.
Tasarının yürürlüğe girmesi halinde tekelleşen bazı sosyal medya platformlarının daha da güçleneceğini savunan Şou, platformun birçok ABD vatandaşı için finansal kaynak olduğunu ve yasaklanması halinde küçük işletmelere milyarlarca dolara mal olacağını belirtti.
Yasakla ayrıca yaklaşık 300 bin kişinin işinin tehlikeye gireceğini de ifade eden Şou, uygulamanın insanlara birçok eğitim imkanı sunduğunu; ABD'lilerin düşüncelerini özgürce ifade etme hakları için savaşacaklarını kaydetti.
YASA TASARISI NE ANLAMA GELİYOR?
TikTok'un Çinli ana ortağı ByteDance şirketinin firmayı satmasını, aksi takdirde TikTok'un ilgili uygulama marketlerinden 5 ay süreyle veya tamamen yasaklanmasını öngören yasa tasarısı sadece uygulamayı erişimden kaldırmayı amaçlamıyor.
"HR 7521" adlı tasarı, "yabancı düşmanların kontrolünde" olduğu kabul edilen tüm uygulamaların dağıtımını, bakımını veya internet barındırma hizmetlerinin sağlanmasını yasaklıyor.
Tasarı, Çin Komünist Partisi, Kuzey Kore, İran ve Rusya gibi "düşman yabancı ülkelerin" sahip olduğu/işlettiği uygulamaları, internet sitelerini ve diğer bilgisayar tabanlı hizmetleri kısıtlayabilecek.
TikTok'un "yabancı düşman tarafından kontrol edilen bir uygulama" olduğu belirten tasarı kapsamında, Adalet Bakanlığı, tasarıyı ihlal edenleri soruşturma ve tasarının hükümlerini uygulama yetkisine sahip.
Tasarıyı ihlal eden, yani "yabancı düşman tarafından kontrol edildiği düşünülen" kuruluşlara, kullanıcı sayısına bağlı olarak cezalar uygulanacak.
Tasarı yasalaşırsa ABD hükümetinin, ABD halkının erişim sağlayabileceği uygulamalar üzerinde var olandan çok daha kapsamlı bir kontrol yetkisi olacak.