New York’taki Columbia Üniversitesinin kampüs meydanında kurdukları çadırlarda geçen haftadan bu yana nöbet tutmaya başlayan Filistin yanlısı göstericiler ABD Kongre üyeleri, New York Valiliği ve Belediyesi tarafından yapılan açıklamalarda antisemitik davranış sergiledikleri iddia edildi.
ABD Kongresinde, Shelley Moore Capito ve Tom Cotton liderliğindeki en az 26 Senatör, Adalet Bakanı Merrick Garland'a yazdığı mektupta, ''Yahudi öğrencileri hedef alan Yahudi karşıtı çeteler tarafından fiilen kapatılan kampüslerde düzeni yeniden sağlamaya çağırdı.'' ifadesi yer aldı.
New York Valisi Kathy Hochu da New York eyaletindeki kolej ve üniversitelerin yöneticilerine, ''üniversite kampüslerinde yapılan soykırım çağrılarının'' New York Eyaleti İnsan Hakları Yasası'nın yanı sıra 1964 Sivil Haklar Yasası'nın da ihlali olduğunu belirten bir mektup yayınladı.
New York Belediye Başkanı Eric Adams ise yaptığı açıklamada, Columbia Üniversitesindeki protestolarda ortaya konulan antisemitizmden ''dehşete düştüğünü ve tiksindiğini'' dile getirdi.
Barışçıl gösterilerin antisemitizm gibi lanse edilmesi ve gözaltı hadiselerinin artması sonucu, Columbia’nın dışında, New York Üniversitesi (NYU), New School, Stanford, YALE ve MIT başta olmak üzere ülkedeki bir çok prestijli eğitim kurumlarında da benzer protestolar başladı.
Söz konusu gösterileri Yahudi karşıtı antisemitik saldırı gibi gösteren açıklamalarının ardından, bazı ABD Kongre üyelerinin de ABD üniversitelerinde “Yahudi asıllı öğrenci ve öğretim üyelerinin güvenliği için” Ulusal Muhafız birliklerinin görevlendirilmesi çağrısı da kampüslerdeki gerginliği artırdı.
Columbia Üniversitesinin Manhattan’daki kampüsünde Filistinliler için destek gösterilerine devam eden öğrenciler, Yahudi öğrencilerin de kendileri ile beraber İsrail’in işlediği savaş suçlarını protesto ettiğini, antisemitizmin söz konusu olmadığını belirtti.
ABD’de eğitim vizesiyle kalan ve aralarında Türk öğrencilerin de bulunduğu bir grup uluslararası öğrenci ise, protestolara katıldıklarından dolayı Columbia Üniversitesi’nin eğitim haklarının ellerinden almasından çekindiklerini, kimliklerini saklamak zorunda hissettiklerini belirtti.