6331 sayılı kanun ne zaman yürürlüğe girdi? İşte 6331 sayılı kanun hakkında detayları ile ilgili merak edilen soruların yanıtını haberimiz verdik. Sosyal medyada gündem olan 6331 sayılı kanunun ne ile ilgili olduğu ve ne zaman yürürlüğe girdiği hakkında merak edilen tüm soruların cevabını haberimiz yer verdik. İşte detaylar…

6331 SAYILI KANUN NE ZAMAN YÜRÜRLÜĞE GİRDİ? İŞTE 6331 SAYILI KANUN HAKKINDA DETAYLAR!

İş Sağlığı Güvenliği Yasası (Kanun No.6331), TBMM tarafından kabulünden sonra, 30 Haziran 2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilerek kısmen yürürlüğe girdi. Yasanın çıkışı, çok uzun süren bir serüven sonrası gerçekleşti.

Bakanlığın, İş Yasası’nın bir bölümü olarak ele alınmış olan iş sağlığı ve güvenliği konularını, tek başına bir yasada ele almak istemesi yeni değil. Bu istek, ilk kez 1993 yılında dillendirildi. O tarihte, bilim insanları, sendika temsilcileri, meslek odalarının temsilcilerinin katıldığı geniş bir grup, bir taslak oluşturmak üzere çalışmıştı. Üzerinde uzlaşılan elimizdeki taslak, 7 Nisan 1995 tarihini taşıyor. Daha sonra iktidar değişiklikleri ile bu konu gündemden düştü. Ama ÇSGB emektarlarının belleğinde her zaman saklı kaldı.

2000 yılında, Devlet Planlama Teşkilatı, 8.Beş Yıllık Kalkınma Planı hazırlık çalışmaları sırasında, İşgücü Piyasası (Çalışma Hayatı) Özel İhtisas Komisyonu çerçevesinde çalışma grupları kurdu. Bunlardan bir tanesi de “İş Sağlığı Güvenliği” başlığını taşıyordu. Bu çalışma grubunun hazırladığı rapor, tüm sosyal eşlerin (partner, taraf) katıldığı uzun toplantılardan sonra benimsendi. İş sağlığı güvenliğinde varılmak istenen amaçlar 6 başlık altında toplanmıştı:

  • Kurumsallaşma ve Örgütlenme
  • Denetim
  • Mevzuat
  • Meslek Standartları
  • Eğitim
  • Araştırma.

Ele alınan bu konular, ayrıca, “durum, sorun, öneri” formatında, tablolaştırılarak da sunulmuştu. Mevzuat konuları üç tabloda toplanmıştı:

  • Mevzuatın güncelleştirilmesi,
  • Mevzuatın dağınık olması,
  • Mevzuatın yaşama geçirilmesi.

Her ne kadar bu çalışma yayınlanmış olsa da, uygulayıcıların elinde kılavuz bir metne dönüşmedi. Ama iş sağlığı güvenliği emektarlarının belleğinde yerini aldı.

Bunu izleyen gelişmelerin, bu iki önemli belgenin, bize gösterdiği yönde gerçekleşmesi beklenirdi. Ancak, İş Sağlığı Güvenliği Yasası hazırlama düşüncesi, 2002 sonrası, AB ile ilişkilerin bir evresinde, can simidi olarak ortaya çıktı. Şöyle ki, Avrupa Birliği’nin, iş sağlığı güvenliği konusundaki direktiflerini uyumlulaştırmayı kabul eden hükümet, “Bakan imzasıyla yürürlüğe giren ve yürürlükten kaldırılabilen” YÖNETMELİK’ler yoluyla, iş sağlığı güvenliği mevzuatının yeniden yapılandırılmayı yeğledi. Bu arada da, AB direktiflerinde (1) yer almayan ama kendince önemli saydığı bazı maddeleri, yasa tasarısının satır arasına sıkıştırdı. Böylece bu girişim, üç önemli bileşenden oluştu:

  • Zaten mevzuatta bulunan ögelerin yinelenmesi,
  • Satır arasına sıkıştırılan ve hükümetin özlemlerini yansıtan ögeler,
  • AB Çerçeve Direktifi ile uyumlandırmak amacıyla konulan ögeler.
  • Hiç kuşkusuz, bu bileşenler, ya bundan zarar gören kurum-kuruluşların direnciyle, ya da Danıştay’ın direnciyle karşılaştı. Böylece kısa bir süre içerisinde çıkarılması ve hatta sancısızca uygulamaya geçirilmesi olasılığı olan bir konu, yılan hikayesine dönmüş oldu.
  • Bu yazımızda, konuya damgasını vuran üç metin üzerinden bir tartışma yürüteceğiz. Karşılaştırmalı olarak üzerinde duracağımız metinler şunlardır:
  • Mesleksel Sağlık ve Güvenlik Yasa Tasarısı (1995)
  • Avrupa Birliği İş Sağlığı Güvenliği Çerçeve Direktifi (89/391)
  • İş Sağlığı Güvenliği Yasası (2012)
Editör: Haber Merkezi