Kanada'nın Arktik Takımadaları'ndaki Baffin Adası'ndaki 62 milyon yıllık lav akıntıları üzerinde yapılan bir araştırma, gezegenimizin iç kısımlarıyla ilişkili nadir bir izotop olan helyum-3'ün alışılmadık derecede yüksek seviyelerini buldu.

Keşif Çarşamba günü Nature dergisinde yayınlandı ve diğer araştırmacılar ile uzmanlar arasında kitlesel tartışmalara yol açtı.

Woods Hole Oşinografi Enstitüsü ve Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nden jeokimyacılardan oluşan bir ekip, Baffin Adası'nın eski lav akışlarından okumalar almıştı.

Geniş kara kütlesi, karasal volkanik kayalarda şimdiye kadar bulunmuş en yüksek oranlarda helyum-3, helyum-4 ve üçüncü bir izotopu içeriyor.

Araştırma ekibi, karasal bir alanda bu kadar yüksek seviyelerde helyum-3 bulmanın büyük bir sorun olduğunu belirtti.

Helyum-3 doğası gereği çok nadirdir.

Yüzeye çıktığı anda atmosfere kaçar ve uzayda kaybolur.

Eğer yüzeyde bulunursa, çekirdekten çıkmış olma ihtimali yüksektir.

Eğer helyum-3 çekirdekten geliyorsa, etrafındaki diğer materyaller de öyle olmalıdır; bu da çekirdek materyalinin daha fazla fiziksel örneğini sunar.

Sonuç olarak, son bulgular, bilim insanlarının daha önce mühürlendiği düşünülen Dünya'nın çekirdeği hakkında bildiklerini altüst edebilir.

Eğer malzemenin gerçekten çekirdekten sızdığı kanıtlanabilirse, bu, bilim insanlarına çekirdek malzemeyi daha önce hiç yapılmamış bir şekilde inceleme olanağı sağlayacak.

Bu ilkel helyum-3, gezegenimizin oluşumuyla ilgili başka yollarla erişilemeyen sırlar içerebilir.

Woods Hole Oşinografi Enstitüsü'nden jeokimyacı Forrest Horton "Dünya'nın çekirdeği hakkında var olduğu dışında çok az şey biliyoruz. Bu, temel çalışmayı hem ilgi çekici hem de sinir bozucu hale getiriyor. Geleneksel olarak, gezegenimizin çekirdek ve dış katmanlarının (manto ve kabuk) jeokimyasal olarak izole edildiği (yani malzemenin ileri geri aktarılmadığı) varsayılırdı. Bilim insanları bu düşünceye giderek daha fazla karşı çıkıyor." dedi.

Horton, "heyecan verici" keşfin, derin Dünya'nın ilk düşünülenden daha dinamik olduğunu öne sürdüğünü ekliyor.

Ancak jeokimyacı, araştırmanın henüz bitmediğini ve ekibin bulgularının yepyeni bir dinamik yarattığını iddia ediyor.

"Birçok açıdan çalışmamız cevapladığından daha fazla soruyu gündeme getiriyor, dolayısıyla yapılacak çok iş var" dedi.

Kaynak: thesun

Editör: Haber Merkezi