Melikgazi ilçesi Subaşı Mahallesi’nde dünyaya gelen Gülten Ersan, 13 yaşında halı dokumaya başladı. Bir süre sonra Mehmet Ersan (71) ile evlenen Gülten Ersan, Mimar Sinan'ın doğup büyüdüğü Ağırnas Mahallesi’ne taşındı. Halı dokuma işine burada devam eden Ersan, geçen süreçte aile ekonomisine katkı sağlayarak 5 çocuğunu büyütüp, evlendirdi. 58 yıldır sayısız halı dokuyan Ersan, mahallelerine gelen yerli ve yabancı turistlere halı dokumacılığını gösteriyor.

Yaşadığı süreci anlatan Ersan, "5 çocuğumu büyütmek için tarlada çalıştım, halı dokudum. Eşime yardımcı oldum. Eşimle beraber çocuklarımızı büyüttük. Ondan sonra çocuklarımı evlendirmeye başladım. Böyle halı dokudum. Halı parasını aldım. Eşim çiftçilikten aldı. Bir gelirimiz yoktu. Biz halı ile eşim de çiftçilik yaparak çocuklarımı evlendirip büyüttüm. Fazla okumadılar. Çocuklarım ortaokul, lise ve üniversiteden sonra ayrıldılar. Okumalarını isterdim. Onları dershaneye gönderecek kadar imkanımız yoktu" diye konuştu.

Karaağaç acı biberi, unutulmaz anılara fon oldu Karaağaç acı biberi, unutulmaz anılara fon oldu

76781 (1)

'DOKUDUĞUM HALILARLA ÇOCUKLARIMA ÇEYİZ ALIRDIM'

Çocuklarının ellerinden gelen her işi yaptıklarını aktaran Ersan, "Biz zorluklarla büyüttük ama çocuklarım beni hiç üzmediler. Halıyı büyüklerimiz dokurdu. Onların yanında oturarak, bakarak, dokuyarak öğrendik. İsmail amcanın halısını dokudum. Bize yardımcı oldu. Halısını çekmesek de daralıp geldiğimizde bize yardımcı oldu. Kış gelince gelip halısını dokurduk. Halıdan kazandığımız para ile yağ, şeker, evimizin her mutfak eşyasını almaya çalışırdık. Çocuklarımıza da çeyiz alırdık. Dokuduğum halılarla çocuklarıma çeyiz alırdım. Eksiklerini yapardım. Her halı çıkarttığımda ve eşim çiftçilikten parasını aldığında bir altın yaptırıp köşeye koyardık. Çocuklarımızın geleceğini sağladık. Onlara yardımcı olduk. Onlar da bize yardımcı oldular" ifadelerini kullandı.

'GENÇLERİMİZ HALI DOKUSUN'

Eskiden çok fazla pazar ve market olmadığını belirten Gülten Ersan, "Kendi imkanlarımızla Kayseri'ye gideceğiz. O zaman köyde oturuyorduk. Oradan paramız varsa bir şeyler alabilirdik. Kocamıza da 'evimizde şu yok, bu yok' diyemezdik. Çünkü kocamızda da yok para. Ne yapalım? Halı dokuyalım. Hemen bir halı çekeriz. Eksiklerimizi alırız. Çocuklarımızın eksiğini alırız. Okul kitaplarını alırız. Kıyafetlerini alırdık. Gençlerimiz halı dokusun. Bu bir sanat. Sanatımız yerde kalmasın. Gençler okudukları için halıya oturmak istemiyorlar. Bir yerlere girip çalışıyorlar. Bu yüzden halı dokuma geriledi. Sanatımızın hiç bir zaman yerde kalmasını istemiyoruz. Sanatımız her zaman yürüsün ve ünlensin. Biz kadınlar olarak kardeşlerimizi, çocuklarımızı, kızlarımızı buraya davet ediyoruz. Gelip halımızı dokusunlar" dedi.

76781 (3)

Kaynak: DHA