Yaklaşık 30 yıldır yürütülen çalışma kapsamında, Türkiye'nin farklı bölgelerinden, farklı bitkilerden ve farklı topraklardan alınan bakteriler, laboratuvar ve arazi çalışmalarının ardından koleksiyona eklendi.
Laboratuvar ortamında, eksi 80 derecede saklanan koleksiyon, yeni örneklerle büyütülmeye devam ediyor.
Selçuk Üniversitesi Tarım ve İklim Değişiklikleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kubilay Kurtuluş Baştaş, uzun yıllardır bitki, çevre ve insan sağlığı için çalışmaya devam ettiklerini söyledi.
Oldukça büyük bir bakteri koleksiyonu oluşturduklarına dikkati çeken Baştaş, "Bugüne kadar 20 binden fazla bakteri elde ettik. Büyük bir koleksiyon hazırladık. Bu bakterileri hastalıklara, zararlılara, kuraklığa karşı mücadelede kullanıyoruz. Bunun yanında yapısı bozulmuş topraklarda, bitkilerin besinleri alabilmelerini sağlıyor. Mesela bir tanesi, bitkinin fosforu, azotu alabilmesini sağlıyor. Bir başka bakteri kuraklığa karşı bitki stresini önlüyor ya da farklı hastalıkların önlenmesinde etkili olabiliyor." ifadelerini kullandı.
"BUNUN İNSANA VE ÇEVREYE ÇOK FAYDASI OLACAĞINA İNANIYORUZ"
Avrupa Birliğinin, tarım ilaçlarının 2030'da yüzde 50'sini, 2050'ye kadar da yüzde 90'ını yasaklama kararı aldığını anımsatan Baştaş, şöyle konuştu:
"İlaçlar giderken alternatif metoda, daha doğal bir yönteme ihtiyaç var. Bu noktada, organik olabilecek, insana ve çevreye zararlı olmayan, yine doğanın kendisinden gelen faydalı bakteriler var. Bunları kullanacağız ve hakikaten de bunun insana ve çevreye çok önemli faydası olacağına inanıyoruz. Birçok deneme yaptık. Bu faydalılar da hem bitkisel üretimi hem de verimi, kaliteyi bozmadan devam ettiriyor. Sebze, meyve başta olmak üzere şeker pancarından tutun, fasulyeye, elma, armuttan domatese kadar hemen hemen birçok ürünle çalıştık."
Baştaş, uzun yıllardır yapılan denemelerde, arazide elde ettikleri sonuçların oldukça başarılı olduğunu vurguladı.
Koleksiyonu büyütmeye ve geliştirmeye devam ettiklerini kaydeden Baştaş, "Hassas oldukları için ortam koşullarında, toprakta, açık arazide çok daha çabuk ölen faydalı bakterilerin, yeni teknolojiler ve formülasyonlarla hayatta kalma dirençlerini daha da artırdık. Bazı bitkilerde çok ciddi anlamda kuraklığa karşı önlem olabilecek bakteriler bulduk. Bazı hastalıkların önlenmesinde başarımız yüzde 90'lara ulaştı ve bu hastalıklardan biri de mücadelesi pek mümkün olmayan kök çürüklüğü. Bu anlamda mutluyuz, gururluyuz." dedi.