DEMET İLCE / MUHABİR
Paris Morgu'nda, isimsiz ve sahipsiz kişilerin tespit edilebilmesi için ölen sakinlerinin sergileneceği bir salle d'exposition vardı. Sanayi Devrimi'nin gelişi, birçok kişinin yeni ve bazen tehlikeli istihdam yolları bulmak için şehre seyahat etmesi anlamına geliyordu. Mekanik veya lokomotif kazalarında ölenler genellikle evlerinden uzaktaydı ve onlar da camın arkasında insanı bekleyen soğuk bedenlere katılıyorlardı.
Kayıp eşyanın meraklılar için popüler bir sergi haline gelmesi, hatta İngiliz seyahat rehberlerinde Le Musée de la Mort olarak listelenmesi çok uzun sürmedi. How Stuff Works'ün haberine göre, Notre-Dame Katedrali'nin arkasında bulunan Paris morgu, cesetleri teatral perdeli pencerelerin arkasına yerleştirdi ve kimin sergilendiğine bağlı olarak on ila yüz binlerce ziyaretçiyi çekebilirdi.
Taryn Cain'in Wellcome Koleksiyonu için işaret ettiği gibi, modern çağda kendi Paris Morgumuz var ve bu küresel hale geldi. Tartışmalı Body Worlds sergisi, 40 milyondan fazla kez ziyaret edilen ve hatta bir Bond filmine konu olan plastine kadavraları sergiliyor. La Morgue'dan sandığımız kadar uzakta olmayabiliriz.
O zamanlar cesetler tazeydi ve önemli özellikleri gizlemek için sadece kumaş şeritleriyle kaplıydı, ancak kıyafetleri üzerlerine asılarak merhumun hayatına dair bir anlık görüntü sağlanıyordu. Fransız oyun yazarı Léon Gozlan'ın dediği gibi, "Başka yere en son modayı görmek için gittiğiniz gibi, oraya da boğulanları görmeye gidersiniz."
Paris morgu, insanlara dehşeti canlı canlı sunarak meraklarını gidermek için bir adım daha ileri gitmiş gibi görünüyordu. Basın, son ölümlerin korkunç ayrıntılarına sıcak bakıyordu ve morg, okuyuculara kurbanları yakından görerek hikayeyle daha fazla bağlantı kurma fırsatı verdi.
Özellikle popüler sergilerden biri, 1876'da Seine Nehri'nden "iki parçaya bölünmüş kadın"dı. Cesetler sonunda sergilenemeyecek kadar çürümüştü ve iki hafta sonra onun yerine balmumu bir büst konuldu.
JSTOR'a göre, la morg'un cazibesinin marazi merakla daha az, ziyaretçilerin dehşetten zevk almak yerine ölülerle empati kurmasıyla daha çok topluluk duygusuyla ilgisi olabilir. Spectacular Realities: Early Mass Culture in Fin-de-Siecle Paris kitabının yazarı Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden Profesör Vanessa Schwartz, morg sergi salonunun ve balmumundan yaşayan gazetelerin 19. yüzyıl Paris'inin gerçek suç belgesellerine cevabı olabileceğini yazdı.