Tuğçe Huy - Diriliş Postası
Bu fosiller, dinozorların sadece pullarla kaplı olmadığını, aynı zamanda tüylü olduğunu da ortaya koydu. Yutyrannus huali, tüylü dinozorlar arasında bilinen en büyüğü olarak dikkat çekiyor.
TÜYLERLE KAPLI DİNOZORLARIN EVRİMİ
19. yüzyılın ortalarında, kuşların dinozorların soyundan geldiği teorisi, 1861'de keşfedilen Archaeopteryx fosiliyle desteklendi. O zamandan beri birçok tüylü dinozor keşfedildi, ancak şu ana kadar en büyük tüylü dinozor unvanı Yutyrannus huali'ye ait. Bu dev dinozor, 9 metre uzunluğunda ve 1.400 kilogram ağırlığında, yani Beipiaosaurus’tan dört kat daha ağırdı.
YUTYRANNUS’UN TÜYLERİ: PROTO-TÜYLER
Yutyrannus huali’nin vücudu kısmen ya da tamamen tüylü müydü, bu konuda kesin bilgi yok. Ancak, fosiller, Yutyrannus'un proto-tüylerle kaplı olduğunu gösteriyor. Proto-tüyler, modern tüylerden farklı olarak uzun filamentler şeklinde bulunuyor ve kuşların ilk tüyleri olarak kabul ediliyor. Bu tüyler, Yutyrannus’un soğuk iklimlerde sıcak kalmasını sağladığı düşünülüyor.
T. REX VE TÜYLER
Tyrannosaurus rex’in tüylü olup olmadığı, paleontologlar arasında tartışma konusu. Yetişkin T. rex’lerin tamamen tüylü olmadığı düşünülüyor. Ancak, yavru T. rex'lerin tüylü proto-tüylerle kaplı olması muhtemel. T. rex’in büyümesiyle birlikte, tüylü kaplamanın uygun olmayabileceği düşünülüyor çünkü büyük bir hayvan için tüylerin sağladığı izolasyon aşırı ısı birikmesine neden olabilirdi.
TÜYLERİN EVRİMSEL ÖNEMİ
Tüylerin evrimsel olarak küçük hayvanlarda termoregülasyon sağlamak amacıyla geliştiği düşünülüyor. Küçük hayvanlar, yüksek yüzey alanı nedeniyle vücut ısılarını korumakta zorluk çekiyor. Ancak, büyük dinozorlarda bu durum değişebilir. Yutyrannus huali’nin tüylü yapısı, dinozorların evrimsel süreçlerinde tüylerin rolünü anlamamıza yardımcı oluyor.
Yutyrannus huali, tüylü dinozorların en büyük örneği olarak tarih öncesi dönemin sırlarını aydınlatıyor. Bu büyük ve etkileyici dinozorun proto-tüyleri, dinozorların evrimsel geçmişindeki önemli bir aşamayı temsil ediyor. Yutyrannus’un keşfi, dinozorların evrimsel gelişimini ve tüylü yapılarının tarihini anlamak için büyük bir adım olarak değerlendiriliyor.
