İnsan, ne yazık ki elindekilerin kıymetini bilmeme konusunda usta sayılır.

Sahip olduğumuz her şeye sanki sonsuza kadar bizimmiş gibi davranırız.

Oysa her şeyin bir sonu olduğunu unuturuz.

Sevdiklerimiz, sağlığımız, zamanımız...

Hiçbiri sonsuza kadar bizimle kalmayacak.

Bir gün, hatta bir an, farkında bile olmadan hepsini kaybedebiliriz.

Sahip olduğumuzu sandığımız her şeyin aslında birer emanet olduğunu unutmamalıyız.

Bu emanetlere saygı duymalı ve onları en iyi şekilde değerlendirmeliyiz.

Bu bilinçle yaklaştığımızda, sahip olduklarımızın kıymetini anlamaya başlarız.

Sevdiğimiz birini kaybettiğimizde ya da hastalandığımızda anlarız ki aslında hiçbir şeye tam anlamıyla sahip değiliz.

Her şey bir anda elimizden kayıp gidebilir.

Peki, ne yapmalıyız?

Zamanla birlikte sevdiklerimizle geçirdiğimiz zamanları, sağlıklı bir şekilde yaşayabilme şansımızı takdir etmeyi ve bunun değerini bilmeyi öğrenmeliyiz.

Her anın kıymetini bilmeli, onu dolu dolu geçirmeye çalışmalıyız.

Yoksa geri dönülmez bir pişmanlık duygusuyla yaşamak zorunda kalabiliriz.

Zamanın kıymetini bilmeyen, onu geri alamadığında pişman olur.

Sağlığını ihmal eden, hastalandığında geçmişe özlemle bakar.

Sevdiklerine gereken değeri vermeyen, onları kaybettiğinde büyük bir acı yaşar.

Pişmanlık kapanmaz bir yaradır.

Vücuttaki yaralar zamanla iyileşirken pişmanlık yarası içimizde derinleşir, bizi kemirir ve tüketir.

Hayatımızın geri kalanında bu acı ile yaşamak zorunda kalabiliriz.

Pişmanlığın acısından kaçınmak için şükretmesini bilmeliyiz.

Elimizin altındakilerin kıymetini ve değerini takdir edebilmeliyiz.

Sevdiklerimize, sahip olduğumuz her şeye değer vermeli ve onları elimizden geldiğince mutlu etmeliyiz.

Unutmayalım ki kıymet bilmeyenin kıymeti olmaz.

Kıymet bilen ise pişmanlık duymaz.

Hayatımızı sevgiyle, sevdiklerimizle ve güzelliklerle dolu hâle getirmek elimizdedir.

Bunu başarmak için elimizdeki her anı değerlendirmeli ve minnettarlık duygusunu kalbimizde daima canlı tutmalıyız.

Anne Frank'ın dediği gibi; "Ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır çünkü pişmanlık minnetten daha güçlüdür."

Sahip olduğumuz her şeyin kıymetini bilmemiz gerektiğini ve sevdiklerimize her zaman değer vermemiz gerektiğini hatırlatan etkili bir ifade...

Yoksa ömür boyu bizi takip eden derin bir pişmanlık duygusuyla yaşamak zorunda kalabiliriz.

Hayatımız sınırlı ve her şey geçici.

Bu gerçeği her zaman aklımızda tutmalı ve sahip olduğumuz her anın kıymetini bilmeliyiz.

Sevgiyle, şükranla ve minnettarlıkla dolu bir hayat yaşamak elimizdedir.

Hayatın tüm zorluğuna rağmen, bunu başarmak için elimizden geleni yapabilmeliyiz.