Gökhan Erek / Özel Haber

İsrail, hiçbir hukuk kuralı tanımadan Gazze’de sivil katliamlarını sürdürürken, yaşanan zulüm karşısında tepkisiz kalan ABD başta olmak üzere Batı ülkeleri; siyasi, insani ve askeri tarihlerine kara leke işlemeye devam ediyor. Dünyaya insan hakları savunucusu izlenimi vermeye çalışan ABD ve türevi ülkeler, 60 günlük süreçte toplamda 16 bin 248 insanın ölümüne sessiz kalırken, ölenlerin 7 bin 112’sini çocuklar, 4 bin 885’ini ise kadınlar oluşturuyor.

11 EYLÜL 2001 BAĞLANTISI

ABD Eski Başkanı George W. Bush, 11 Eylül Saldırısı’nın ardından, ‘Dünya artık eskisi gibi olmayacak.’ ifadelerini kullanmıştı. Yeni Başkan Joe Biden ise, ‘İsrail-Filistin arasında 7 Ekim’den önceki duruma dönüş olmayacak.’ açıklamasında bulundu. Biden’in açıklamaları ardından, Gazze’de de 11 Eylül sonrası süreçlerin yaşanıp, yaşanmayacağı merak edilen konular arasında yer alıyor. 

NEDEN KALICI BARIŞ İSTENMİYOR?

Peki ABD Başkanı Joe Biden’in, İsrail-Filistin arasında 7 Ekim’den önceki duruma dönüş olmayacağına dair açıklamaları, Gazze’de yeni bir 11 Eylül sürecinin başlangıcı olarak yorumlanabilir mi? ABD, Gazze’de neden kalıcı barış istemiyor? İsrail’in, ateşkesi bozma kararına, ABD’nin etkisi ve buna paralel olarak İsrail’in planı ne? İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, neyi amaçlıyor? Hamas, İsrail’e teslim olacak mı?

İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özden Zeynep Oktav, Diriliş Postası’na değerlendirdi.

ORTA DOĞU’NUN KADERİ!

Prof. Dr. Özden Zeynep Oktav, Gazze’de yaşananları, 11 Eylül olayları ile karşılaştırmanın yanıltıcı olabileceğini belirterek, “Çünkü 7 Ekim ve sonrasında Gazze’de yaşananlar, sadece Gazze ile ilgili değil; aynı zamanda Orta Doğu‘nun kaderiyle de ilgilidir. Örneğin; İsrail, Lübnan’ı da tehdit etmektedir.” şeklinde konuştu.

İSRAİL’İN NEREDE DURACAĞI BELLİ DEĞİL

İsrail’in, nerede duracağının belli olmadığını söyleyen Prof. Dr. Oktav, sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Her ne kadar ekonomisi ve diğer kaynakları iki aydır süren insanlık dışı saldırılar nedeniyle tükenmekteyse de ABD, hala  İsrail’in arkasında durmaktadır. Uluslararası toplum aktörleri tam anlamıyla, özellikle AB yetkilileri; yeterince İsrail’deki karar vericileri kınamamıştır ve hukuk dışı ilan etmemiştir.” 

CENTCOM duyurdu: Gazze kıyılarına kurulan geçici iskeleden ilk yardım sevkiyatları başladı CENTCOM duyurdu: Gazze kıyılarına kurulan geçici iskeleden ilk yardım sevkiyatları başladı

VAHŞETE GÖZLERİNİ KAPATTILAR

Prof. Dr. Oktav, ABD’nin, 11 Eylül olayları sonrasında tüm ülkelerin rızasını alıp Afganistan’a saldırdığını hatırlatarak, “Ancak 2002’den sonra Güvenlik Belgesi’nde yer alan ‘Ön Alıcı Vuruş’ gibi kavramlar ve Irak'ın 2003’teki hukuk dışı istilası ile bugünküne benzer bir durum ortaya çıkmıştır. Ancak yine de Almanya ve Fransa gibi ülkelerin, bu hukuk dışı ABD istilasına karşı çıktıklarını hatırlayalım. Bugün ise ne yazık ki ne Almanya ne de Fransa, yeterince Gazze’deki dram karşısında bir dik duruş sergilememişlerdir.” şeklinde konuştu.

ABD’Lİ YETKİLİLERİN AÇIKLAMALARI

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, Gazze’de kalıcı ateşkesi desteklemediklerini, ancak ‘İnsani ara’nın uzatılmasını görmek istediklerini belirtti. ABD Dışişleri Bakanı Blinken de ‘Gazze’nin kuzeyinde yaşanan büyük sivil kaybı ve sivillerin yerlerinden edilmesi güneyde tekrarlanmamalı.’ şeklinde dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Gazze’de yaşanan soykırım ve insanlık suçlarının ardından, her ne kadar barış ve insan hakları savunucusuymuş havası vermeye çalışsa da  ABD’nin, Gazze üzerinde ne gibi planlarının olacağı da merak ediliyor.

ASLA İNANDIRICI DEĞİL

ABD’li yetkililerin insan ölümlerine karşı hassasmış gibi verdikleri demeçlerin, asla inandırıcı olmadığının altını çizen Prof. Dr. Oktav, “Çünkü kalıcı bir ateşkesten yana olmayan bir Biden yönetimi var. Ancak hem ABD’de hem de Avrupa’da kitlelerin, kendilerini yönetenlere karşı son derece tepkileri artmakta. Bu yüzden bu tarz demeçler vermek zorunda kalan bir Biden yönetimi var. ‘İnsani ara’ kavramının uluslararası hukukta hiçbir yeri yoktur. İnsan ölümlerini önlemek amacı da yoktur ne yazık ki.” diye konuştu.

Hamas ve İsrail arasında yapılan ateşkes ile esirlerin takası ve tarafların rahat bir nefes alması hedeflenirken, İsrail, ateşkesin sona erdiğini açıklayıp, kadın, çocuk, yaşlı farketmeksizin katliamlarına devam etti. İsrail’in, ABD’nin açıklamalarından sonra aldığı karar, dikkatlerden kaçmadı ve İsrail’in asıl amacı sorgulanmaya başlandı.

İSRAİL’İN AMACI ÜLKELERİ DOMİNE ETMEK

Prof. Dr. Oktav, İsrail’in amacının gayet ve açık ortada olduğunu dile getirerek, “Bölgede demografik yapıyı kendi lehlerine bozmak, insansızlaştırmak ve askeri güce dayalı bir şekilde; sadece Filistin topraklarını değil, bence Suriye’yi ve Lübnan’ı da domine etmek istiyorlar.” ifadelerini kullandı. 

ACI VE BÜYÜK TRAJEDİ

İsrail’in, cepheyi genişletmesi durumunda, karşılarına bir Arap direnişinin çıkmayacağının öngörüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Oktav, “Ne yazık ki bunu hepimiz düşünüyoruz. 10, hadi bilemediniz 15 milyonluk bir İsrail; 400 milyonluk Arap dünyasına karşı hükmediyor. Bu, çok acı ve çok büyük bir trajedi.” ifadelerini kullandı.

HAMAS TESLİM OLMAYACAK

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas ile yapılan dolaylı müzakerelerin çıkmaza girdiği gerekçesiyle, insani aranın yeniden başlatılması konusunda Katarlı yetkililerle görüşmek üzere Doha'da bulunan Mossad Başkanı David Barnea ve ekibine geri dönmeleri talimatını verdi. Netanyahu’nun yaptığı bu hamle, üzerinde çok fazla konuşulan konular arasında yer aldı. 

Prof. Dr. Oktav, Netanyahu’nun, Mossad Başkanı’na geri dönmeleri  için verdiği talimatı değerlendirerek sözlerini şu şekilde sonlandırdı, “Anlaşılan Hamas, sonuna kadar savaşmak istiyor ve İsrail’e teslim olmayacak. Burada en kilit faktör Hizbullah. Şimdiye kadar pek bir varlık göstermedi fakat Hizbullah’ın ne yapacağı konusu önemli.”
 

Editör: Gökhan Erek